İzmir demir çelik fabrikasında faciadan dönüldü
İzmir Demir Çelik fabrikasında cumartesi günü büyük bir patlama meydana geldi. Şans eseri patlamada can kaybı yaşanmazken, işçiler çalışma koşullarını Evrensel'e anlattı.
Arşiv | Fotoğraf: Pixabay
Turan KARA
İzmir
İzmir Demir Çelik (İDÇ) fabrikası çelikhane bölümü 25 Nisan cumartesi günü büyük bir patlamayla sarsıldı. Bölümde daha önce iki küçük patlama olduğunu ve deneyimli işçilerin uyarısıyla uzaklaştıkları için patlamadan zarar görmediklerini aktaran işçiler, çalışma koşullarına ilişkin daha önce Evrensel yoluyla yaptıkları uyarıların dikkate alınmamasına tepkili.
İDÇ geçtiğimiz cumartesi günü Kamu Aydınlatma Platformuna 21 Nisan’da çubuk haddehanesinde 2, profil haddehanesinde 2 vardiya olacak şekilde gerekli tüm önlemler alınarak üretime başlandığını duyurdu.
"BOMBA PATLAMIŞ SANDIK"
Patlamaya ilişkin işçiler şunları dile getirdi:
- Aslında esas patlamadan önce 2 kez küçük çaplı patlamalar oluyor. Bunu gören arkadaşlar diğerlerini uyarıyor ve ortalıktan kaçınmalarını söylüyor. İyi ki izabeciler meydanda değilmiş ve 20.00’a doğru asıl patlama oluyor. Büyük bir patlama...
- Yani ocaktan öyle bir alev çıkıyor ki 20 metrelik tavana kadar yükseliyor. O esnada 20- 25 metre yakınında olan herkes yanardı. Kimseye bir şey olmaması, facianın önlenmesi işçilik tecrübesinden başka bir şey değil. Sonra tabii ki şefler, müdürler sorumlu bulmak için gelmiş hemen. Zararı patrona bildirmek için, raporlama derdine düşerek hemen etrafı fotoğraflamışlar.
- 15-20 yıldır buradayım çok patlama gördüm böylesini yaşamadım. Eritilen hurda içinde top parçası, silah, bomba falan da oluyor malum... Bomba değilmiş. Panelde su kaçağı olmuş o yüzden olmuş diyorlar, emin değilim.
- Valla hiç böyle bir patlama görmedim daha önce. Atölyeden falan duyuldu. Mesaisi olmayanlar ertesi gün etrafı toparlamak için çağrıldı. Herkes çok korktu tabii, en azından ben korktum ne yalan söyleyeyim. Savaşa gelmiyoruz, şuraya insan gibi çalışıp eve ekmek götürmeye geliyoruz. Kimseye bir şey olmaması tabii büyük şans. Ama patlama tesadüf değil bak, çelikhanede zorluyorlar, HABAŞ gibi yapmaya çalışıyorlar. Yani harala gürele, hadi hadi çalışmayla... Bu bir kaç aydır ilk değil, trafo bile patladı, zehrin, tozun altında çalışmaya zorlamalar, iş güvenliğini de işçi sağlığını da ayaklar altına almalar… Bizi dinlemiyorlar, bu yöneticilerle olmaz.
"ÜRETİM İÇİN HAYATLARIMIZ TEHLİKEYE ATILIYOR"
Fabrikada yaşanan ve faciaya ramak kalan patlamaya yol açan sebeplerden birisi de işçilerin ağır çalışma koşulları ve yönetimin İSG kurallarını hiçe sayması. Fabrikaya yeni gelen çelikhane müdürünün vahşi çalışma koşulları dayatmasını ve İSG kurallarını hiçe sayan tutumunu daha önce de işçilerin görüşleriyle birlikte Evrensel’de yazmıştık. Bundan sonra fabrika yönetimi ve çelikhane müdürü koşulları iyileştirmek yerine Evrensel ile irtibat kuran ve çalışma koşullarına itiraz eden işçilerin peşine düşmüştü.
Patlama sonrası gazetemize konuşan bir işçi fabrikada müdürlerin kendilerini korumaya aldıklarını, işletme müdürünün odasından çıkmadan tüm görüşmeleri telefonla gerçekleştirdiğine dikkat çekerek “Bizler sanki virüsten muafmışız gibi davranıyor. Örneğin; yemekhanede yemek yemek yasak ama ekmek arasını alan doğru kendi odasına gidiyor, yeri geliyor ufacık odalarda en az 6 ve daha fazla kalabalık insan aynı anda yemek yemek zorunda kalıyoruz. Fabrika girişlerinde de durum farklı değil, fiziki mesafe hiçe sayılıyor. Fabrika yönetimi devletten yardım aldıkları halde sipariş aldıkları için eve gönderdikleri personeli kuluçka süresinden daha az bir zamanda geri çağırdılar. Oysa kimse keyfiyetten gitmedi eve, virüsün bulaştığı arkadaşlarımız vardı ve anlattığım ortamdan dolayı başka kimlere bulaştı bilemiyorduk. Hâlâ bilemiyoruz ama iş başı yapmak zorunda kaldık. Servislerde ise sadece dezenfektan var. Son zamanlarda maskesiz binilmiyor ama doğru dürüst servis içleri ilaçlanmıyor gibi geliyor. Turnikeler hakeza aynı, koğuşların bakımları ile uğraşanları evlerine yolladılar. Koğuşlar rezalet, temizlikleri bile olmuyor. Fabrikada yemekhane haricinde sosyal mesafe kuralı uygulanmıyor. İç içe çalışıyoruz. Üretim yapacaklar diye işçiler olarak hepimizin hayatları tehlike altında. En önemlisi de psikolojimiz ağır baskı altında. Sağlıklı ve güvenli çalışma olması mümkün mü? Burası demir çelik fabrikası, burada küçük kaza diye bir şey yok. Bunu iyi bilmeleri lazım, yaşanan patlama bunu gösterdi” dedi.