28 Nisan 2020 16:01

Sen altınsın ben tunç muyum?

Çalışmaya başladığım zamanlar ders çalışma sıkıntım yoktu ama sonradan okullar uzaktan eğitim sistemine döndü. Bu da normal olarak beni sıkıntıya düşürdü. Çünkü sabah 8, akşam 5 çalışıyorum.

Fotoğraf:pixabay

Paylaş

Çukurova Üniversitesi’nden bir öğrenci

Öncelikle ülkeme ve bütün dünyaya COVID-19 salgınından dolayı “İyi günler çok yakında!” dileklerinde bulunuyorum. Ben Çukurova Üniversitesi’nden Emir. Herkesin kendine göre bir hayat hikayesi vardır illaki. Benim hayat hikayem ise kış mevsiminde okumak, yaz mevsiminde de çalışmak. Bunu kendimi acındırmak için söylemiyorum. Yaşadığım hayat bunu gerektiriyor. Her ne olursa olsun hayat yaşamaya değer. Gündemde olan hastalıktan dolayı okullar 3 hafta tatil edildi ve ben de bu sürede Adana’dan Aydın’a çalışmaya geldim. Birazcık okul harçlığımı biriktirebilmek için. Çalışmaya başladığım zamanlar ders çalışma sıkıntım yoktu ama sonradan okullar uzaktan eğitim sistemine döndü. Bu da normal olarak beni sıkıntıya düşürdü. Çünkü sabah 8, akşam 5 çalışıyorum. Dersleri takip etmeme olanak yok. Hocalar bazı öğrencilerin keyiflerinden derse girmediklerini düşünebilir ve zamanında derse katılanlar için kanaat notu kullanmak isteyebilirler ama bu adaletli olmaz çünkü kimin nerede ne yaşadığını diğerleri bilemez.

SIKINTI BİR DEĞİL Kİ

Çalışmadığım günler dersleri takip edebiliyorum ama derslere bağlanmakta sıkıntı yaşıyorum. Dersi dinleyebilmek için internet paketi almak zorundayım. Fakat operatörler bu problemleri fırsat bilip, fiyatları arttırmışlar. Ailem burada yaşamıyor, mevsimlik gelip, çalışıp gidiyorum. Çalıştığımız yerde ise bir bodrum katta kalıyorum, ders çalışma imkânım olmuyor. Gündüz çalıştığım için yoruluyorum ve yemek yapıp, yiyip, duşumu alana kadar zaman geçip gidiyor. Ödevleri yetiştirme ve hocaya ödevi kabul ettirmenin stresini yaşamak da başka bir sıkıntı. Bazen ders çalışmak için dayımlara gidiyorum ama o da olmuyor çünkü insan kimseye yük olmak istemiyor. Herkes için aynı değil yaşam, durumu olan var olmayan var. Bütün öğrencilere dersleri dinlemek için aylık belli oranda her operatör için geçerli internet paketi verilirse, dersleri dinleme olanağı olmayan öğrenciler de mağdur olmazlar. Bir duruma karar vermeden önce bütün şartları göz önünde bulundurmak her zaman daha iyi sonuç verir.

TALEPLERE KULAK VERİLMELİ

Uzaktan eğitim sisteminde, derslerden verim almak pek mümkün değil. Sözel derslerde bu sıkıntı fazla yaşanmıyor ama uygulamalı derslerde aynı şeyi söyleyemem. Dersleri sınıfta işlediğimiz zaman bile bazen anlamayıp birkaç defa öğretmene sorup, cevap aldığımız sorular var. Bunu uzaktan eğitim sisteminde yapamıyoruz. Çünkü yüz yüze ders anlatımında öğretmen – öğrenci arasında göz göze bir iletişim sağlandığı zaman ders daha verimli geçer. Görsel anlatım önemlidir. Aynı ortamda bulunma, olayı, durumu, karşı tarafa geçirmek bu şekilde daha kolay sağlanabilir. Uzaktan eğitim sistemiyse anlatıcı ve dinleyiciden oluşuyor. Sadece sözel anlatım var. Bu da bizim verimli bir eğitim almamamıza neden oluyor. Geri dönüş sağlanmadığı için sağlıklı bir eğitim olanağı sunulmuyor, dersler yüzeysel olarak anlatılıyor. Her öğrenci eşit imkanlara sahip olmadığı için hem okuyup hem çalışan öğrenciler açısından zor bir süreç. Uzaktan eğitim süreci bazı öğrenciler için iyi, bazı öğrenciler için kötü sonuç doğurabilir. Bu sadece öğrencinin elinde olan bir şey değildir. Bu konuda yetkili kişilere iş düşüyor. Umarım bir an önce öğrencilerin taleplerine kulak verirler.

ÖNCEKİ HABER

Afrin'de patlama: Bakanlık 40 sivilin yaşamını yitirdiğini açıkladı

SONRAKİ HABER

Bir krizi fırsata çevirmek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa