Haşim Sancar: Korona’nın bizden aldıkları ve öğrettikleri
İsviçre’de ne sağlık maskeleri, ne de etkili dezenfeksiyon maddesi yeterli derecede tedarik edilmediği gibi, bu süreçte 25 ton maske, diğer ülkelere özel şirketlerce yüksek fiyatlarda ihraç edildi.
Fotoğraf: Mehmet Akif Parlak/AA
Haşim SANCAR
Yeşiller Partisi Bern Kanton Milletvekili
İsviçre, dünyanın en zengin ülkeleri arasında yer alan, demokrasisi gelişmiş, belirli ölçülerde temel haklara saygı gösteren bir sosyal ve hukuk devletidir. İsviçre’nin eğitim ve sağlık sisteminin de filmlere konu olacak kadar gelişmiş olmasından dolayı, yurtdışından varlıklı ailelerin güvenini kazanmış bulunmakta.
Ancak, korana krizi ile birlikte İsviçre’de, sağlık personelinin çok iyi bir performasyon göstermesine karşın, maalesef sağlık sistemine büyük bir güvensizlik oluştu. Koronavirüs, 2020’nin ilk günlerinde Çin’de tespit edilmesine ve İsviçre’ye de geleceğinin kesin olmasına karşın, konuyu yeterince ciddiye alıp, gerekli ön tedbirler alınmamıştır.
EN BASİT TEDBİRLER BİLE ALINMADI
Alınmayan tedbirlerin arasında, en basit ve en ucuz malzemenin tedarikinin de yapılmadığı anlaşılmıştır. Ne hayat kurtarıcı sağlık maskeleri, ne de bu virüse karşı en etkili dezenfeksiyon maddesi yeterli derecede tedarik edilmediği gibi, Mart 2013 ortalarına kadar geçen süreçte de bu malzemeler ısmarlanmamış. Diğer taraftan basına çıkan son bilgilere göre (Sonntagszeitung, 26 Nisan 2020) bu süreçte 25 ton maske, İsviçre’den diğer ülkelere özel şirketlerce yüksek fiyatlarda ihraç edilmiş!
SAVAŞ MALZEMESİ ÜRETİLİYOR, MASKE ÜRETİLMİYOR
Gelişmeler, geçmişte daha çok özelleştirmeler ve şirketlere vergi indirimi ile ilgilendiğimiz gerçeğini sergilemekte. Dezenfeksiyon malzemesinin hammaddesini oluşturan ethanol, 1887 yılından beri devletin tekelinde idi ve bugünkü gibi zor günler için 8 bin ile 10 bin ton ethonolu depolama zorunluluğunu getiriliyordu. 2018 yılında özelleştirilen “Alcosuisse” ile birlikte, depolama zorunluluğu ne yazık ki kurban edildi. Salgın hastalıklar yasası olmasına karşın, savaş malzemesi üreten bir ülke, ne yazık ki hayat kurtaran maske üretmemekte. Çin’den daha ucuza gelen maskelerin İsviçre’de üretilmesine, yeni ısmarlanan bir makina sayesinde ne yazık ki ancak Mayıs ayında başlanacağı belirtilmekte.
"MALİYETİ YÜKSEK" DENEREK İLAÇLAR DEPOLANMADI
İlaç sanayisinin güçlü olduğu bir ülkede, maliyetinin yüksek olmasından dolayı ne yazık ki “kötü günler için”, yeterince ilaç depolanmamış. Yurtdışından gelen sağlık personeli olmasa, İsviçre sağlık kurumları çalışamaz duruma düşecekler. Özellikle hemşireler ve diğer sağlık personeline ödenen ücretlerin yeterli olmamasından dolayı, personelin çoğu kısa bir süre sonra başka mesleklerde çalışmayı tercih etmekte.
NEOLİBERAL POLİTİKALAR HALK SAĞLIĞINI TEHLİKEYE ATTI
Mart 2020 ortalarından itibaren Federal Hükümetin almış olduğu kararlar doğru yolda olmasına, sağlık, sosyal, altyapı ve güvenlik elemanlarının çalışmaları saygı gösterilmeye değer nitelikte olmasına karşın, özelleştirme ve aşırı kârı ön plana çıkaran neoliberal politikalar, ne yazık ki halk sağlığını tehlikeye düşürmüştür. Hazırlıklar yeterince erken yapılmış olsaydı, belki de bulaşıcı koronadan dolayı hepsi değil ama bazı ölümler engellenmiş olabilirdi. Aslında, korona krizi bu neo-liberal politikanın iflası anlamına geliyor.
Bern Kanton Parlamentosunda bulunduğum süre içeresinde, Kantonalbank, tuz sektörü, enerji kurumu (BKW) vs. birçok özelleştirme girişimine karşı çıkarak engelleyebildik. Özelleştirmedeki mantık, kârın özelleştirerek azamiye çıkarılması, zararın veya krizin devlet tarafından karşılanması. İşler sarpa dayanınca, “devlet baba veya ana” kurtarma yardımına çağrılır.
Korona krizi ayrıca, doğayı ne kadar hırpaladığımızı gösteren bir turnusol kâğıdına dönüştü. Korona virüsi ile aslında doğa kendi hâkimiyetini kurarak bizi uyarmakta ve doğal kaynakları harcamada ayağımızı denk atmamız gerektiğini göstermekte. Daha fazla tüketim, daha fazla üretim, daha hızlı, daha yeni’lerle nereye kadar gidebiliriz? Durmasını unutmuştuk!
İŞSİZLİK YÜZDE 20 ARTTI
Koronavirüs ile birlikte yaşanan ekonomik krizi hafifletmek amacı ile Federal Hükümet şimdiye kadar 62 milyar frank yatırımda bulundu. Belki bu meblağ daha da yükseltilecektir. İşsizlik şimdiki rakamlara göre yüzde 20 artmış bulunmakta. Sosyal yardım için müracaatlara cevap vermek için sosyal servisler eleman bulmakta zorluk çekiyorlar ve diğer alanlarda çalışan elemanları bu iş için sosyal hizmetlere kaydırıyorlar. Bir dizi küçük esnaf iflas tehlikesi ile karşı karşıya. Şimdiki verilere göre, ekonomik krizin boyutlarının yüksek olacağı yönünde.
EN YAYGIN SİGORTA SİSTEMİ OLAN ÜLKEDE GÜVENSİZİZ
Tüm bu gelişmeler, dünyanın en gelişmiş ve yoğun sigorta sisteminin bulunduğu bir ülkede yaşamamıza karşın, aslında ne kadar güvensiz olduğumuzu gözler önüne sergiliyor. Sosyal yardım bütçesindeki kısıtlama girişimleri, bu ekonomik krizin boyutları ile karşılaştırıldığında, bir kırıntı üzerine ne kadar fırtınalar koparılmış diye soruyor insan kendisine.
Kendimizi korumanın yolu, sağlık sistemimizi güçlendirmek, sosyal, dayanışmacı ve doğamızı korumaktan geçmekte. Temennimiz, en zengin bir ülke için yüksek olan bulaşma oranının ve virüs nedeni ile yükselen ölümlerin bir an önce durması ve diğer ülkelerde de zayiatın en azda kalmasıdır.
Hepinize sağlıklı kalmanız temennimlerimle…