27 Nisan 2020 21:19

Belediye Meclis Üyeleri: Belediyeleri itibarsızlaştırma çabaları halkı vuruyor

İstanbul, Ankara ve İzmir Belediye meclis üyeleri ve Siyaset Bilimci Uysal: İktidar belediyeleri itibarsızlaştırmaya çalışırken ülke insanlarına zarar veriyor.

Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş ve Zeydan Karalar | Fotoğraflar: DHA

Paylaş

Çağrı SARI
İstanbul

Koronavirüs (Kovid-19) salgını Türkiye’de her gün yeni ölümlere yol açmaya devam ederken, iktidarın gündeminde kendi yönetiminde olmadığı belediyelerin başlattığı kampanya ve yardımları engellemek var.

Adana’nın Yüreğir’e bağlı Yunusoğlu mahallesinde CHP’li Büyükşehir Belediyesinden gelen ekmekleri cuma günü vatandaşa dağıtan üç gönüllü, ertesi gün evlerinden alınarak karakola götürüldü.

Evrensel'e ulaşan Mahalle Esnafı Mevlüt Kaya, “Gözaltına alınan 3 arkadaşım belediyenin araması ile serbest bırakıldı. Böylece beni gözaltına almadılar. Ancak gözaltı işlemi ile ilgili bir tutanak tutulmadı” dedi.

İçişleri Bakanlığı, büyükşehir belediyelerinin yardım kampanyasını engellemek amacıyla 31 Mart’ta valiliklere genelge gönderdi. Yardım toplayan belediyelere soruşturma açılması talimatı verilen genelgenin ardından belediye hesapları bloke edildi. Sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesinin açtığı banka hesaplarına iki günde yaklaşık 6.4 milyon liralık bağış yapıldığı ifade edilirken, bu miktarın yaklaşık 600 bin liralık kısmının bloke edilen kamu bankası hesabında toplandığı, 5.8 milyon liranın da diğer hesaplarda olduğu kamuoyuna yansımıştı.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Devlet içinde devlet olmanın anlamı yoktur” sözleri ile yasağı savundu Daha sonra peş peşe yardımlar engellenmeye başladı. CHP Mersin Büyükşehir Belediyesinin yurttaşlara ücretsiz ekmek dağıtması engellendi. Antalya’da CHP’li Muratpaşa Belediyesinin aşevinin yardım hesapları kapatıldı, Eskişehir’in Odunpazarı Belediyesi aşevinin banka hesapları da bloke edildi. Adana Büyükşehir Belediyesinin salgın halinde kullanılmak üzere hazırladığı sahra hastanesi Adana İl Sağlık Müdürlüğü tarafından “Sıhhi şartların sağlık hizmeti sunmaya uygun olmadığı” gerekçesiyle mühürlendi.

Bütün bu engellemelerin ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yardım yapan belediyeler için “FETÖ” ve “PKK” benzetmesi yaptı. Erdoğan şöyle dedi: CHP’li belediyelerin salgınla mücadele kurallarını hiçe sayarak giriştikleri show yapmaktır. Bu tür teşebbüsler özellikle FETÖ, PKK gibi örgütler tarafından denenmiştir.

Pandemi sürecinin başından itibaren iktidar büyükşehir belediyelerinin yardım kampanyalarını engellerken, kendi yönetimindeki belediyelere de yardım yapılmasına ilişkin çağrı yapıyor. Tüm bunların ne anlama geldiğini Siyaset Bilimci Ayşen Uysal  ve İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Tarık Balyalı, Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Haydar Demir ile Adana Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Serdar Seyhan ile konuştuk.

