RTÜK Üyesi İlhan Taşcı: Sesini kısamadıkları kanalı kapatacaklar

CHP’li RTÜK Üyesi İlhan Taşcı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Medyadaki virüsleri temizleyeceğiz” açıklamasının hemen ardından RTÜK’ün en ağır cezaları vermeye başladığını söyleyerek “Sesini kısamadıkları kanalları kapatacaklar. İstiyor ki kimse AKP’yi eleştirmesin. Halkın gerçekleri bilmesini, duymasını istemiyorlar” dedi.

CHP’li RTÜK Üyesi İlhan Taşcı, Cumhuriyet’ten İpek Özbey’in sorularını yanıtladı. Taşcı, bugüne kadar hiçbir üst kurul toplantısının ardından sosyal medya aracılığıyla kamuoyuna açıklama yapmadığını hatırlattı. Ancak son üst kurul toplantısında ceza istemli gelen dosyaların hem içerikleri, hem cezaların dayandırıldığı maddeler, hem de cezalandırılan kanallara baktığında stratejik ve taktiksel bir yöntem izlendiğinin netlik kazandığını söyleyen Taşçı, “Yurttaşları, haber alma özgürlüklerine yönelik müdahale konusunda bilgilendirmek benim görevim. Müdahalenin ulaştığı nokta ve bundan sonra doğurabileceği sonuçlar konusunda yayıncıları ve toplumu uyarmak istedim’’ dedi.

"RTÜK BAŞKANI EMİR TELAKKİ EDİYOR"

İktidara ve Cumhur İttifakına yönelik giderek artan bir eleştirel yaklaşım olduğunu da sözlerine ekleyen Taşcı, “İktidarın farklı kesimlerce eleştirilmeye ne alışkanlığı ne de tahammülü var” diyerek şöyle devam etti:

“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın medyayı virüs olarak nitelendirmesi de bu anlayışın bir sonucu. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in bu sözü emir telakki edip düğmeye basması da bu anlayışın planlı, programlı ve belli bir stratejiyle uygulandığını gösteriyor. İktidarı sorgulayan, yeri geldiğinde eleştirebilen kanallara içerikleri boş raporlarla ağır cezalar isteniyor.”

"VERİLEN CEZA MADDELERİ EN AĞIR OLANLAR"

Taşcı sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugün ne uluslararası, ne de ulusal patronaja sahip hiçbir yayıncının ekranının karartılmayacağını söyleyemem. Verilen ceza maddeleri en ağır olanlar ve sonucu lisans iptaliyle, yani televizyonların kapatılmasıyla sonuçlanacak türden! Sesini kısamadıkları kanalları kapatacaklar. Maalesef kimi yayıncılar bu riski hâlâ göremiyorlar. Ebubekir Şahin son dönemde yayıncılara parmak sallar hale geldi. İstiyor ki kimse AKP’yi eleştirmesin. Halkın gerçekleri bilmesini, duymasını istemiyorlar."

"BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNDEN SÖZ EDİLEMEZ"

"Bu nedenle de bağımsız medyayı istemiyorlar. Bu koşullarda basın özgürlüğünden söz edilemez. Güçler ayrılığı ilkesinin bu kadar hasar aldığı ve hatta yok edildiği bir ortamda medyanın dördüncü kuvvet olarak ortaya çıkmasını beklememiz biraz hayalciliğe girer. Yasama, yargı ve yürütme sacayağının oluşamadığı bir ortamda dördüncü kuvvet olarak medyanın ortaya çıkması, varlığını sürdürmesi olanaksız. Düşünce ve basın özgürlüğünüz ancak demokrasiniz kadar güçlü olabilir.” (MEDYA SERVİSİ)

Fatih Polat

İktidarın medya ile bitmeyen savaşı

Basın tarihindeki sansür girişimleri | Her sansür nihayetinde kendi evlatlarını yer

Tutuklu Gazeteciler; Müftüoğlu, Yılmaz, Gök, Oruç ve Arslan'ın davaları Ekim ve Aralık'ta

Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü: Sansür, şiddet, yargılama hız kesmedi

Sayıştay belgeli haberimize açılan tazminat davası reddedildi

Tutuklu Gazeteci Ömer Çelik: İktidarın elinde sopa bizim elimizde kalem