1 Mayıs öncesi işçilerden Evrensel'e mektup: Yaşamak için mücadelemizi büyütmeliyiz
Antep’te dokuma, tekstil ve inşaat iş kolunda çalışan işçiler Evrensel’e gönderdikleri mektuplarla taleplerini anlattı.
Fotoğraf: İnanç Yıldız/Evrensel
İşçi Sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü olan 1 Mayıs bu yıl koronavirüs salgınıyla karşılanıyor. Antep’te dokuma, tekstil ve inşaat iş kolunda çalışan işçiler Evrensel’e gönderdikleri mektuplarla taleplerini anlattı. Dokuma işçisi, bu yıl tek dertlerinin geçim olduğunu belirtirken, tekstil işçisi ise salgın döneminde temel gıda ve sağlık sektörü hariç tüm fabrikaların kapatılması ve kapalı kaldığı süre boyunca çalışanların ihtiyaçlarının karşılanmasını istedi. Kendilerine ölmekten başka bir seçenek bırakılmadığını dile getiren inşaat işçisi de, “1 Mayıs’ta yaşamak için, kaybettiğimiz haklarımızı yeniden almak için birliğimizi ve mücadelemizi büyütmeliyiz” dedi.
İŞ GÜVENLİĞİ TEDBİRLERİNDEN ÇOK UZAĞIZ
İnşaat işçisi
Antep
Ben bir inşaat işçisiyim. Salgın bizim inşaat işlerinin yoğunlaştığı bir dönemde Türkiye’ye giriş yaptı. İnşaat işçilerinin çoğunluğunun herhangi bir şirket ya da firmalara bağlı olmadığını biliyorum, yani en azından beraber çalıştığımız iş arkadaşlarımızdan örnek vermiş olursam öyle. Bir yere bağlı olmamak aynı zamanda işçinin en temel haklarının yok sayıldığı ve olan hak kırıntılarının bile bir güvencesinin olmadığı anlamına geliyor. Günlük eldiven, maske, iş güvenliğine dair bizim de bihaber olduğumuz tedbirlerden çok uzağız. Her an bir hak kaybına uğratılabilirsiniz, üstelik fabrikalardaki işçiler gibi birlikte hareket etme olanağınız da çok mümkün değil. Koronavirüsün bütün dünyadaki ve ülkemizdeki yıkımını göz önüne aldığımız zaman, vatandaşı olduğumuz ülkenin bir maskenin bile dağıtımını yapamadığını görmek, diğer zorunlu ihtiyaçların karşılanmasından endişe duymamıza yol açıyor. Bu nedenle zaten ekmeğin de suyun da karşılanması için seçeneğimizi çalışmaktan yana kullanmamız gerektiğini bize bir güzel dayattıklarını görebiliyor ve yaşıyoruz. Her ne kadar seçeneğimizi çalışmaktan yana, açlıkla, borçlarla ve bunun ardı sıra gelişecek kaoslarla karşı karşıya gelmemek için çalışmaktan yana kullansak da aslında inşaatta alınmayan ve yazının başında söylediğim olmayan tedbirler de bizim ve ailemizin yaşamının tehlikede olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Fabrikadaki işçiler gibi birlikte hareket etmek zor olsa da bu zamanda birlikte hareket etmenin, biz inşaat işçilerinin ekmek gibi su gibi ihtiyacı olduğunu anlıyoruz. Bu salgın döneminde bir daha gördük ki hükümet bizim yararımıza değil, patronların yararına paketler açıklıyor ve onların yanında. Bizim bizden başka kimsemizin olmadığını bir daha anladık. Kaybettiğimiz kazanımlarımızı yeniden almak için mücadele etmekten, örgütlenmekten başka hiç bir çaremiz yok. Patronlar ve hükümet bize ölümden başka bir seçenek bırakmadı biz ise 1 Mayıs’ta yaşamak için, kaybettiğimiz haklarımızı yeniden almak için birliğimizi ve mücadelemizi büyütmeliyiz.
MİLLET AÇ KALMAMAK İÇİN CANI PAHASINA ÇALIŞIYOR
Dokuma işçisi
Antep
Benim çalıştığım fabrikada patron kısa çalışma ödeneğine başvurmuş, 3 ay çalışmayacağız. Biz kendimizi, ücretsiz izne çıkarılanlardan daha şanslı görüyoruz, alacağımız ücret biraz daha fazla olacak ama kısa çalışma ödeneği de mümkün değil yetmez. Benim ev kiram olmamasına rağmen kredi kartı borçlarına zor yetiştiriyorum. Ama ev kirası olan adam ne yapacak? Adama 1170 lira para verecekler. Ev kirası zaten 500-600 lira, elektrik faturası, su faturası derken bu adam ne yiyip içecek? Hiç çalışmayan, işsiz, gezen adam ne yapacak? Mesela bizim bir arkadaşın ev kredisi var aylık 2 bin 500-3 bin lira ödüyor. 3 ay erteleme için 6 bin lira faiz uyguladılar. Normal zamanda zar zor yeten bir asgari ücret vardı, şimdi o da yok, en azından asgari ücret versin işçilere devlet. 1 Mayıs’a giderken milletin tek derdi geçim, bu sene böyle. Antep’te virüsün olduğu fabrikalar var, bir işçi geçen gün öldü virüsten dolayı ama millet aç kalmamak için çalışmaya devam ediyor yani canı pahasına çalışıyor. Ailesinin de canı pahasına çalışmış oluyor. Bu virüs olmasa belki ikramiye, çalışma koşullarının düzelmesi gibi taleplerimiz olurdu ama maalesef bunlar aklımıza bile gelmiyor şu havada.
İKİ GÜNDE BİR SAĞLIK KONTROLÜNDEN GEÇİRİLMELİYİZ
Tekstil işçisi
Antep
Bu sene her şeyi virüs nasıl etkilediyse, bizim 1 Mayıs’a giderken ki taleplerimizi de etkiledi. Talebimiz en başta, temel gıda ve sağlık sektörü hariç tüm fabrikaların kapatılması ve kapalı kaldığı süre boyunca çalışanların ihtiyaçlarının karşılanması. Çalışan işçilerin de en az iki günde bir sağlık kontrolünden geçmesi. Bir talebimiz de elektrik, su, doğal gaz şirketleri ile anlaşılması ve en az 3 ile 6 ay fatura gönderilmemesi. Ayrıca hükümet zenginlere para aktarmaya devam ediyor. Yap-işlet-devret, garanti verilen otoyol, hastane gibi yerlere ödeme yapılmaması, paranın halka aktarılması da diğer talebimiz. (Antep/EVRENSEL)