İKTİDAR POLİTİKA YARATAMADIKÇA HIRÇINLAŞIYOR

Siyaset Bilimci Ayşen Uysal belediyelere dönük baskı için şu değerlendirmeyi yaptı: AKP’nin özellikle beş büyükşehir belediyesi ile arasında yarattığı gerilimi iktidarın 2013’ten beri katmer katmer artırdığı baskı politikaları çerçevesinde analiz etmek mümkün. Özellikle de 7 Haziran 2015 ertesindeki politikaların uzantısı olarak değerlendirilebilir. Ahmet İnsel’in 2018 tarihinde Birikim dergisinde yayımlanan zihin açıcı yazısında da belirttiği gibi, 2016 yılından itibaren R.T. Erdoğan’ın şahsiyetinde somutlaşan “Ben devletim” anlayışından “Devlet benim” anlayışına geçiş yapıldığını görüyoruz. Bu anlamda 2016 bir kırılma noktası. Belediyelerle arasında bizzat yarattığı gerilimi de bu anlayış dönüşümünden hareketle okumak bana tutarlı görünüyor. “Devlet bensem, belediyeler de benim” diyor özetle. Belediyelerde ancak benim borum öter, sen seçilmiş olabilirsin ama devlet ben olduğuma göre senin seçilmiş olmanın de bir değeri yoktur”. Bunun yanında, kaynakların ve yönetimin muhalefete geçmesini kabullenememe, muhalefetin yaratıcı ve dayanışmacı politikalarını kıskanma, zira kendisi artık yeni politikalar üretemiyor, bütçe ve bundan kaynaklanan pastadan pay dağıtma gücünü kaybetmenin verdiği hırçınlık gibi duyguların da etkisi olduğunu söylemek mümkün. Aslında Erdoğan ve yönetimi, iktidarlarını kabul ettirme ve siyasal meşruiyetlerini yenileme ihtiyacı duyuyor. Bunu başaramadıkça da hırçınlaşıyor ve baskıyı artırıyor.

"TERÖR SUÇLAMASI YAPMAK DÜNYANIN NERESİNDE GÖRÜLMÜŞ"

Pandemiyle ilgili devletimizi yönetenlerin öngörüde bulunup önlem alması gerekirken, CHP’li belediyelerin hızla insanların yanında olduğunu ifade eden Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Haydar Demir, “CHP’li belediyelerin sahra hastanesi açıp sağlık bakanlığına tahsisi, bedava ekmek dağıtımı, ihtiyacı olan yaşlı ve hastalara sıcak yemek dağıtımı, gıda kolileri dağıtımı, hatta iş yeri kapanan kapatılan, işinden olan insanlara parasal yardımları olumlu karşılanmışken tüm bunları kendilerine artık trollük görevi verilen bazı şahsiyetler suçlama ve kibre dönüştürmüştür” dedi.

İTİBARSIZLAŞTIRMA GİRİŞİMLERİ TEPKİ ALDI

İnsanların bir an evvel ihtiyaçlarımız karşılansın baskısı altında olduğunu ancak anlamsız kısıtlamalarla karşılaştığını söyleyen Demir, “Yapılan hizmetleri itibarsızlaştırma, karalama girişimleri insanlarımızdan çok tepki almıştır. İnsanlar yardımların kimden geldiğini gözetmezken maalesef AKP zihniyeti kibirle kıskançlıkla  bunları engellemeye çalıştı. Bu durumdan ülkemin insanları zarar görüyor” ifadelerini kullandı. 

Belediyelerin terör örgütleri ile ilişkilendirilmesine de tepki gösteren Demir, “Dünyanın neresinde görülmüş devletin anayasasında yer alan ve devletin kanunlarının verdiği yetkiyi kullanan belediyelere terör suçlaması yapıldığı. Depremlerde, afetlerde, salgınlarda kimin yardım yaptığından çok insanlarımıza bir an evvel yardımların yapılmasına bakılması gerekir” ifadelerini kullandı.

BLOKE KONULAN PARALAR İADE EDİLMELİ

Bloke konulan paraların kendilerine verilmediğini anımsatan Belediye Meclis Üyesi Haydar Demir, bu paraların  yardımsever insanların parası olduğunu, mağdur insanlar için verildiğini söyledi ve paraların belediyelere; en kötüsü yardımları yapan kişilere iade edilmesi gerektiğini söyledi.

Haydar Demir bu süreçte CHP’li belediyelerin neler yaptığını da şu sözlerle anlattı: Bakın ürünü elinde kalan pazarcı esnafın ürünü satın alındı; ihtiyacı olanlara dağıtıldı. Köylü ile alım garantili anlaşmalar yapılarak üretim için tohum dağıtıldı. Yıllardır boş bekleyen topraklarımız ekildi. Nakliyeci esnafa, terzi esnafına iş verildi. Bakın bir kuruş para harcamadan yardımsever insanlarımızın, dayanışma ruhunun birlik ve beraberlik duygusunun ön plana çıktığı an. Sn.  Mansur Başkan’ımın başlattığı “İyilik daha bulaşıcıdır” kampanyası ile mağdur insanımızın mahalle bakkallarına yazdırdıkları hesaplar kapatılarak bir taraftan da mahalle bakkallarına yardım edilmiş oldu.

AKP’nin yaptıkları da yapamadıkları da görülüyor insanlarımız bu yapılanları hiç unutmayacak.

"YASAKLARI AŞARAK YARDIM ULAŞTIRMAYA ÇALIŞIYORUZ"

Adana Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Serdar Seyhan, yasak ve engellere rağmen çalışmalarının sürdüğünü anlattı. Yardım kolilerini ramazan ayı içinde de ihtiyaç sahiplerine ulaştırdıklarını anlatan Seyhan, Adana’da sahra hastanesinin mühürlendiğini anımsatarak, iktidarın bir de bu hastaneyi şehir hastaneleri ile kıyasladığını söyledi.

Seyhan“Adı üzerinde sahra hastaneleri.  Kamu hastanelerindeki yığılma ve yetersizliklere destek niteliğinde oluşturulur. Ve bu amaçla bir öngörüde bulunularak hazırlık yapılmıştır ve sahra hastanesi oluşturulmuştur” açıklaması yaptı. “Maske satışı yapılamaz” gerekçesi ile piyasadan aldıkları maskeler konusunda da engellerle karşılaştıklarını anımsatan Seyhan, Adana’da da ücretsiz olduğu gerekçesi ile engellenen ekmek dağıtımının, çok düşük bir ücretle satış yapılarak vatandaşa ekmek ulaştırma konusunda engellerin aşıldığını söyledi.

"SİYASİ KAYGILARDAN KAYNAKLI ENGELLİYORLAR"

İktidarın bu süreçteki engellemelerinin nedenini siyasi olarak niteleyen Seyhan şöyle devam etti: İktidar temsilcileri yerel seçim sürecinde CHP belediyeleri alırsa her türlü yardımı kesecekleri propagandasını sürekli kullandı. Şimdi CHP’li belediyeler bu propagandayı boşa çıkaran bir çalışma içerisinde olunca tedirgin oldular. Ayrıca AK Parti’nin iktidara geliş sürecinde belediyelerin büyük önemi olmuştu, şimdi aynı şekilde CHP’nin de belediyelerin çalışmaları üzerinden iktidara yönelebileceği kaygısı ağır basmaya başladı. Bu sebeple her türlü kanunsuz ve yasal  olmayan engellemeler ile bu süreçte belediyelerin halka yardım ulaştıran çalışmalarını engelliyorlar. Ancak tüm karşı çabalara rağmen ihtiyaç sahiplerine ulaşılıyor, kısıtlı da olsa bütçe imkanlarında destek olunuyor.

31 MART’TA KAYBETTİĞİ İÇİN ENGELLİYOR

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Tarık Balyalı da engeller karşısında her belediyenin alternatif yollar aradığını söyledi. Belediye olarak gıda konusunda yardımlara devam ettiklesini anlattı. Balyalı İktidarın 31 Mart ve 23 Haziran’da büyükşehirleri kaybetmiş olmaktan kaynaklı böyle engellemeler yaptığına dikkat çeken Balyalı “Bu engellemelerin AKP iktidarına kazandıracağı hiçbir şey olmadığı gibi halkın gözünde daha sıkıntılı bir noktaya geliyorlar. Anlaşılan o ki, AKP 31 Mart’ta neden kaybetmiş olduğunu hâlâ anlayabilmiş değil çünkü aynı anlayışa devam ediyor” dedi.

BELEDİYE BÜTÇE SIKINTISI YAŞIYOR

Belediyelerin öz gelirlerinin durduğuna dikkat çeken Balyalı, pandemi sürecinde belediyelerin bütçe sıkıntısı yaşadığını ve bu sürecin de devam edeceğini şöyle anlattı: “Vergi harç gibi gelir kalemleri neredeyse sıfıra indi. Merkezi idareden gelen paylar da vergi tahsilat oranlarının düşmesi sonucunda çok ciddi derecede azaldı. Bütün belediyeler çok ciddi anlamda gelir sıkıntısına girmiş durumdalar. Bu büyükşehirler için de il belediyeleri için de ilçe belediyeleri için de aynıdır. Biz bu şartlarda İstanbul Büyükşehir Belediyesinin bütçesinin 2020 yılında en az 5.5- 6 milyar civarında azalacağını düşünüyoruz. Bu rakam bütçenin yüzde 20-25 oranında küçüleceğini gösteriyor.

İktidarın bu baskısının halk tarafından görüldüğünü söyleyen Balyalı bu baskı sürecinin de geri tepeceğini söyledi. Balyalı “CHP’li belediyeleri bu kadar baskı altına alması eminim geri tepecektir. Çünkü halkın bu yapılanları gördüğü ve analiz ettiği kanaatindeyim. Biz işimizi yapmaya devam ediyoruz” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Türkiye'de koronavirüsten yaşamını yitirenlerin sayısı 2 bin 900'e yükseldi

SONRAKİ HABER

Mersin 7 Renk LGBTİ Derneğinden nefret söylemine karşı dayanışma çağrısı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa