İzmir’de sağlıkçılar “Yaşatmak için yaşamak istiyor” diyerek 1 Mayıs’ı kutlayacak
Pandemi sürecinde sağlık emekçilerinin sorunları ve 1 Mayıs taleplerini İzmir Tabip Odası, Sağlık-İş İzmir Şubesi ve SES İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyeleriyle konuştuk.
Kovid-19 salgınının başladığı günden bu yana özellikle çok yoğun bir şekilde sağlık emekçileri mesai tüketti. Pandemi sürecinde sağlık emekçilerinin sorunları ve 1 Mayıs taleplerini İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Sürenkök, Sağlık-İş Sendikası İzmir Şube Yönetim Kurulu Üyesi Savaş Erdoğan ve SES İzmir Şube Yönetim Kurulu Üyesi Hülya Baran Ulaşoğlu ile konuştuk.
ÖRGÜTLÜ İŞYERLERİNDE ORTAK KUTLAMA
SES İzmir Şube Yönetim Kurulu üyesi Hülya Ulaşoğlu: “1 Mayıs'ın tarihine yakışır eylem, etkinlikler yapmak istiyoruz sorunlarımızı dile getirmek istiyoruz. Bugün kaç yüzyıl geçmiş üstünden, 1800'lerden 2000'lere gelmişiz maalesef sağlık emekçileri aynı sorunları yaşıyor. 24 saat nöbet tutuyoruz, az kişiyle çalışıyoruz. İş yükü çok fazla. Biz hâlâ 8 saat iş günü diye bağırmak üzereyiz neredeyse” diyerek sözlerine başladı. Eşit işe eşit ücret taleplerinin olduğunu söyleyen Ulaşoğlu, “Ciddi anlamda hak kaybı var. Parçalanmış bir ücret adaletsizliği var. Sağlık bakanı sürekli 'sağlıkçılara destek veriyoruz, tavandan ek ödeme yapıyoruz' diyor ama bunların hepsi yalan, bu balon patladı” dedi.
Öte yandan kovid-19'dan yaşamını yitiren sağlıkçıların iş kazası olarak kayda geçmediğini belirten Ulaşoğlu, “Ölen insanlar kovid-19'dan öldü gösterilmiyor. Mersin'de biliyorsunuz bir doktor arkadaşımız öldü. Hâlâ kovid-19 tanısı almadı buna benzer birçok hak kaybı var. Kovid-19 tanısı konsa tazminat alınabilecek meslek hastalığı olarak tanınması lazım. Biraz biz bu sorunlarımızla gündeme gelmek istiyoruz, sorunlarımızın öne alınmasını istiyoruz” diyerek 1 Mayıs'ta da örgütlü oldukları işyerlerinde Tabip Odası ve işçi sendikalarıyla ortak eylemlikler yapacaklarını duyurdu.
YIPRANMA PAYI ACİLEN VERİLMELİ
Hükûmetin en çok oy aldığı unsurlardan birinin sağlık hizmetleri konusunda olduğunu hatırlatan Ulaşoğlu, “Aslında hepsi bir balon SGK, şehir hastaneleri, sağlıkta dönüşüm programı ile getirdiği şey hepsi ticarileştirmenin bir parçasıydı. Hastayı müşteri yaptı ama bu çok görünür değildi. Hep makyajla kapatıyordu şimdi bu kovid-19 günlerinde pandemiyle de bu balon patladı. Dünya Sağlık Örgütü'nün belirttiği kodları hâlâ gir(dir)miyorlar. Pandemi bittikten sonra öyle bir şey aşılayacaklar ki 'dünyada en iyi yöneten bizdik bunu' diyecekler. Bugün 100'ün altına düştü rakamlar, daha az sayıda ölüm oldu, koridorlarda hasta olmadı gibi lanse ederek kovid-19 sonrası oy potansiyellerini düşünüyorlar” diye ekledi.
Ayrıca yıpranma payının verilemesi doğrultunda taleplerinin olduğunu da ifade eden Ulaşoğlu, “Yıpranma payının acilen verilmesi gerekir. bugün sağlık çalışanlarının can alıcı durumda, mesailerin uzunluğu, sürekli düşüklüğü, ücretlerde ciddi anlamda adaletsizlik var. Bunların giderilmesini, sağlıkta dönüşümün durdurulmasını ve her şeyden önce de bunları dile getirirken ‘yaşamak istiyoruz ve yaşatmak istiyoruz’ diyor, bir an önce beş günde bir sağlıkçılara test yapılmasını istiyoruz” dedi.
SAĞLIK İŞÇİLERİ PANDEMİ SÜRECİNDE YOK SAYILDI
Sağlık-İş Sendikası İzmir Şube Yönetim Kurulu Üyesi Savaş Erdoğan da, sağlığın ekip işi olduğunu beyan ederken kendilerini yok saydıklarını dile getirerek, “Bizi en çok yok sayılmak incitti. Pandemi işçiler açısından çok zor şartlarda geçiyor, hasta bakıcılığı, temizlik işçileri, laborant hemşire işçiler bu süreçte yok sayıldık ve testlerimiz yapılmıyor. Bu konuda sıkıntı yaşıyoruz” şeklinde konuştu.
