Sağlık emekçisi yazdı: Günlerin bugün getirdiği, ölsek de kârdan zarar ettirmemektir

Emek Hareketinden bir sağlık emekçisi
İzmir

Günlerin bugün getirdiği virüs salgınına rağmen çalıştırılmaktır, ölsek de kârdan zarar ettirmemektir; nasıl mı?

Zaten çalışmayanları ve evden çalışanları evde tutmak; çalışanlara ise sokağa çıkma yasağında izin verip çalıştırmaktır; bunun adı sokağa çıkma yasağıdır.

Olması gereken ise sosyal izolasyondur/gerektiğinde karantinadır. Sokağa çıkma yasağı gibi darbe günlerini anımsatan baskıcı bir yasaklama değil; salgını yavaşlatacak, ölümleri azaltacak karantina önlemleridir.

Oysaki Kovid-19 testi pozitif çıkan çalışanlara rağmen işyerlerinde gerekli önlemler alınmamış; itiraz edip kaçınma hakkı kullanmak isteyen işçiler ise zulümle karşılaşmıştır. İdari izin kullanması gereken sağlık raporu olan çalışanlardan, çalışmak zorunda bırakıldığı için hastalananlar ve hatta hayatını kaybedenler olmuştur.

"ANCAK BU BÖYLE GİTMEZ, SÖMÜRÜ DEVAM ETMEZ"

Korona günlerinde bir kez daha görülmüştür ki kapitalist sistem kâr uğruna insan hayatını hiçe sayabilmektedir. Bakanlıklardan ya da patronlar tarafından yapılan açıklamalar insanları ikna etmemektedir. Yöneticilere güven kalmamıştır. İşveren yanlısı sendikalar gerçek yüzünü bir kez daha göstermiştir. Emekçiden yana olanlarsa daha gür sesle hak arama mücadelesindeki yerini almıştır.

Üretimin gücü, dolayısıyla işçinin üretimden gelen gücü bir kez daha derinden hissedilmiştir salgın günlerinde; taviz verilememiştir üretimden; bir kısım beyaz yakalılar evden çalışmayı sürdürse de bantlar evden çalışmamaktadır; fabrikalar, atölyeler sokağa çıkma yasağından pay almamıştır. Hatta büyük fabrikaların küçük bir atölyesi maske yapımına ayrılarak açık olma hakkı elde edebilmiştir.

Emekçiler bunların hepsini ve daha fazlasını görmüştür, yaşamıştır ve anlamıştır ki güç kendindedir… İşverenler ve hükümet tarafından değersizleştirilen emekçi, aslında ne kadar değerli olduğunu kavramıştır. Ama nasıl olacaktır? Bu sömürüye dur diyecek özne kendisidir de eyleme nasıl geçecektir?

"YEPYENİ BİR HAYAT GELİR, BİZDE VE HER YERDE"

İnanç, sabır, kararlılık olmadan mücadele etmek mümkün değildir. Sistemin çürümüşlüğü, insanlığa ve doğaya kâr hırsından başka bir şey göstermediği çok büyük bir çoğunluk için teşhir olmuş durumdadır; şimdi görülmesi gereken şey ne yapılması gerektiğidir; güzel günlere inançtır, hangi çatı altında örgütlendiğimiz; birlik olabilmemizdir. Neyi isteyeceğimizi bilmektir ve neyi istemediğimizi… Korona günlerinde öne çıkanlarsa şunlar olmuştur:

• Her şeyin başı sağlık olmalıdır; sağlık kamusal olmalıdır, koruyucu sağlık hizmetleri artırılmalı, özelleştirme son bulmalıdır, sağlıkta ticaretin ölüm getirdiği korona günlerinde de yeterince görülmüştür.
• Herkese güvenceli ve güvenli iş sağlanmalıdır; işsizler ve düşük gelirliler korona günlerinde açlığa mahkum edilmiştir.
• Sağlık kurumlarında yeterli sayıda personel çalıştırılmalı işçi sağlığı ve güvenliği sağlanmalıdır; korona (salgın hastalıklar) meslek hastalığı ve iş kazası kapsamında ele alınmalıdır; sağlık emekçilerine ayrımsız yıpranma payı verilmelidir.
• Eşitsizlikler ve şiddetin her türlüsü son bulmalıdır; korona günleri sınıf farklılıklarını bir kez daha gözler önüne sermiştir.
• Örgütlenmenin/sendikalaşmanın önündeki engeller kaldırılmalıdır; salgın bahane edilerek ücretsiz izin dayatılmış; kazanılmış hakların gasbına gidilmiştir.
• 1 Mayıs 2020’nin en acil talebi, salgın nedeniyle (Toplum sağlığı için üretime devam etmek zorunda olan işyerleri dışında) herkese ücretli izin, herkese ücretsiz sağlık hakkı verilmesi olmalıdır.
• Bu süreçte işsiz kalan herkese sosyal yardım sağlanmalıdır; zenginlerden servet vergisi alınmalıdır.

Enternasyonal bir salgında en güzel sözler enternasyonal marşından;

“Bizi hiçe sayanlar bilsin.

Bundan sonra her şey biziz.

Bu kavga, en sonuncu kavgamızdır artık.

Enternasyonalle kurtulur insanlık.”

Araştırma: Kovid-19 aşıları güvenli ve etkili

AB'de kullanılmayan yaklaşık 4 milyar avroluk Kovid-19 aşısı çöpe atıldı

Koronavirüsün yeni varyantı "BA.2.86" İsrail'de de tespit edildi

Pandemi döneminde 290 bin fazladan ölüm yaşandı | “Verileri gizleyerek üç yıl insanların ölümünü izlediler”