Jeoloji Yüksek Mühendisi Eşref Atabey: Beyaz kumların huntit olduğuna dair bilgi yok
Mühendis Eşref Atabey, Salda’nın kumlarının huntit olduğunu, bunların da akciğer sorunlarına neden olduğunu belirten Prof. Dr. Doğan Kantarcı’yla aynı görüşte olmadığını söyledi.
Fotoğraf: CHP
Birçok koruma derecesi bulunan Salda Gölü’nün kumlarının AKP’nin “millet bahçesi” projesi çerçevesinde kamyonlarla taşınması kamuoyunun tepkisi sonrası durdurulmuştu. "Doğa katliamı" olarak nitelenen bu uygulamaya dönük Antalya Barosu avukatları ve yurttaşlar tarafından hukuki süreç başlatılırken göl kıyısından taşınan malzemenin niteliği ve sağlık etkileri ile ilgili tartışmalar devam ediyor. Prof. Dr. Doğan Kantarcı’nın, “Göl kıyısından taşınan beyaz metaryal kum değil huntit minerali. Toz olarak yayıldığında önemli akciğer sorunlarına neden olur” diyerek gündeme getirdiği görüşlere Jeoloji Yüksek Mühendisi Eşref Atabey daha farklı yaklaşıyor, “Beyaz kumların huntit olduğuna dair bilgi yok. Huntit olsa bile akciğer hastalıklarına yol açtığına dair de bir bilgi yok."
PROF. DR. KANTARCI: KUM DEĞİL HUNTİT MİNERALİ
Salda Gölü’nün kumlarının kamyonlarla taşınması sürecine dair İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Toprak İlmi ve Ekoloji Ana Bilim Dalı Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Kantarcı geçtiğimiz günlerde bir rapor açıklamıştı. Kantarcı raporunda, “Huntit bir organo mineraldir. Kum değildir. Üstünde ayakkabı ile basılarak yüründüğünde ezilip, ufalanıp, çok ince toza dönüşür. Bu yoldan geçen ve geçecek olan araçların sürücüleri ve halk ince tozu akciğerlerine alınca ne olacağını da iyi düşünmek gerekir. Yola serilen huntit mineralinin oradan hemen kazınıp, kaldırılması gerekir" görüşlerine yer verdi. Kantarcı, huntit minerallerinin kamyonlarla taşınarak yollara serilmesini "Taammüden cinayet gibi bir şey" diye değerlendirdi.
"HUNTİT OLDUĞUNA DAİR BİR BİLGİ YOK"
Tıbbi jeoloji alanında önemli çalışılmaları ve kitapları bulunan Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Eşref Atabey konuya dair sorularımıza verdiği yanıtlarda Prof. Dr. Kantarcı’nın bu iddialarına mesafeli yaklaştı. Salda Gölü’nde beyaz kumların huntit olduğuyla ilgili bir bilginin, şimdiye kadar yapılan jeolojik çalışmalarda ve analizlerde ortaya konmadığını dile getiren Atabey, huntitle ilgili şu bilgileri verdi, “Aksine hidromagnezit oluşumuyla ilgili bilgiler yer almaktadır. Huntit, bir kalsiyum magnezyum karbonat minerali olup, dağılgan, saf beyaz görünümlüdür. Islak olduğu zaman çok plastiktir. Alev geciktirici, boyalarda özel bağlayıcı ve yapıştırıcı, özel tip lastiklerde dolgu sertleştirici ve kağıt sanayinde kaplama malzemesi olarak kullanılmaktadır. Türkiye’de tek, dünyada ikinci, Denizli Çameli ilçesi Suçatı köyü yakınında açık ocak işletmesi bulunmaktadır. Yurt dışına ihraç edilmektedir”. Salda Gölü’ndeki beyaz oluşumun “Stromatolitik güncel hidromagnezit mineral oluşumu” olarak tanımlayan Atabey, “Hidromanyezit mineralinin bileşiminde silis bulunmamaktadır” dedi.
"KUŞKULARIM BULUNMAKTA"
Atabey, göl kıyısındaki kumların taşınmasının sağlığa etkileri ile ilgili şunları dile getirdi; “Asbest gibi lifsi, eriyonit gibi iğnemsi kristallere sahip mineral tozlarının uzun süre solunduğunda akciğer zarı ve karın zarı kanserine (mezotelyoma) yol açtığı bilinmektedir. Lifsi olmayan tozların uzun süre solunmasıyla da pnömokonyoz akciğer hastalıkları oluşmaktadır. Bunların hepsinin bileşiminde demir hariç silis bulunmaktadır. Huntit minerali bileşiminde silis bulunmamaktadır. Mermer tozu gibi inert tozlar arasına girmektedir. Huntit tozunun akciğerlerde herhangi bir hastalık yaptığına dair bir çalışmaya ben ulaşmadım. Pnömokonyoz yaptığı iddiasıyla ilgili de kuşkularım bulunmaktadır. Kaldı ki Salda Gölü’ndeki Huntit minerali değil”.
"GÖLÜN GÜNEYDOĞU KIYISINDA AĞIR METAL KİRLİLİĞİ VAR"
Göl kenarında yapılan inceleme ve analizlerde çok az oranda silisyum dioksit, çok az diyatoma oluşumu, özellikle güneydoğu kenarında nikel, bor, çinko, selenyum, kadmiyum gibi ağır metallerin belirgin oranda yüksek olduğu ve arsenik değerinin de sınırda saptandığını belirten Atabey, “Bu durum gölün bu kesiminde kirlenme olduğuna işaret olabilir. Salda Gölü’ndeki beyaz kumlar, oluşumlar güncel hidromagnezit mineral oluşumu olup, tozlarının sağlık açısından riskli olduğuyla ilgili tıbben bir çalışma var mıdır? Bilemiyorum. Ancak hidromagnezit tozları içinde yoğun şekilde, fazla oranda diyatoma silisli kavkı tozları da varsa ki çok az oranda saptanmış, o zaman sağlık yönünden dikkatli olmak gerekiyor” dedi.
SALDA DÜNYADA TEK!
Salda Gölü’nü “Doğal güzelliği, bembeyaz kumsalı, beyaz, mavi, yeşil ve turkuaz rengi, güncel hidromanyezit oluşumu, fauna ve flora açısından, dünyada tek” diye niteleyen Atabey, “Salda Gölü’nün var olan koruma sınırlarının göz ardı edilerek, koruma ve kullanma ilkelerinin yerine geleneksel piknik alanı, otopark muamelesi gösterilerek kullanımı, çok hassas dengelere sahip olan ekosistemde kayıplara neden olunmuştur ve olacaktır da. Salda Gölü çok hassas bir alan olup, yine hassas alanlarımızdan Pamukkale gibi özene ve yönetime ihtiyaç duyulmaktadır” dedi.