“250.000 kadroya geçti diyoruz ama taşeronu arar olduk” diye konuşmasını sürdüren Erdoğan, “taşerondan daha kötü. Doğru düzgün haklarımız alamıyoruz, bunun yanında toplu sözleşme yapılmıyor. Ayrıca ambulans şoförleri var, birebir hastayla iletişim halinde olanlar var. En çok yaşlıların etkilendiği pandemi sürecinde huzur evlerinde çalışan arkadaşlarımız var. Karantina süresi içerisinde 14-15 gün boyunca evlerine gidemeyip, gece gündüz orada kalmak zorunda kalıyorlar” diyerek yaşanan sorunları anlattı.
ÖLÜM SAYILARINI BELEDİYELER PAYLAŞMALI
İzmir Tabip Odası Yürütme Kurulu Üyesi Fatih Sürenkök, İsveç’de özel uçakla getirilen kişiyle ilgili, “AKP hükûmetinin 18 yılı aşan ömründe hepimiz biliyoruz ki en güzel yaptığı iş algı yönetimi. Yurt dışından getirilen 30 bin insan ve getirilen tek kişi bu mu? Konya milletvekilinin ve belediye başkanlarının akrabası olduğu ortaya çıktı. Kişinin siyasi bir rolünün olduğu ortaya çıktı. İsveç’e uçak gönderip de şimdi oturup halktan özür dilememiz lazım, foyamız ortaya çıktı özür diliyoruz demesi lazım ama yok beklemiyoruz. Hepsi algı yönetimi. Bu sayıların az gösterilmesinde de var” diyerek sözlerine başladı.
Artan ölü sayılarının belediyelerin açıklamasının önemli olduğunu ifade eden Sürenkök, “Ölüm sayımız artıyor. İzmir’de ölen iki hekim arkadaşımız var, Kovid-19’dan ama işlemlerinde bu yazılı değil. Mersin’deki arkadaşımız da keza öyle. İzmir Tabip Odası olarak İzmir’deki arkadaşlarımızla ilgili gerekli müracaatları yapıyoruz” dedi.
“KAPİTALİZM BU VİRÜSLE YÜZ YÜZE KALACAK VE GERÇEKLER ORTAYA ÇIKACAK”
“Pandemi bittikten ya da azaldıktan sonra bilim insanları ortaya çıkacak, özellikle halk sağlığı uzmanları tüm dünyada ülke ülke hangi sağlık sistemiyle pandemiyi karşıladı ve ne kadar kayıp verdiğini açıklayacak. Eylül-Ekim ayı itibariyle özellikle kartlar yeniden dağıtılacak” diyen Sürenkök, sözlerine şöyle devam etti; “Özellikle kamu özel ortaklığı ile öne çıkan ve hala her konuşmasında cumhurbaşkanının, sağlık bakanının bundan dolayı sanki iyiymişiz gibi yaptıkları algının tam tersi. Göreceğiz ki halk sağlığına önem vermeyen sistemler, kamu özel ortaklığıyla gereksiz yere binaların yapıldığını milyon dolarları saraylara binalara akıttığımızı göreceğiz. Kapitalizm bu virüsle yüz yüze kalacak ve gerçekler ortaya çıkacak.”
Türkiye’de bilim kurulunun ilk 10 Ocak tarihinde toplandığını hatırlatan Sürenkök, iki ay boyunca önlem alınmamasını eleştirdi. Bilimsel açıklamalara göre İzmir’de 4 milyon insanın neredeyse yüzde 40’nın bu virüs tarafından etkileneceğini belirten Sürenkök, “Bu sayılara göre hastanelerini belirleyip şu hastaneler pandemi hastanesi, şu hastaneler normal sağlık hizmeti verecek denmeliydi. İl Sağlık Müdürü Çiğli Bölge Eğitim Hastanesi ve Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesinin pandemi dışı olduğu söyledi. Şu anda iki hastanene de neredeyse 250-300 kovid hastası yatıyor” dedi.
“AKP’NİN SALGININA KARŞI MÜCADELE ETMEMİZ GEREK”
Ek ödemelerle sağlık çalışanları arasında kriz döneminde bile bölünmelerin yaratıldığını ifade eden Sürenkök, pandemi sürencinde e çok sağlık işçilerinin mağdur olduğunu söyledi. Sürenkök, “Bu pandemi süreci geçecek ama biz işçisiyle, doktoruyla, hemşiresiyle hep birlikte AKP’nin salgınına karşı mücadele etmemiz gerek. 1 Mayıs’ın bizim için önemli bir anmalı var. Tabip odası ses sağlık iş olarak elimizden geldiğince hastanelerde emekçilerin sorunlarını görünür hala getirecek 1 Mayıs kutlaması yapacağız” diye konuştu. (İzmir/EVRENSEL)
{{403221}}
{{403096}}
{{403003}}
{{402880}}