27 Nisan 2020 09:52

Öztrak: Saray hükümeti TBMM'ye karşı mutlaka sorumlu olmalıdır

Gündemi değerlendiren CHP Sözcüsü Faik Öztrak, "Bilim Kurulu yeni uzmanlıklar takviye edilerek devam etmeli ya da salgından çıkış sürecini yönetmek üzere ayrı bir yapı oluşturulmalıdır" dedi.

Fotoğraf: Kaan Ulu/DHA

Paylaş

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, CHP olarak hayatın normalleşmeye başlamasını arzuladıklarını ancak ikinci bir dalgaya izin verilmemesi için dikkatli olunması gerektiğini belirtti. Bilim Kurulu'nda yeni uzmanların eklenmesi ya da salgından çıkış sürecini yönetecek ayrı bir yapı oluşturulması önerisinde bulundu. Öztrak açıklanan ekonomi paketlerini ve destekleri "Millete faizle borç vermenin, vergisini, faturasını faizle ertelemenin adı ne zamandan beri destek oldu? Bu dağıttınız borçların yarın ödeme zamanı geldiğinde ne yapılacak? Vatandaş bu borçları ödeyecek. Sonra ne yiyecek, ne içecek, nerede yatıp kalkacak?" ifadeleri ile eleştirdi.

"KAMUOYU VE TBMM DETAYLARI BİLMELİ"

Öztrak, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Öztrak'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Sağlıklı günler için umudumuz artmıştır. Ancak bu, gevşemeye neden olmamalıdır. Türkiye, halen dünya üzerinde en fazla hastanın olduğu 7. ülkedir. Hastalığa yakalanan yurttaşlarımızın sayısı 110 bin 130'a, hastalıktan kaybettiklerimizin sayısı ise 2 bin 805'e ulaşmıştır" dedi.

"CHP olarak, elbette hayatın bir an evvel normalleşmeye başlamasını arzuluyoruz. Ama salgının yavaşlamasının ve normalleşmenin konuşulmaya başladığı şu günlerde, ikinci bir dalgaya izin vermemek için daha dikkatli, daha özenli olunması gerektiğini de düşünüyoruz. Şimdi izolasyon kurallarını gevşetip, toplumu ve ekonomiyi yeniden açma sürecinde, ya mevcut Bilim Kurulu yeni uzmanlıklarla takviye edilerek devam etmeli ya da salgından çıkış sürecini yönetmek üzere ayrı bir yapı oluşturulmalıdır"

"Uygulanacak strateji ve alınması gereken tedbirler kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılmalıdır. Kamuoyu ve TBMM çıkış stratejisinin detaylarını mutlaka bilmelidir. Saray hükümeti, bilim kurullarının önerdiği, atılan veya atılmayan adımlar konusunda kamuoyuna ve TBMM'ye karşı mutlaka sorumlu olmalıdır" 

"DESTEK VATANDAŞIN KRİZDE UĞRADIĞI ZARARIN TELAFİSİDİR"

"Ekonomide büyük bir işsizlik ve yoksulluk afeti yaklaşırken, sarayın acul damadı ne yapıyor? Sağlıkçıların çabaları üzerinden, siyasi rant devşirmeye çalışıyor. Bir de her hafta bir kısa film çekip, internete yüklüyor Son çektiği fragmanda da 200 milyar liralık bir destekten bahsediyor. Borç vermenin, alacak ötelemenin, vergi yapılandırmalarının, işçinin kendi parasını işçiye vermenin adına destek diyorlar. Destek nedir? İşini ve gelirini kaybeden işçinin, dükkanını kapatan esnafın, çarkları nasıl döndüreceğini düşünen sanayicinin, tarlasına giremeyen çiftçinin cebine bu krizde yitirdiği maaş, ücret, kazanç karşılığında nakit koymaktır. Vatandaşın krizde uğradığı zararın devlet tarafından telafisidir. Ama bakan, esnafa verilen kredi kartını, millete dağıtılan tüketici kredilerini, şirketlere verilen kredi garanti fonu kredilerini destek diye yutturmaya kalkıyor."

"FAİZLE BORÇ ERTELEMENİN ADI NE ZAMAN DESTEK OLDU?"

"Bu paketteki 200 milyar denen desteğin yaklaşık 150 milyar lirası borç. Kalanı İşsizlik Fonu'ndan yapılan ödemeler ve çok düşük bir miktar Hazineden yapılan ödeme var. Millete faizle borç vermenin, vergisini, faturasını faizle ertelemenin adı ne zamandan beri destek oldu?" 

"Bu dağıttınız borçların yarın ödeme zamanı geldiğinde ne yapılacak? Vatandaş bu borçları ödeyecek. Sonra ne yiyecek, ne içecek, nerede yatıp kalkacak?"

"KREDİLER TUZU KURU MÜŞTERİLERE GİDİYOR"

"Bu kredilere kimler ulaşabiliyor, kimler istediği kadar kredi alabiliyor? Verdiğiniz kredilerle övünüyorsunuz, millet krediyi de alamıyor. Partimiz kredi alamayanların ağlama duvarına döndü. Kamu bankalarına 10 bin lira tüketici kredisi için başvuran yurttaşlarımıza ya ret cevabı veriliyor, ya da 'Al şu 3 bin lirayı git' deniyor. Pek çok esnaf ve KOBİ, kredilere ulaşamıyor. Anlaşılan burada da adil olamıyor, yandaşı kayırıyorsunuz. Özel bankalar ise tavsiye falan dinlemiyor. Krediler bildik tuzu kuru müşterilere gidiyor. 'Emeklinin bayram ikramiyesini öne çektik' diye duyurdunuz ama kredi borcu olan emeklilerin ikramiyesine bankalar el koyuyor."

"1000 LİRA İLE İNSANLAR NASIL GEÇİNECEK"

"(Mardin'de çiftçilerin hesaplarına yatan desteklere elektrik borcu karşılığında bloke konuldu) Ne anladık bu işten? Bakanın çekip internete yüklediği fragmanlarla, vatandaşların yaşadığı gerçekler arasında çok büyük bir uçurum var. Bakanın bahsettiği 200 milyar liranın sağından bakıyoruz, solundan bakıyoruz millete karşılıksız verilen doğru dürüst bir destek yok. Bir tek 4,4 milyon aileye 1000'er lira verilmiş. Bir defaya mahsus vermiş olduğunuz bu 1000 liralarla bu insanlar nasıl geçinecek? Gelecek umudumuz olan çocuklarını nasıl besleyecekler?"

"(Kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin) İşçinin kendi parasını işçiye veriyorsunuz, sonra da bunu paketleyip destek diye sunuyorsunuz"

"1000 lira böyle bir dönemde evinde kalmaya zorladığınız, işletmesini kapattırdığınız insanları ve çalışanları ayakta tutmaya nasıl yetecek Allah aşkına? Salgınla mücadele amacıyla kahvehanesinden, berberine, düğün salonundan, tiyatrosuna 252 bin 690 işletmenin kapısına kilit vuruldu. Bunların çalışanlarına en azından bir asgari ücret tutarında destek verin. İşletmelerin yitirdikleri kazancın belli bir oranını tazminat olarak ödeyin" 

"ÖDEMELER MÜTEAHHİTLERE YAPILDI MI?"

"(Osmangazi ve Yavuz Sultan Selim köprüleri için 2019 geçiş garantileri kapsamında 2 milyar 720 milyon lira ödeme yapılması) "Bu ödeme söz konusu müteahhitlere yapıldı mı, yapılmadı mı? 'Türkiye'de herkes fedakarlık yapmalı' diyorsunuz ama her şeyden önce dolarla ihale alan, hazine garantilerini dolara bağlamış olan yandaş müteahhitlerin bu fedakarlığı yapmasıyla işe başlamamız gerekiyor." 

"EN SON İHTİYAÇ DUYACAĞIMIZ ŞEY TOPLUMU BÖLMEKTİR"

"Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın eşcinsellere karşı nefret suçu işlediği konuşmasını kınayan Ankara Barosu hakkında açılan soruşturma) Bu ülkede inanç sahiplerinin inançlarını dile getirme hakkı vardır. Ancak bunu dile getirirken birilerinin yaşam tarzı üzerinden nefret dilini kullanarak, düşman yaratarak bunu yapmamaları gerekir. İçinden geçmekte olduğumuz bugünlerde en son ihtiyaç duyacağımız şey birilerini ötekileştirerek, düşmanlaştırarak toplumu bölmektir." (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu: Türkiye’yi ciddi bir yoksulluk bekliyor

SONRAKİ HABER

Havacılık şirketi Airbus'ta 135 bin işçi işten atılma tehlikesiyle karşı karşıya

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa