SES MYK Üyesi Aylin Akçay: Salgın döneminde sınıf çelişkileri daha berraklaştı

SES MYK Üyesi Aylin Akçay, 1 Mayıs'a giderken sağlık emekçilerinin sorunlarını ve taleplerini Evrensel'e anlattı.

28 Nisan 2020 12:02
Paylaş

Burcu YILDIRIM
Ankara

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) MYK Üyesi Aylin Akçay ile 1 Mayıs’a giderken sağlık emekçilerinin koşullarını ve taleplerini değerlendirdik. Akçay, salgın koşulları ile beraber sağlık çalışanları ve işçi sınıfının yaşadıklarının birbirine çok benzer olduğunu, sermaye ve sınıf çelişkilerinin ise alınan ya da alınmayan önlemlerle daha berraklaştığını söyledi. Bu dönemde Türkiye’de bir başarı varsa bugüne kadar sağlıkta dönüşüm politikalarına karşı verdikleri mücadele ve sağlık emekçilerinin yoğun çabası olduğunun altını çizen Akçay, “Hem sınıf hem de hayatta kalma savaşı veriyoruz. Bu koşullarda da iş yerlerinde ve bulunduğumuz her alanda mücadelemizi birbirimize dokundurmamız gerekiyor” dedi.

‘İŞÇİ VE EMEKÇİLER İÇİN SÜRÜ BAĞIŞIKLIĞI UYGULANIYOR’

Sağlık açısından bu 1 Mayıs’ın özgün olduğunu ifade eden SES MYK Üyesi Aylin Akçay, “Salgın koşullarında 1 Mayıs’ı karşılıyoruz ve içinde bulunduğumuz bu durum alınan ya da alınmayan önlemlerle beraber emekçi sınıflar ve sermaye arasındaki çelişkilerin de berraklaştığını gösteriyor” dedi. Salgın boyunca Türkiye ve dünyada işçi, emekçi sınıflar ve yoksul halk açısından örtülü veya açık bir şekilde sürü bağışıklığı uygulandığına dikkat çeken Akçay, “Evde kal çağrıları yapılırken milyonlarca işçi ve emekçinin zorunlu olmayan üretim alanlarında çalışması ve hala hiçbir önlem alınmadan buralarda hastalığa kapılıp hayatını kaybediyor olması bir kader değil” diyerek sağlık emekçilerinin de işçi sınıfının da alınmayan önlemler ve çalışma pratiği ile birlikte birbirine en çok yaklaştığı dönemeçlerden biri olduğunu söyledi.

‘SAĞLIK POLİTİKALARI DEĞİŞTİRİLMEDEN ŞİDDET ÖNLENEMEZ’

Sağlık alanında yaşanan şiddetin ise uygulanan sağlık politikalarından ve emekçilerin itibarsızlaştırılmasından kaynaklandığına belirten Akçay, “Sağlık politikaları değiştirilmeden şiddetin de sona ermeyeceğini düşünüyoruz. Şiddet yasası meclisten geçti ama hemen ardından Trabzon’da bir hekim oksijen tüpleriyle kovalandı ve ne yazık ki doktor arkadaş bu süreci atlatamadan saldırgan ile ilgili ifade süreci de bitmiş oldu” dedi.

Salgın döneminde alınmayan önlem ve yetersizliklerin ilerde sağlık emekçilerine karşı daha fazla şiddet olarak döneceğini vurgulayan Akçay, “Sağlık alanında istedikleri tüm önlemleri hizmet alanlarında da istiyoruz. Ücretsiz, ayrımsız, koşulsuz ve nitelikli bir sağlık hizmetine erişim mücadelemiz de şiddetin kalkması mücadelemize denk düşüyor” diye belirtti.

‘SAĞLIK EMEKÇİLERİ SALGINDAN DEĞİL ALINMAYAN ÖNLEMLERDEN HAYATINI KAYBEDİYOR’

Salgın sebebiyle sağlık emekçilerini kaybetmeye devam ettiklerini belirten Akçay, “Her bir kaybettiğimiz sağlık emekçisi salgından değil bütün uyarılara rağmen alınmayan önlemlerden dolayı hayatını kaybetti. Emekçiler kronik hasta, engelli olmasına rağmen çalıştırılmaktan öldü. Sakağa çıkması engellenen veya izinli sayılan kronik hastalar, 65 yaş üstü vatandaşlar ve engelli arkadaşlar sağlık alanında çalışmak zorunda bırakıldı. Bu izni vermeyen ve düzenlemeyi hayata geçirmeyen ölümlere sebep oldu” diye konuştu.

“Sağlık emekçilerine tavandan ödeme yapacağız” söyleminin bir balon olduğunun ve patladığını dile getiren Akçay, “Salgın döneminde de performans sistemine dayanarak bir düzenleme yapıldı ve sağlık emekçileri arasında ayrım yapıldı. Aynı koşullarda ve aynı risk altında çalışan sağlık emekçileri mesleklerine, eğitim durumlarına, statülerine göre ayrılarak birbirinden çok farklı ek ücretler aldı. Bir de bundan hiç yararlanamayan 4d kadrosunda ve taşeron olarak çalışanlar var” dedi.

‘KOMİTELER İLE UYGULANMAYAN ÖNLEMLERİ HAYATA GEÇİRDİK’

Salgın süresince kurdukları komiteler ile uygulanmayan önlemleri de hayata geçirdiklerini ve değiştirme güçlerini gördüklerini ifade eden Akçay, “Sadece kadrolu çalışanlara verilen ekipmanların komiteler aracılığıyla kurduğumuz baskıyla temizlik çalışanlarına da verilmesine sebep oldu. Hiç ödeme alamayan sağlık hizmetlileri ise Adana’da bu komiteler aracılığı ile performans ek ödemeleri aldı. 1 Mayıs planlarını da bu komiteler aracılığı ile iş yerlerinden ve bulunduğumuz alanlardan planlamaya çalışıyoruz” diye belirtti.

Mesai saatlerinin kısaltılması gerektiğini ancak yoğun bakımar dahil olmazk üzere 24 saat çalışmanın yapıldığı yerler olduğunu söyleyen Akçay, “Sagınla mücadelede de daha düşük saatler çalışmanın hayat kurtardığını görebiliyoruz ve bunu sağlamak için sağlık emekçisi sayısının arttırılması gerekiyor bu da taleplerimiz arasında” dedi.

‘BİR BAŞARI VARSA SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM POLİTİKALARINA KARŞI VERDİĞİMİZ MÜCADELE’

Salgında Türkiye için başarıdan söz edildiğini ifade eden Akçay, “Salgında başarı hanesine yazılacak olan ne varsa bizim yıllardır sağlıkta dönüşüm politikalarına karşı verdiğimiz mücadele sonucunda atamadıkları adımlar. Hala bugün elimizde duran olumlu kırıntılar ve sağlık emekçilerinin yoğun çabaları salgında varsa bir başarının öznesidir. Sendika olarak da halk sağlığı için taleplerimizin ne kadar önemli olduğunu salgın koşullarında daha iyi gördük” diye konuştu.

Akçay, birleşmekten ve birlikte mücadele etmekten başka bir yolun olmadığını vurgulayarak, “Haklarımızı korumak ve mücadele etmek için bugün değilse ne zaman? 1 Mayıs da bu haklarımızın en güçlü bir şekilde ortaya çıkacağı bir gün. Hem sınıf hem de hayatta kalma savaşı veriyoruz. Bu koşullarda da iş yerlerinde ve bulunduğumuz her alanda mücadelemizi birbirimize dokundurmamız gerekiyor” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Bir krizi fırsata çevirmek

SONRAKİ HABER

Fransa'da 11 Mayıs’tan itibaren hayatın ‘’normalleşme’’ planı açıklandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa