02 Mayıs 2020 01:12

İşçilerden "İşçilerin haklarını iyileştirdik" diyen Erdoğan'a: Ağam eğlenir bizimle

Erdoğan, işçilerin ücret, sosyal hak ve çalışma ortamlarının iyileştirilmesinde önemli adımlar attıklarını ileri sürdü. Yaşama ve çalışma koşullarını anlatan işçiler çizilen pembe tabloya itiraz etti.

Fotoğraflar: AA&Freepik Kolaj: Evrensel

Paylaş

Petrokimya İşçisi
Gebze

Cumhurbaşkanı Erdoğan 1 Mayıs’a dönük açıklama yaptı. “Tek sermayeleri emek ve alın teri olan, Türkiye’nin büyümesinde ve ilerlemesinde önemli rol oynayan işçilerin 1 Mayıs’ını tebrik ediyorum” diyen Erdoğan, göreve geldikleri günden bu yana hak arayışının uzlaşma zemininde sürdürülmesi gerektiğine inandıklarını, emek konusunda adaletin tesisi için mücadele ettiklerini belirtti.

Yine her zamanki gibi Türkiye işçi sınıfını, ezilenleri koruduğunu, çıkartılan bütün yasaları işçi ve emekçiler için de çıkarttığını söylemekten çekinmedi. Memlekette devrim olmuş haberimiz yok! Ama işin aslı öyle değil. Cumhurbaşkanı, “Her vesileyle belirttiğim gibi, işçilerimizin hakkının, hukukunun korunması doğrultusunda yapılacak her türlü samimi çalışmayı desteklemeye devam edecek, işçilerimizle, çalışanlarımızla sonuna kadar kol kola, omuz omuza yürüyeceğiz” dedi.

Peki, ne yaptı?

Kovid-19 çıktığı günden itibaren sermaye ve patronlar için kaynaklar seferber edildi. Kısa çalışma ödeneği, işverenleri kurtarmak için sonuna kadar esnetildi. Yetmedi işverenlere, “İşten atmak yasak” diye ücretsiz izin verebilirsin denilerek yine işsizlik ödeneğinden 1168 lira vereceğini açıkladı. Yetmedi zorunlu olmayan çalışma alanlarında valilikler aracılığı ile çalışma izni verildi yani çarklara dokunulmadı, işçiler salgına rağmen zorla çalıştırıldı. Ama ne oldu salgın çalışanların canına dokundu üretimde ısrar edilen bütün her yerde bulaş hızla yayılımını sürdürdü. Pozitifli işçi sayısı arttıkça arttı ve panik, tedirginlik arttı. İşçileri düşündükleri hali buysa, ölümse, ölümden öte ne var sormak isterim?

FABRİKALARDA İŞÇİLER BURUN BURUNA ÇALIŞIYOR

Sadece işçiler mi değil, kapatmak zorunda kalan küçük esnaf geçim sıkıntısının yanında kiraları ve vergileri yüzünden ne yapacağını bilmez durumda. Tedirginlik marketleri yağmalama boyutuna geldi. Cumhurbaşkanı ya bunları bilmiyor ya da görmek, bilmek istemiyor! “Tüm dünyayı etkileyen Kovid-19 salgınına karşı yürüttüğümüz mücadelede de çalışanlarımızı her alanda koruyacak tedbir ve desteklere büyük önem verdik” ifadelerini kullanan Sayın Cumhurbaşkanı’mıza fabrikalarda bant mesafesini söyleyelim o zaman; burun buruna!

“Normalleşme süreci” diyorlar bu normalleşmenin altından inşallah sanayi ve patronlar için alınmış bir karar çıkmasın! Acısını yine işçiler olarak çekmeyelim.  Sayın Cumhurbaşkanı sonrasında hızla işten atmalar, kabarık faturalara yansımasın bu süreç. Bugün 1 Mayıs için simgesel kutlama yapmak isteyen DİSK grubuna saldırıdan da haberi yoktur.

Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarını okuyunca aklıma bir film geldi. Filmin bir bölümünün anlatımıyla mektubumu bitirmek isterim.

Kibar Feyzo filminde, devleti temsilen bir müdür su meselesini halletmek için köyü ziyarete gelir…

Bu arada Ağa, müdüre şirin gözükmek için, biz köylüye her istediğini veriyoruz, paraysa para, öküzse öküz… Ne eksikleri varsa karşılıyoruz der…

Bu sırada, kontrol için gelen müdür, kafasını tarlaya doğru çevirince, başlık parasını ödemek için, elindeki öküzü kızın babasına veren ve daha sonrasında tarlayı sürmek için kara sabana kendini bağlayan Feyzo’yu görür…

Bu ne hal Ağa diye sorar…

Ağa, hemen Feyzo’yu yanına çağırıp, önce yanında çalıştırdığı Bilo’yu tokatlayıp, “Köylünün halini neden bana anlatmıyorsun” diye sitem eder ve “Hemen Feyzo’ya 2 tane öküz ve 6 bin lira da para verin” diye emredince, Feyzo dönüp müdüre der ki…

“Ağam eğlenir benimle.”


Kimseye minnet etmeye değil, birlik olmaya ihtiyacımız var

Ford Otosan işçisi
Kocaeli

Sayın Cumhurbaşkanı’nın konuşmasında tek doğru olan şey bizlerin emeği ve alın teri dışında bu dünyada bir şeyimizin olmadığı ve 1 Mayıs’ın bizlerin günü olduğudur.

Kendileri her türlü hak arayışını yasaklarla, engellemelerle, patronlardan yana düzenlemelerle uzlaştırmaya çalıştırdı. Ya da TÜPRAŞ sözleşmesinde olduğu gibi uzlaşma sağlanamadığı vakit yüksek hakem kuruluna götürerek patronların verdiğinden daha da az rakama imza atarak “Uzlaştırmıştır” ve adeta sıtmayı gösterip ölüme razı eden bu uzlaşmayla da kimin yanında olduğunu göstermiştir.

Koronavirüs salgınında açıklanan tüm tedbirler ve paketler ise zengine yönelik destek içeriyor, emekçileri borçlandırmayı hedefliyor. Uzlaştırma dedikleri bu mudur? Emek konusunda adaletli davrandıklarını söylüyorlar, 1 Mayıs’ı bayram ilan ettiler, ama sokaklara çıkmayı yine yasakladılar. İşçilerin sorunlarının çözümü için değil her zaman patronların dertlerine deva olmak için dört elle çalıştılar. İktidarda oldukları ilk günden bu yana esnek çalışmayı yaygınlaştırdılar. Hatta Soma’da 301 madencimizi kaybettik, madenlerde yaşam odası kurmayı yasal zorunluluk haline getirmediler, kiralık işçilik yasasını geçirdiler, emeklilik yaşını 65’e çıkardılar, EYT’lilere sırt çevirdiler, 3600’ü geçirmediler, Bireysel Emeklilik Sistemini getirdiler, işçiler sistemden çıkınca bunu zorunlu hale getirdiler, iktidarları boyunca tüm grevleri yasakladılar, tazminatları devlet güvencesine alacaklarını söyleyip 30 günden 12 güne çekmeye, işçinin son hakkını da elinden almaya çalışıyorlar. Bayramlarda işçiler için günleri tatili birleştirmeyip memurlara idari izin verdiler, patronları mesai ücreti ödemekten kurtardılar. İşsizlik fonunu BES ile entegre edip patronların hizmetine sundular, ucuza kredi olarak patronlara kullandırttılar. Her krizde bizden fedakarlık beklediler. Salgınla mücadele dediler, ücretsiz izin konusunda patronların ekmeğine yağ sürdüler, 1177 liraya insanların iradesini gasbettiler. İşsizlik fonundan işsizleri değil patronları yararlandırdılar. Biz bize yeteriz kampanyasına destek olan patronların vergi borçlarından sildiler, çok samimilerse katılan vatandaşların da faturalarından düşselerdi. İktidarları boyunca patronların vergi borçlarını sildiler. 3 ay boyunca bırakın fatura ertelemeyi faturaları kabarttıkça kabarttılar. Kendi vatandaşına maske bile veremediler.

İktidarları boyunca zenginler gittikçe zenginleşti yoksullar daha da yoksullaştı aradaki makas bırakın kapanmayı iki ucu birbirini görmez oldu, sağlıkta eğitimde her alanda özelleştirme yaptılar. Devlet hastanesinde bile para almaya başladılar. İşçilerin yakası yoksulluktan bir araya gelmezken patronların düğmeleri yağlanmaktan kapanmıyor. Salgında dahi emekçileri işçileri çalışmaya mecbur bıraktılar. Bunlar iktidara geldiğinde dolar/avro kaç paraydı şimdi kaça çıktı, aynı asgari ücret kaç dolardı bugün kaç dolar?

Bu ülkede emeği ile geçinen herkesin gittikçe yoksullaştığı ortada. İşsizlikten kurtulmak istiyorsa çalışma saatlerini düşürüp ücretleri insanca yaşanacak bir düzeye getirsin, daha fazla kişiyi istihdam etsin. Ayrıca artık her şeyi tek imzayla yapabiliyor, çok samimiyse çalışma koşullarını iyileştirsin. Hepimiz Nazi kamplarında gibi çalışıyoruz hiçbir hakkımız yok en ufak bir ses çıkarma işten atmayla, tehditle, mobbingle, baskıyla sindirilmeye çalışılıyor.

Tüm dünyada İşçilerin Birlik ve Dayanışma Günü olarak kutlanan 1 Mayıs’ın, hakkaniyetli ve adil şartlarda bir çalışma ortamına vesile olmasını temenni etmiyoruz, bu fikirde samimi olan herkesi birlikte mücadele etmeye davet ediyoruz. Tüm işçi sınıfını nasırlı ellerimizle selamlıyoruz. Kimseye minnet etmeye değil, birlik olmaya ihtiyacımız var. Bu dünya, biz varsak var! Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın işçilerin birliği.


Ak Parti’den neden istifa ettim?

Uğur Soğutma’dan atılan işçi
Aydın

Sevgili Evrensel okurları;

Öncelikle emekçilerin 1 Mayıs Emek Bayramı’nı kutluyorum. Ben Nazilli’de bulunan Uğur Soğutma fabrikasında sendikaya üye olduğu için işten atılan bir metal işçisiyim. Aynı zamanda yakın zamana kadar Ak Parti üyesi olan ama bu partinin emeğiyle geçinen insanların yanında olmadığını gördüğüm andan itibaren istifa etmiş bir emekçiyim.

Bunu neden belirttim, çünkü Cumhurbaşkanı biz işçilerin bayramı olan 1 Mayıs’ı kutlamış. “İşçilerin hakkını, hukukunu koruduk. İşçilerle kol kola omuz omuzayız” demiş. Adil şartlarda bir çalışma ortamını dilemiş biz işçilere. Eskiden bu sözlere inanan güvenen bir kişi olarak bunun böyle olmadığını söylemek isterim. Bizler Uğur Soğutma’da sendikaya üye olduğumuz için bizzat Cumhurbaşkanı’nın atadığı kayyum tarafından işten atıldık. Bizlerin anayasal hakkı olan sendika hakkını çiğneyenler bugün bizim 1 Mayıs’ımızı kutlayarak şirin gözükmeye çalışıyor ama nafile. Yüzlerce işçiyi kapının önüne koyanlar, bizleri bir insan değil köle gibi görenlerle bizlerin yürüdüğü yol aynı yol değildir. Emekçileri bu salgın ortamında tehlikeye atanlar işçilerin 1 Mayıs’ını kutlayamaz.

Buradan diğer işçi kardeşlerimize bir mesaj vermek istiyorum. EYT’lilere öcü muamelesi yapan, sendikaya üye olduğu için işçileri açlığa mahkum eden bu partiye muhtaç değiliz. Emekten yana olan, emekçinin sesini duyuran partiler bizlerin çıkarınadır. Sahte sözler yalan cümlelerin aklınızı çelmesine izin vermeyin.


İşçiler için atıldığı söylenen adımları neden biz görmüyoruz?

Çine maden işçisi
Aydın

Cumhurbaşkanı biz işçilerin 1 Mayıs Bayramı’nı kutlamış. Ve demiş ki işçilerin sorunlarını çözmek için çabaladık. Ücretten sosyal hakka ve çalışma ortamlarının iyileştirilmesine kadar önemli adımlar attık.

Sayın Cumhurbaşkanı; ben Çine’de madende çalışan ve çalışma koşullarından ötürü etrafında bir sürü iş arkadaşı silikozise yakalanmış bir maden işçisiyim. Sizin attık dediğiniz adımları biz neden göremiyoruz? 3 yıldır sesimizi duymuyorsunuz. Birçok arkadaşımız sendikalı olduğu için işten atılmış durumda. Ne istiyoruz biz? Sizin açıklamanızda yazan ücretlerimizin iyileştirilmesi, çalışma ortamımızın insan sağlığına verdiği zararların önlenmesi. Bunu istediğimiz için sendikaya üye olduk fakat sizin partinizin üyesi ve aynı zamanda belediye meclis üyesi olan patron tarafından işten atıldık. Sendikal yetki davası 3 yıldır sürüyor. Bu ülkede yasalar da mahkemeler de işverenden yana taraf oluyor. Böyle adalet mi olur?

ÖNCEKİ HABER

Almanya’da sokakta 1 Mayıs: Sadece korona değil kapitalizm de hasta ediyor!

SONRAKİ HABER

68 gençlik önderlerinden Zeki Kaya Stockholm’de yaşamını yitirdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa