ZMO İzmir Şube Başkanı Türk: Tarıma pansuman yetersiz, neşter vurmamız gerekiyor
Pandemi sürecinde tarımsal üretimin büyük darbe aldığını söyleyen ZMO İzmir Şube Başkanı Tevfik Türk, “Desteklemeler pansumandan öteye geçemedi. Halbuki bizim yaraya neşter vurmamız gerekiyor” dedi.
Fotoğraflar: DHA&ZMO Kolaj:Evrensel
Ramis SAĞLAM
İzmir
Dünya çapında hızla yayılan Kovid-19 pandemisi birçok sorunu beraberinde getirdi. Ülkelerin çoğunda üretim devam ederken asıl sıkıntı gıda alanında baş gösterdi. Tarımsal ürünlere olan talep artışı ve üretimde yaşanan düşüş fiyatları artarak fahiş noktaya çekilmesini beraberinde getirdi. Tarımsal alanda yaşanan ve yaşanabilecek sorunları Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Tevfik Türk ile konuştuk. Pandemi sürecinin tarım alanında ilk olarak üreticiyi etkilediğini dile getiren Türk, ilk günden beri çıkarılan genelgeler ile sürecin ‘idare’ edildiğini söyledi. Türkiye’nin üretim planının olmadığını ve tarımın uzun yıllardan beri gündelik politikalarla yönetildiğini ifade eden Türk, “Bu durum hâlâ aynı şekilde devam etmekte. Pandemi dönemi içerisinde alınan tüm önlemeler ve desteklemeler pansumandan öteye geçemedi. Halbuki bizim yaraya neşter vurmamız gerekiyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “2020 yılına ait desteklemelerin bir kısmını ödüyoruz” cümlesinin doğruyu yansıtmadığını söyleyen Türk, “Halbuki ödenen 2019 yılında ekilen ve dikilen ürünlere ait hasadını neredeyse 6 ay önce bitirmiş olduğu ve çok önceden hak ettiği ödemelerin bir kısmıydı. 2019 kasım ayında hasadı biten pamuk için hâlâ primler ödenmedi. 2020 yılı ekim dikim sezonu başlamış olduğu halde hâlâ bu yıl hangi ürünlere ne kadar destek verileceği belli değil” diye konuştu.
"3 MİLYON 500 BİN HEKTAR ARAZİ SON 15 YILDA TARIMSAL ÜRETİMDEN ÇEKİLDİ"
Tarım kredi kooperatiflerinin 3 ay ödemeleri ertelediği ancak çiftçinin diğer özel bankalara olan kredi borçlarına dair bir ertelemenin söz konusu olmadığını dile getiren Türk, kredi garanti fonu desteklemeleri KOBİ’leri kapsarken küçük çiftçiye ve bireysel üreticiye bu yolun açılmadığını ifada etti.
Türk, “Bu dönemde üretimin arttırılması için hazine arazilerinin tarıma kazandırılması için çalışma başlatılacağı açıklandı. Halbuki bu arazilerden katbekat fazla 3 milyon 500 bin hektar arazi son 15 yılda tarımsal üretimden çekildi. İşte tüm bu plansız, programsızlıklar ve pansuman müdahaleler pandemi öncesinde olduğu gibi bu süreçte de üreticiye gerçek anlamda yansımamaktadır. Oysaki tüm dünyada bu pandemi göstermiştir ki en önemli ve öncelikli sektör gıda ve tarımdır” dedi.
"İŞÇİLERİN ÇALIŞMA STANDARTLARI MUTLAKA BELİRLENMELİ"
Pandemi günlerinde uygulanan kısıtlamaların tarım işçiliğini de etkilediğini söyleyen Türk, “Bu konu aslında başlı başına irdelenmesi gereken bir konudur. Çünkü tarım işçilerinin gerek sosyal gerekse çalışma koşulları Odamız tarafından uzun zamandan beri gündeme getirilmeye çalışılmaktadır. Tarım işçisi dediğimiz kesimin neredeyse tamamı kayıt dışı ve sosyal güvencesiz olarak çalışmakta, konaklamalı olarak gittiği bölgelerde kötü koşullar içinde yaşamakta, 16 yaşından küçük çocuklar çalıştırılmakta ve emeklerinin karşılığını hiçbir zaman tam olarak alamamaktadır. Bu dönemde ise ne yazık ki tarım işçilerinin şehirler arası transferlerinde hâlâ bir standardın getirilmemiş olması, hangi kurum tarafından çalışma ve yaşam alanlarının nasıl denetleneceği hâlâ belli değil. Normal yaşam günlerinde bile kötü yaşam koşulları altında kalan tarım işçileri pandemi döneminde hem hastalığın yayılması hem de kendilerinin hastalığa yakalanma riskini arttırmaktadır. Pandemi dönemi göstermiştir ki tarım işçilerinin çalışma standartları mutlaka oluşturulmalıdır” diye konuştu.
KAMUCU TARIM POLİTİKALARINA ÇAĞRI
Tarım ürünlerinin satışlarında fiyatların arttığına dikkat çeken Türk, “Bu dönemde fiyatlarının artmasına ne yazık ki alıştık ve doğal karşılamaya başladık. Ancak çiftçinin satış fiyatlarında bir artış söz konusu değil. Burada önemli olan kamucu tarım politikalarına yönelerek hem üretim miktarını hem de satış fiyatlarını kontrol altında tutmaktır. Üretim ve pazarlama zincir marketlere ve/veya özel sektöre terk ettiğiniz zaman doğal olarak kâr amaçlı bir yapılanmayla karşılaşılmakta, ardından da stokçulukla mücadele edilmektedir” dedi.
“Önümüzde yurt dışındaki üretimin de düşmesi nedeniyle ciddi bir pazar bulunmaktadır. Özel sektör tarlada fiyatların düşmesini beklemekte daha sonra da yapabileceği en yüksek kârla da satışını gerçekleştirme düşüncesindedir” diyen Türk sözlerini şöyle tamamladı: “Devlet burada müdahalelerde bulunduğu takdirde fiyat regülasyonu sağlanarak hem çiftçinin kazancı arttırılarak önümüzdeki günlerdeki tarımsal üretimin arttırılması sağlanır hem de halkımızın güvenilir ve uygun fiyatlı gıdaya ulaşımı sağlanmış olur.”