Çiğlili işçiler: Her yeri 1 Mayıs alanı yapmalıyız
Çiğli’de çeşitli iş kollarında çalışan işçiler işsizliğe karşı mücadele vurgusu yaparak, “Taleplerimizi dile getirmek için her yeri 1 Mayıs alanı yapmalıyız” dedi.
Fotoğraf: pixabay
Çiğli’de çeşitli iş kollarında çalışan işçiler işsizliğe karşı mücadele vurgusu yaparak, “Taleplerimizi dile getirmek için her yeri 1 Mayıs alanı yapmalıyız” dedi.
Cam iş kolunda çalışan bir işçi, tüm emekçiler gibi geçim sıkıntısı yaşadığını belirterek, “Koronavirüs salgınıyla birlikte geçim sıkıntısı ve işsizlik arttı ve bizi bundan sonra neyin beklediğini bilmiyoruz. Hükümetin yanlış politikaları sonucu işsizlik ne kadar artıyorsa, bu dönem sesimizi de o denli artırmalıyız, işsizliğe karşı mücadele etmeliyiz” dedi.
Eski bir Dostcam işçisi de koronavirüs salgını nedeniyle yaşamını zor koşullarda idame ettiren emekçilerin sorunlarının arttığını söyleyerek, “Ücretsiz izne çıkarılmaları işçilerin geçim sıkıntısını iyice arttırmıştır. İşçiler kiralarını ve faturalarını ödeyemez hale geldi. İşsizlikten kurtulmuş ama çalışmaya devam eden işçiler de hastalığa mahkum edildi. İşçiler, hayatı hiçe sayılarak çalışmaya zorlanıyor” diye konuştu. İşçi, 1 Mayıs’ta da her alanda seslerini duyurmanın önemli olduğuna dikkat çekerek, “İşçilerin ve emekçilerin gelecek kaygısı iyice artmıştır. İnsanca yaşam, ücretli izin, işsizlere geçinebilecekleri ücret talepleriyle fabrikalarda, çalışma alanlarında sesimizi duyurabilmeliyiz” dedi.
‘ZENGİNE AKTARMAK YERİNE İŞÇİLER DESTEKLENMELİ’
Bir metal işçisi ise zorlu dönemlerde emekçilerin birbirlerine daha sıkı bağlandığını söyleyerek, “1 Mayıs’ta da balkonlara’ demek gerektiğine inanıyorum. 23 Nisan’da olduğu gibi balkonlara çıkarak işçilerin emekçilerin bu büyük bayramını tüm Türkiye’ye ve dünyaya görkemli bir şekilde izletmeliyiz. Yaşasın sınıf dayanışması” diye konuştu.
Bir başka metal işçisi ise “Salgın günlerinde yardım çağrısı ve vergi yüklemelerinin hedefinde yine işçi kesimi hedef alınmıştır” dedi. Krizin faturasının işçilere kesildiğini söyleyen işçi, “Eskiden en azından tencerede yemek kaynatma derdi varken şimdi yanan bir ocak dahi bulamıyoruz” diye konuştu. Çalışan ve üreten işçileri yok sayan anlayışın halkı ezmeye devam ettiğini belirten işçi, “İşçinin zaruri ihtiyaçlarından bile daha azına razı olması istenirken zenginlerin daha da zengin olması düşündürücü değil mi? Acil olarak zengine para aktarımı yerine işçilerin desteklenmesi gerek. Bu destek de kredilerle değil işçinin maaşının yerinde ve yeterli ödenmesiyle sağlanmalı” diye konuştu. (İzmir/EVRENSEL)