Sağlık, enerji ve turizm çalışanları 1 Mayıs’ın yasaklanmasına tepkili

Dev Turizm İş Genel Başkanı Mustafa Yahyaoğlu, SES Manisa Şubesi Eş Başkanı Figen Pehlivan Demirel, Tes-İş Yatağan Temsilcisi Kemal Özcan ile 1 Mayıs'ı konuştuk.

30 Nisan 2020 01:58
Son Güncellenme Tarihi: 30 Nisan 2020 06:26
Paylaş

Ramis SAĞLAM
Murat YAŞAR

Kovid-19 salgınının başladığı günden bu yana farklı iş kollarında çalışan milyonlarca işçi ve emekçi salgının yansımalarını çeşitli biçimlerde hissetti. Pandemi sürecinde işçilerin, emekçilerin sorunlarını ve 1 Mayıs taleplerini DİSK Dev Turizm İş Genel Başkanı Mustafa Yahyaoğlu, SES Manisa Şubesi Eş Başkanı Figen Pehlivan Demirel, Tes-İş Yatağan Temsilcisi Kemal Özcan ile konuştuk.

SEKTÖRDE EN BÜYÜK SORUNLARDAN BİRİ KAYIT DIŞI ÇALIŞAN

DİSK Dev Turizm İş Genel Başkanı Mustafa Yahyaoğlu, turizmin bütün dünyada durduğunu belirterek, "Bizim sektörde en büyük sorunlardan biri kayıt dışı çalışan. Yaklaşık 927 bin işçi sigortalı görünüyor, ama turizm işkolunda iki buçuk, üç milyona yakın çalışan olduğunu biliyoruz. Kayıt dışı ve turizmde sezonluk çalışan işçilerimiz, işsizlik sigortasından yararlanamadı. Eylül sonu itibariyle işten çıkmış sezonluk işçiler Mart'ta böyle bir pandemi ortaya çıktığında henüz işbaşı yapamadan işyerlerinin kapanması, işsizlik ve açlık ile karşı karşıya kaldılar” dedi.

Siyasi iktidarın kısa çalışma ve işsizlik ödeneği açıklamalarını eleştiren Yahyaoğlu, “Bunlar bizim işkolundaki işçilerin, en genel anlamda yararlanmasına imkan sağlamıyor. Sosyal devleti tasfiye ettiler ve bugün geldiğimiz noktada, sosyal devletin işçiler, emekçiler açısından olmazsa olmaz olduğu ve yeni bir dünya düzenine ihtiyaç olduğu kendisini gösterdi. Roketler, hava araçları, silahlar yapan devletler böylesine bir salgın karşısında test yapamaz duruma düştüler, halklarına maske dağıtamadılar ve sosyal destek sağlayamadılar. Evde kal deniyor, evde kalmak için insanların bir yaşam desteğine ihtiyaçları var" diye aktardı.

VİRÜS GİBİ, SİYASİ İKTİDAR DA KENDİNİ DEĞİŞTİRDİ”

Cuma günü uygulanacak olan sokağa çıkma yasağının pandemiden dolayı değil, 1 Mayıs'tan dolayı olduğunu ifade eden Yahyaoğlu, "1 Mayıs işçi bayramını yasa olarak kabul eden siyasi iktidar, aradan geçen 10 yıllık zaman zarfında, 1 Mayıs'ı yasaklayan siyasi iktidara dönüştü. Aynı virüs gibi, siyasi iktidar da kendini değiştirdi, yeniledi. Antalya'da her örgütten ikişer kişi sosyal mesafe kuralına uyarak basın açıklaması yapabilecek. Bu da 10-12 kişilik bir grubun 1 Mayıs'ı anması anlamına gelecek. İstanbul, Ankara ve İzmir'de 5 kişi ile sınırladılar. İzmir'deki arkadaşlar, her örgütün 5'er kişi ile farklı saatlerde basın açıklaması yapması ile, 5 kişilik sistemi delmeye uğraşıyor. Bu muhtemelen Ankara ve İstanbul’da da yapılacak. Ancak İstanbul'da sadece Kazancı Yokuşu'na 1 Mayıs şehitlerimizi anmak, karanfil bırakmak için temsili 3-5 kişiyi geçmeyen bir kadro davet edilmesi söz konusu. Bunlar kabul edilebilir şeyler değil, 1 Mayıs işçinin bayramıdır. Biz sağlığımızı başkalarının düşünmesine ihtiyaç duymayacak, sosyal mesafeyi ayarlayabilecek insanlarız" diye konuştu.

Türkiye'de işçi haklarının olmadığını vurgulayan Yahyaoğlu şunları söyledi: "Türkiye'de sıkı yönetimler var, olağanüstü haller var, koronavirüsten önce de kriz vardı, koronavirüsten önece de milyonlarca işçi, işsizlik ile karşı karşıyaydı. 8 milyonu aşan bir işsizlik vardı. Üniversite mezunu gençler işsizdi ve ekonomik kriz vardı. Şimdi bütün bu ekonomik krizlerin üstüne birde pandemi eklendi."

KAPİTALİZM SAĞLIĞA ZARARLIDIR”

Manisa’daki sağlık emekçilerinin durumunu ve 1 Mayıs hazırlıklarını aktaran SES Manisa Şubesi Eş Başkanı Figen Pehlivan Demirel, pandemi sürecinin birçok eksiklik ve plansızlık ile başladığını dile getirdi. Pehlivan, "Pek çok işyerine girebilmiş, çalışanların ve üyelerimizin eksiklerini gidermeyi başarabilmiştik. Fakat galiba eksikler daha da büyük ki artık sendikaların işyerlerine girmelerini istemiyorlar. Bahaneleri enfekte edebileceğimiz ancak biz fiziksel mesafenin, bulaştan korunmanın ne demek olduğunu bilen ve arkadaşlarımızı da o konuda uyarmak için orada bulunan insanlarız. İktidar pandemi sürecine çok hazırlıksız yakalandı, sağlık sistemi olarak zaten hazırlıksızdık. Daha ilk özelleştirmelerin başladığı, performans ücretlendirmelerinin ayyuka çıktığı dönemde örgütümüz ısrarla, kapitalizm sağlığa zararlıdır, kapitalizm ve bu sağlık sistemi bizi öldürür demişti. Bununla çok acı bir şekilde karşılaştık. Yönetenler güvenlik önlemlerinin nasıl alınacağını bilemedi. Bu dönemde hastanelerimiz peyderpey kişisel koruyucu ekipmanlarımızı dağıttı ama gördük ki temizlik personeli arkadaşlarımız bunlara çok zor ulaştılar. Bu bize sağlık sistemi ile iktidarın çelişkisini gösterdi" diye konuştu.

YASAKLARIN AMACI İNSANLARI BULAŞTAN KORUMAK DEĞİL”

1 Mayıs ruhu ile alanlarda olmak istediklerini vurgulayan Pehlivan, "Manisa’da bu konuda girişimlerde bulunduk. Emek, demokrasi platformu olarak 30 Nisan günü saat 13.00’da, Manolya Meydanı’nda temsili bir basın açıklaması kararımız var. Ancak valilik tarafından 5 kişi ile sınırlandırılmak isteniyor. Biz bu konuda direneceğiz çünkü bankaların önü onlarca, yüzlerce insan ile kuyruklar halinde. Yasakların amacı fiziksel mesafeyi korumak ve insanları bulaştan korumak değil. Amacı sendikaları, işçi sınıfını, emekçileri bir araya getirmemek. Biz de bu oyunu görüyoruz. Bu oyunu gördüğümüz için kitle örgütlerimizden en az ikişer kişi alanda olacağız ve kutlamamızı yapacağız" ifadelerini kullandı.

Örgütlenebilen işyerlerinde 1 Mayıs kutlamalarının yapılacağını ve 1 Mayıs’a hangi taleplerle gidildiğini anlatan kısa videolar çektiklerini belirten Pehlivan, sağlık emekçilerinin taleplerini şöyle sıraladı; "Öncelikle bulaştan korunmak ve çalışma saatlerimizin düzenlenmesini istiyoruz. Temiz yiyecekler, temiz dinlenme ve yatma koşulların istiyoruz. Çünkü pek çok arkadaşımız evlerine gidemiyor. En önemlisi 5 günde 1 test istiyoruz. Tüm sağlık çalışanlarının taramadan geçirilmesini ve performans ödemesinin kaldırılıp temel ücretin yükseltilmesini istiyoruz. Çalışma koşullarımızın ne kadar zor olduğunu gördüler alkışlar ile bizi mutlu etmeye çalıştılar ama biz alkışlar ile mutlu olma devrini bitirdik. Biz fiili hizmet zammımızı, 3600 ek göstergemizi istiyoruz. Bütün bu talepler ile videolarımızla, görüntülerimizle alanlarda olacağız. Sınıf kardeşlerimizle buluşacağız. Umuyoruz bu süreci daha kısa sürede atlatırız. Maalesef pandemi sürecinde yetkililer tarafından, iyiye giden bir hal gösterilmeye çalışılıyor. Önlemler kaldırılırsa çok ciddi bir tehdit bizi bekliyor olacak. Umarım böyle bir adım atılmaz."

ÖRGÜTSÜZ İŞYERLERİNDE ÖNLEMLER ALINMADI”

Tes-İş Yatağan Şube Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Özcan, konuşmasına başlarken enerji iş kolunun stratejik bir öneme sahip olduğunu söyledi. İlk vakanın gündeme geldiği günden itibaren hiç aralıksız çalışma devam ettiklerini vurgulayan Özcan, "Enerji işkolu stratejik bir öneme sahip. Sağlık emekçileri gibi cephenin önündeyiz. İlk günden itibaren, örgütlü olmanın gücü ile işverene gerekli hijyen ve sağlık tedbirlerini aldırdık. Mesela yemekhaneyi kapattık, kumanya şeklinde, kullan at tabaklarıyla arkadaşların çalıştığı birimlere yemekleri kendimiz ulaştırdık. Çay bardaklarını karton bardaklar yaptırdık. İşyeri girişlerinde ateş ölçümü yapıldı ve ücretli izin uygulaması ile mevcudumuz yarı yarıya düştü. Kronik hastalığı olan veya 65 yaş üstü arkadaşlarımızı evde karantinaya aldırdık ve şimdiye kadar Yatağan'da pozitif vakamız görülmedi. Sadece Kemerköy’de bir arkadaşımızda pozitif vaka görüldü. O da tedavinin ardından taburcu oldu. Ama örgütsüz işyerlerinde böyle önlemler alınmadı. Onlar hala toplu taşıma araçlarında balık istifi gibi işe gidip gelmeye devam ediyorlar" diye konuştu.

KRİZİN DE VİRÜSÜN DE FATURASINI BİZ EMEKÇİLERE KESTİLER”

Türk-İş’e bağlı sendikaların şube başkanlarını bir araya getirerek bir basın açıklaması kararı alındığını belirten Özcan, "30 Nisan günü Yatağan şubemizde, Muğla’daki diğer şube başkanlarımız ile basın açıklaması gerçekleştireceğiz. Cuma günüise çelenk bırakılacak. Biliyorsunuz sürekli çalışıyoruz, üretim 24 saat devam ediyor. İşyerlerine inip arkadaşlarımızı çalıştıklarıyerde ziyaret etmek istiyoruz. Taleplerimizi hep bir ağızdan haykırmalıyız.Patronlar kendilerini çok güzel izole ettiler, izole edilmeyen tek bir kesim vardı; onlarda işçiler. Fabrikaların kapalı olduğu günlerde sokağa çıkma yasağı ilan edildi, bu yeterli değil. Biz kendimizi koruyamadık, Türkiye oratalamasına bakıldığı zaman pozitif vakaların 4'te 3'ü işçi sınıfından çıkıyor. Krizinde, virüsün de faturasını biz emekçilere kestiler. Patronlara ellerinden gelen yardımı, desteği yaptılar. İşsizlik fonu, 10 milyon insanın 3 ay maaşını ödemeye yetecek kapasiteydi ama para yok. Paranın nerede olduğu belli değil" dedi.

ÖNCEKİ HABER

Yargıda başvuru, şikayet ve itiraz gibi süreler 15 Haziran 2020'ye kadar ertelendi

SONRAKİ HABER

Dolar/TL yine 7 lira sınırına kadar dayandı (30 Nisan 2020)

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa