“O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız”
“Yolumuzu aydınlatan yıldızlardan meşaleyi devralmalıyız. Bir Deniz olmalı, Yusuf olmalı, Hüseyin olmalıyız.”
Evrensel
Gökçefidan TÜRKMEN
Tuzla
Hepimiz illa ki Ahmet Kaya’nın Mahur Beste parçasını duymuş, dinlemişizdir. İzmirli şair Attila İlhan’ın bir şiiridir Mahur Beste. Kısaca hikayesini anlatmak istiyorum.
İzmir’de doğup büyüyen ve orada yaşayan Attila İlhan 6 Mayıs 1972 sabahı Karşıyaka’daki evinde antika radyosundan öğrenmiş Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in sonsuzluğa uğurlandıklarını. Aynı gün içinde vapurda dalgaların sesi ile birlikte kopmaya başlamış şairin yüreğinden ilk dizeler;
“Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız
O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız
O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız”
“12 Mart sonrasının kahır günleriydi. Bir sabah radyoda duyduk ağır haberi: Denizlere kıymışlardı. Karşıyaka’dan İzmir’e geçmek için vapura bindim. Deniz bulanıktı; simsiyah, alçalmış bir gökyüzünün altında hırçın, çalkantılı. Acı bir yel esintisinin ortasında aklıma düştü ilk mısra. Vapurda sessiz bir köşe bulup yüksek sesle tekrarladım. Vapurdan indikten sonra da rıhtım boyunca bu ilk mısraları tekrarlayarak yürüdüm.” Diye anlatıyor kendisi şiirinin yazılışını.
“Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
Gittiler akşam olmadan ortalık karardı...”
KARANLIK YILLARIN İÇİNDE AYDINLIK SAÇAN YILDIZLAR
Ölümün karşısında bile aydınlıkları, kararlılıkları ve cesaretleri karartılamadı onların. Deniz ve yoldaşları karanlık yılların içinde aydınlık saçan yıldızlar gibiydiler. Gecelerin içinde ışıkları hala sönmeyen ve sönmeyecek yıldızlar. Hayata veda edişlerinin ardından kırk sekiz yıl geçmesine rağmen hala gelecek nesillerin yolunu aydınlatmaya devam ediyorlar. Düşledikleri memleket uğruna ölümü göze alacak kadar inançlı ve korkusuzlardı. Yaşatma, hep birlikte yaşama arzularıyla, öfke ve umutları ile çelikleşen yürekleriyle birlikte gençliğin talep ve ihtiyaçları önceliğinde parasız, demokratik ve bilimsel bir eğitim için, bağımsızlık için, sınıfsız, sınırsız ve sömürüsüz bir toplum için ölüme dahi göğüs gererek mücadele yollarında kararlılıkla yürüdüler.
6. Filoda görevli Amerikan askerlerine, emperyalizme karşı tutum alarak ve peşlerinde İstanbul gençliğini sürükleyerek kitlesel yapılan eylemlerin olduğu ve sonucunda Amerikan askerlerinin denize döküldüğü 6.Filo Eylemleri bizler için güzel bir örnektir. Yolumuzu aydınlatan yıldızlardan meşaleyi devralmalıyız. Bir Deniz olmalı, Yusuf olmalı, Hüseyin olmalıyız.
“HAKLARIMIZI, TALEPLERİMİZİ SAVUNDUĞUMUZ HER YER 1 MAYIS ALANIDIR”
Biz gençlerin kendi talep ve ihtiyaçlarımız doğrultusunda mücadele etmemiz gerektiğini gösteriyorlar bize. Koronavirüs salgını ülkemizi etkisi altına almışken bizim bilimsel ve demokratik eğitim alma, eşit ve ücretsiz sağlık hakkı, sırf sömürü devam etsin diye patronlar servetlerine servet katmaya devam etsin diye “genç işçiler ölüme gönderilmesin”, “ücretli izin verilsin” gibi taleplerimiz var. Bu 1 Mayıs belki evlerimizde kalmamız gerekecek, belki alanlarda olamayacağız ama biliyoruz ki haklarımızı, taleplerimizi savunduğumuz her yer bizler için 1 Mayıs alanıdır. Yine 1 Mayıs’ ta gençler olarak kendi taleplerimizi gerek sosyal medyadan gerek basılı yayınlardan duyurmaya devam etmeliyiz.