Mayıs ayının tarihinden güç alarak birleşelim
ve onlar için:zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri yoktur,denildi.*
Kaynak: Max Pixel
en bilgin aynalara
en renkli şekilleri aksettiren
onlardır.
Asırda onlar yendi, onlar yenildi.
Çok sözler edildi onlara dair
ve onlar için:
zincirlerinden başka kaybedecek
şeyleri yoktur,
denildi.*
Bizim destanımızda yalnız onların maceraları vardır.
Bu destan sınıflı toplumların ortaya çıktığından bu yana, yalnız onların hareketi ile yazılır, yalnız onların kavgaları ile ilerler.
İnsan emeğinin ve dolayısıyla bütün bir yaşamın boyunduruk altına alınışından bu yana çok kavga, çok yenilgi ve çok zafer satırları eklenmiştir bu destana.
Şimdi de yazılıyor satırlar; bizzat bu destanın başkahramanları tarafından.
Yoksulluğun, sefaletin satırları yazılıyor dünyanın dört bir yanında.
Kâr için canların nasıl hiçe sayıldığı
Sağlıklı bir nefes alabilmenin ne kadar da sınıfsal olduğu yazılıyor, zincirlerden başka kaybedecek çok şey var diyenlere inat.
“Biz olmadan, üretim olmaz, dünya dönmez” diyen asalak sınıf burjuvazinin maskesi düşürülüyor bu satırlarda.
Evde kalın çağrıları ile yana yakıla kaçıp saklandıkları izole sarayların bahçelerinden, fabrika bantlarına uzanıyor şimdilerde bu destanın satırları.
O fabrika bantlarının işleyiş sisteminin milyarlara yaşattığı vahşetin maskesi düşüveriyor;
“İnsanca çalışmak ve yaşamak istiyoruz!” sesleri ile.
Savaştan, sömürüden, ipotek altına alınmış bir gelecekten başka bir şey vadedemeyen kapitalist sistemi yıkacak çelişkiler güçleniyor giderek.
Bugün güçlü kalem vuruşları ile yazılmıyor belki destanın satırları.
Ama giderek güçleniyor itirazlar; giderek güçleniyor eşit ve özgür bir dünyada sağlıkla nefes alabilme özlemi.
Bu özlemin vuslata ermesi için kavga gerek bize.Bu destanın satırlarına güçlü vuruşlar için, sömürücü sınıfların karşısında birleşmek, bugünü kazanmak, yarını kurtarmak için güçlenmek, tarihin akışına müdahale etmek gerek;
Yazdıklarımızın en güzelini yazabilmek için en iyi şekilde dövüşelim.
1 Mayıs’ı bunun aracı olarak kullanalım! 134 yıl sayfa öncesinden güç alarak; her nerede isek “Yaşasın 1 mayıs” deyip, yarını kurtarabilecek tek sınıfın yanında taleplerle katılmak lazım bu dövüşe, bu destanın yazımına.
Unutun okullarda okutulan tarihi!
Gerçek tarih bu dövüşün ta kendisidir!
Ki Türkiye gençliğinin kendi sayfalarında iyi savaşçılar vardır.
Ülkenin emperyalist kapitalist boyunduruktan kurtarılması için “yaşasın devrim ve sosyalizm” diyerek kavgaya girişmiş, kararlılıkları ve cesaretleri ile bu destanın satırlarına güçlü vuruşlar yapmış savaşçılardır onlar.
6 Mayıs’ta ülkenin dört bir yanında tam bağımsız ve demokratik bir ülke talebi ile anılacak, Türkiye gençliğinin gelecek mücadelesinde yaşayan Deniz, Yusuf ve Hüseyin yalnızca üçüdür bu savaşçıların.
Zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyleri olmayanların savaşçılarıdır onlar.
Mademki kapitalist boyunduruk karşısında birleşmek şart.
Mademki bugünümüzden başlayarak yarınımızı kurtarmak için kavga şart.
Bu destana yeni satırlar eklemek için mayıs ayının tarihinden güç alarak birleşelim, örgütlenelim ve değiştirelim!
* Nazım Hikmet