28 Nisan 2020 20:15

İşçi mektubu: Borç kaygısı, virüs korkusundan ağır basıyor

"Açlık, işsiz kalma kaygısı, gelirinin düşmesinin yaratacağı endişeler, borçlarını ödeyememe kaygısı koronavirüse yakalanmaktan daha ağır basıyor."

Fotoğraf: Özcan Yaman

Reklam

Aliağa’dan bir işçi
İzmir

Bu hafta 31 ilde üçüncü kez sokağa çıkma kısıtlaması getirildi. Kısıtlama diyorum çünkü sokağa çıkma yasağı değil. Sabah 7’yi 10 geçe gibi evden çıktığımda servis duraklarında bekleyenlerin sayısı neredeyse normal günlere yakın. Araç trafiği de aynı. İşten çıktığımızda da benzer durum var. Pastaneler, fırınlar, dürümcü, pizzacı, lokantaların bir kısmı açık. Dükkanların önünde bekleyen kuryeler dışında işten eve dönen işçiler yine sokaklarda. Hatta sokakta top oynayan gençler şehir merkezinde.

Koronavirüs nedeniyle işçiler endişeli ancak yine de çalışmak zorunda. İlk yasak ilan edildiğinde ülkede en çok, kararın geç alınması tartışılırken işçiler arasında kararın alınmasına tepkiler vardı. Çünkü iki katı ödenen pazar mesaisine gidemiyordu işçi. Ne kadar ücret alırsa alsın, ev, araba taksiti, kredi ödemesi olanlar, kalacağı mesai ile kendine, çocuklarına bir şeyler alma planları yapanların planları boşa çıkmış oluyordu.

VİRÜS YÜZDE 100 ÖLDÜRMÜYOR AMA İŞSİZ KALMAK...

Pazartesi işe gittiğimizde ilk sorulan gelmediğimiz günün parasının ödenip ödenmeyeceği oldu. Mesailerden ya da senelik izinlerden kesileceğini duyanlar daha da fazla tepki gösterdi. Hükümetin ödemesi gerektiğini söyleyenler de vardı, patronun ödemesi gerektiğini söyleyenler de. İkinci hafta yasak başlamadan bir gün önce izin belgeleri verildi. Herkes çalışmaya çağrıldı. Sabah durağa çıktığımızda Aliağa Organize Sanayi Bölgesi’nde bütün servisler duraktan işçileri aldı ve belki iki ya da üç fabrika dışında (onlar da küçük fabrikalar) hepsi çalışıyordu.

Açlık, işsiz kalma kaygısı, gelirinin düşmesinin yaratacağı endişeler, borçlarını ödeyememe kaygısı koronavirüse yakalanmaktan daha ağır basıyor. Virüs bana ne yapacak diyen bile korkusunu gizlemek için bunu söylüyor. Virüs yüzde yüz öldürmüyor. Ancak işsiz kalmak ya da aç kalmak daha korkunç geliyor işçilere.

BİZİM DE KREDİ BORÇLARIMIZ SİLİNSİN

İşçiler özellikle Avrupa ülkelerinin bir kısmında yapıldığı gibi önlemler alınmasını istiyor. Normal dönemlerde, KDV, SGK, ÖTV gibi yüzlerce çeşit vergi ödüyoruz. Elimize geçenin yarısı kadar vergi ödüyoruz. Harcadıklarımızdan da vergi kesildiğini düşünürsek biz çalışıyoruz ama hükümet bizim çalışmamız karşılığında vergi ve kesintilerin işveren payını da düşünürsek bizden daha fazla para kazanıyor. İki milyon kişiye yardım yaptık diyorlar. İşverenlere destek veriliyor, vergi borçları erteleniyor. Bu paralar bizim paramız olduğuna göre bize de verilsin. Bizim de kredi borçlarımız silinsin. Bize de maddi destek verilsin. Maaşımızı, giderlerimizi karşılasınlar o zaman istedikleri kadar yasak getirebilirler. Ama işçiler hükümetin bunu yapmayacağını da biliyor.

Reklam