04 Mayıs 2020 00:40

Sağlık emekçisi Birol Aşık: Sınıf bağışıklığı

"İktidar karantina tedbirleri almayarak adını koymadan “sürü bağışıklığı” yöntemini uygulamaktadır."

Fotoğraf: Özcan Yaman

Paylaş

Birol AŞIK
Sağlık emekçisi

Covid-19 salgınının görüldüğü dönemde Çin dahil pek çok ülke ciddiye almadı. Sonrasında Çin zarar görünce tedbirleri artırdı, bazı ülkeler buna uygun davransa da yine birçoğu gerekli önlemleri almadı ve salgın yayılmaya başladı. Kapitalist bakış açısıyla, zaten sıkışmış olan ekonomi daha da zora gireceği için karantina uygulaması yapmadılar. Bunu da “Biz özgürlükler ülkesiyiz karantina yasakları doğru olmazdı” diye açıkladılar. Eğer insan sağlığı ekonomiden daha önce gelseydi, karantina önlemleri ile bu süreç daha az zararla atlatılabilecekti.

Ülkemizde koronavirüs tedbirleri kapsamında ilk önce ‘kısa çalışma ödeneği’ düzenlemesi hayata geçirildi. Sözde işçilerin ücretlerinin sürekliliği sağlanıyormuş görünse de asıl amaç işletmelerin kurtarılması. Kısa çalışma ödeneği, İşsizlik Sigortası Fonu’ndan yani çalışanların ödedikleri primlerle biriken paralardan karşılanıyor.

Sermaye ve siyasi iktidar birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de bu durumu fırsata çevirmeye başladı. TBMM Genel Kurulunda kabul edilen Covid-19 salgınına karşı ekonomik önlemler çerçevesinde Türkiye Varlık Fonu, stratejik önemdeki şirketlere nakit enjekte edebilecek ya da kontrolünü alabilecek. Yani zordaki şirketleri kurtaracak... Peki, Varlık Fonu’na para nerden geliyor? PTT, Halkbank, Ziraat Bankası, Milli Piyango, Çay İşletmeleri, Eti Maden, Türksat vb. devlet kurumlarından. Yani hepimize ait olan kurumların parası sermaye çevrelerine dağıtılıyor.

Kısa çalışma ödeneği deyip aslında patronların ödemesi gereken parayı işçilerin primleri üzerinden işçilere vererek, biraz da patronlara destek olacağız diye hepimize ait olan kurumların gelirlerini şirketlere dağıtırken torba yasaya bir madde daha eklemişler. Nedir bu madde? Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu kapsamındaki yetki tespitlerinin verilmesi, toplu iş sözleşmelerinin yapılması, toplu iş uyuşmazlıklarının çözümü ile grev ve lokavta ilişkin süreler, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 ay süreyle uzatılacak. Cumhurbaşkanı, bu süreyi 3 ay daha uzatmaya yetkili olacak. İşvereni tamamıyla garanti altına alıyoruz.

Bir yandan bunlar olurken iktidar karantina tedbirleri almayarak adını koymadan “sürü bağışıklığı” yöntemini uygulamaktadır. Sürü bağışıklığı devam ederken bu sadece yaşlıları ve ağır hastaları etkiliyor haberleriyle korkuyu azalttılar. Nedir bu sürü bağışıklığı? Birçok insana virüs bulaşırken bağışıklık sistemi gelişecek, bağışıklık sürecinde virüse yakalanmayanlar kurtulacak. Bu süreçte virüse yakalanma olasılığı olan kesimler mecburen dışarı çıkmak zorunda kalan işçiler emekçilerdir. Aynı zamanda emekçilerin yaşam alanları daha dar olduğu için fiziksel mesafeyi korumaları zor olacağından bulaş riski de yüksektir. Patronlar ve sermaye sahipleri için ise yaşamsal alanları yeterince geniş olduğundan bulaş riski düşüktür. Ayrıca beslenme ve sağlıklı yaşam olanakları yüksek olduğundan vücut dirençleri de yüksek olacaktır. Virüse yakalansa bile vücut direnci ve tedavi olanakları daha iyi olduğundan etkilenmeyecektir. Salgın hastalıklarda bağışıklık gelişene kadar salgına neden olan virüsten korunanlar yaşama devam edebilecektir. Dolayısıyla virüsten etkilenecek ve bağışıklık kazanırken hayatından olacak kesim işçi sınıfıdır. Bu yüzden de ülkemizde adı konulmadan uygulanan yöntemin adı sürü bağışıklığı değil “sınıf bağışıklığı”dır.

Kapitalizm yaşlı ve kronik hastalığı olanlardan rahatsızdır. Genel sağlık sigortası ve bireysel emeklilik sistemi uygulamalarından anlaşıldığı gibi bu kesim, emekli maaşı ve sağlık giderleriyle sisteme yük olarak görülmektedir. Koronavirüs salgınında da ölüm oranı yüksek kesim yaşlı ve kronik hastalıkları olanlardır. Böylece virüsün kontrollü yayılması kapitalizm için faydaya dönüşüyor. Sermaye bu durumu fırsata çevirirken biz emekçiler için de kendi mücadele yöntemlerimizi ve araçlarımızı geliştirmemiz bir zorunluluk olarak önümüzde durmaktadır.

ÖNCEKİ HABER

Ferhat Tunç'un "Ağıtlarla Dersim Özel" programı sosyal medyada yayımlandı

SONRAKİ HABER

Bakanlıktan, Ölüdeniz ve Kayaköy’e jeotermal kuyusu açılması karşı olumsuz görüş

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa