Hayatımızı hiçe sayıyorlar, geleceğimizle oynuyorlar
Salgın nedeniyle temmuz ayı sonuna ertelenen Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS), turizm şirketlerinin isteğiyle bir ay öne çekildi. Öğrenciler, veliler ve eğitimciler iktidara tepkili.
Fotoğraf: Pxhere
Eylem NAZLIER
İstanbul
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısının ardından, salgın nedeniyle daha önce temmuz ayına ertelenen Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nı (YKS) öne aldıklarını, sınavın 27-28 Haziran tarihinde yapılacağını açıkladı. Bu karara tepki gösteren öğrenciler, “Hayatımızı hiçe sayıyorlar, geleceğimizle oynuyorlar” dedi. Twitter’da da tepkiler çığ gibi büyüdü. Binlerce öğrenci #sınavtarihimedokunma #sandıktagörüşürüz gibi hashtagler ile tepkilerini dile getirdi.
Sınavın temmuzda yapılmasının turizm sezonunu olumsuz etkileyeceği gerekçesiyle Turizm Bakanlığının sınav tarihinin öne alınmasını istediği kamuoyuna yansımıştı. Eğitimciler, veliler ve öğrenciler ise bunun sınava girecek gençler açısından olumsuz olacağı uyarısında bulunarak, sınav tarihinin öne alınmamasını istemişti. Hükümet ise turizm işverenlerinin isteğini dikkate alarak sınav tarihini öne çekti.
"GELECEĞİMİZLE OYNUYORLAR"
Karara tepki gösteren Lise Son Sınıf Öğrencisi Mert Parlak, “Sınavın ileri tarihe ertelenmesi ile umutlarımız yeşermişti. Şimdi bunu geri alıyorlar. Geleceğimizle oynuyorlar” dedi. Parlak, sınav tarihi ile ilgili tartışmaların ve verilen kararın kendilerini nasıl etkilediğini şöyle anlattı: “Bu karar verilmeden önce bile ‘Ya geri çekilirse tarih’ diye stres yapan öğrenciler oluyordu. Çoğumuz daha o zamandan ders çalışmaktan kopmaya başladı. Karardan sonra ise umutsuzluğa kapılıp tamamen ders çalışmayı bırakanlar, umutlarını seneye aktaranlar oldu. Bu sınava siz büyükler mi gireceksiniz, yoksa biz mi? Buna karar vermesi gereken bizlerdik.”
TURİZMİN EĞİTİMDEN ÖNEMLİ OLDUĞU BİR ÜLKE...
Bir yandan sağlıkla ilgili endişeler, bir yandan sınav stresi, bir yandan da ekonomik sorunlarla boğuştuklarını belirterek, bu sürecin kendilerini psikolojik olarak çok olumsuz etkilediğini söyleyen Mezun Öğrenci Dicle Ünver, şöyle devam etti: “Ben kalabalık bir ailenin çocuğuyum. Tek çalışma alanım olan kütüphaneler de kapanınca çalışma ortamım kalmadı. Programım sekteye uğradı. Sınav tarihinin temmuz ayına alındığını öğrendiğimizde bir nebze rahatlamıştım ve mevcut programımı esneterek zamana yaymıştım. Şu an hayalimde okumak istediğim bölümün olacağını düşünemiyorum. Emeğimiz onların oyuncağı oldu. Turizmin eğitimden daha önemli olduğu bir ülkede hayal etmek, sevdiği işi yapmak bir insan için artık lüks oldu” Salgının etkisi sürerken sınava girecekleri ortamlarda virüsten ne kadar korunabileceklerinin de bir tartışma konusu olduğunu dile getiren Ünver, “Bizi hâlâ daha ulaşamadığımız maskelerimiz mi koruyacak, o da ayrı merak konusu” dedi.
"GENÇLER GELECEK HÜKÜMET PARA DERDİNDE"
Geçtiğimiz yıl mezun olan Yağmur Nazlı, “Daha önce sınav sorularını cemaate peşkeş çektiler, bugün de gençlerin geleceklerini sermaye çıkarlarına peşkeş çekiyorlar. Biz gençler gelecek, resmen hükümet para derdinde! Geleceğimizi yok sayıyorlar. Eğitim sistemini yapboza çevirdikleri yetmiyor, şimdi de sınav tarihlerini de yapboza çevirdiler” dedi.
Sınavın ertelenmesinde temel sebebin salgın ve öğrencilerin psikolojisi olduğunu hatırlatan Gaye Kartal da “Lakin öğrencilerin psikolojisinin önemi turizmin gerisinde kaldı. İktidarın almış olduğu kararların paranın ötesine geçemediğini de böylelikle anlamış olduk” diye tepki gösterdi.
"HAYALLERİMİZİ ÇALANLAR SEÇİM GÜNÜNÜ BEKLESİN"
Mezun öğrencilerden Abdullah Meydan da öğrenciler yerine turizmcilerin isteklerini dikkat alan hükümete seçimlerde yanıt vereceklerini söyledi: “Sınavın öne alınacağı haberi gelir gelmez çeşitli etkinliklere katılarak önüne geçmeye çalıştık. Ertelenmiş sınav son moral kaynağımız olmuşken sözde bilirkişiler bunu turizm gibi çeşitli bahanelerle elimizden aldılar. Yaptığımız onca program şu an gereksiz yığın oluşturdu. Şu an sadece sınava girecek robotlar var. Ama bu robotlar günü geldiğinde bunun hesabını soracak. Seçim gününü bekliyoruz. Hayallerimizi çalanlar seçim gününü beklesinler.”
"KARAR YENİDEN DÜZENLENMELİ"
Ilgın Çeribaş da bu kararın sağlık açısından ciddi sorunlar doğuracağını düşünüyor. “Hayatlarımızı, sağlımızı hiçe sayıyorlar. Ayrıca sınava yaklaşık 80 gün kala sınav tarihinin 30 gün öne çekilmesi ciddi bir problem. Bizler haftalık ve aylık programlara göre çalışıyoruz. Bütün hayatlarını bir başkasının emeği, bir başkasının ürettiği üzerine kuranların, kendi emeği ile bir şeyler elde etmeye çalışan, bu uğurda yıllarını harcayan gençliği anlamayacağı, önemsemeyeceği açık” diyen Çeribaş, bütün öğrencilere imkâan eşitliği sağlanarak, sınav tarihiyle ilgili kararın yeniden düzenlenmesini istedi.
Mezun Öğrenci Tuğçe Akgün de hükümetin kararına tepkisini şöyle dile getirdi: “Ertelenmesi ve daha sıkı önlemler alınması gerekirken tam tersi bir yol izleniyor. Tedbirlerin böyle hiçe sayılmasının akıl ve mantık açısından açıklanacak hiçbir gerekçesi yoktur, olamaz. Salgının ve beraberinde getireceklerinin sorumluluğunu taşıyamayan ve bunu taşımaya yönelik hiçbir çaba göstermeyen hükümet, yine bizi telafisi çok zor olacak bir duruma sürüklüyor. Tüm geleceğimizin bir sınava bağlı olduğu endişesinin yanında bir sürü insanla küçücük sınıflara girmek haliyle sınavdan çok ‘Acaba birinden hastalık kapacak mıyım?’ korkusuyla baş başa bırakacağından odaklanma problemleri yaratacak. Bu da sınavın sonucuna negatif yönde yansıyacak.”
"ÜNİVERSİTENİN AÇILMASI ÖĞRENCİLERİ ATEŞE ATMAK DEMEK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ‘normalleşme’ adı altında açıkladığı kararlardan biri de üniversitelerin 15 Haziran’da açılması oldu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğrencilerinden Deniz Gürsoy, bu kararı “İkinci korona dalgasını ilan etmiş oldular” diye değerlendirdi. Üniversitenin 15 Haziran’da açılmasıyla birlikte farklı şehirlerden binlerce öğrencinin geleceğini ve sosyal mesafenin unutulacağını belirten Gürsoy, “Binlerce öğrenci hijyenden uzak, iç içe yaşadığı yurt ortamlarında kalıyor. Bu ortamda bizi nasıl koruyacaklar? Üniversitenin açılması demek öğrencileri ateşe atmak demek. Salgın öncesi de bizim fakülte inşaat halindeydi, bundan dolayı kimi bölümler deprem tehlikesi yaşanan binalara taşındı, kimisi de 5 dakika arayla üç kat çıkarak derse yetişmeye çalıştı. Sıkışık dersler ve program ‘salgın’ yokken bile varken bu süreçte fiziksel mesafelendirmeyi nasıl sağlayacağız?”
EĞİTİM SEN: ÖĞRENCİLERİMİZİN UMUTLARI TURİZM ŞİRKETLERİNİN KÂRINA TERCİH EDİLEMEZ
Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, salgın döneminde okulların açılmasının ve sınavların gerçekleşmesinin ciddi sonuçlar doğuracağını söyledi. “Okulların açılması ve sınavların yapılması demek milyonlarca kişinin yeniden sokağa çıkması anlamına gelecektir. Aşı ve benzeri tedavi yöntemleri açıklanmadan, salgın riski sürerken, tedbirlerin azaltılmasının çok ciddi sonuçları olacaktır” diyen Aytekin, YKS sınavının öne alınmasıyla ilgili de şöyle dedi: “Günlerdir YKS’ye girecek öğrenciler seslerini duyurmaya çalışıyor. Buna rağmen turizm şirketlerinin, sermaye gruplarının kârı üzerinden sınav tarihi planlanması izah edilemez. Aslolan öğrencilerin geleceğidir, sağlığıdır, yaşam hakkıdır. Turizm şirketlerinin kârı öğrencilerimizin geleceği ve yaşam hakkından önemli değildir. Öğrencilerimizin umutları turizm şirketlerinin kârına tercih edilemez.” Aytekin, salgın sürecinde hayata geçirilen ‘uzaktan eğitim’in eşitsizlikleri artırdığını, öğrencilerin çoğunun bu süreçte eğitime ulaşamadığını da hatırlattı.
VELİLER DE DURUMA TEPKİLİ
Sınavın öne çekilmesi velilerin de kaygılarını artırdı ve tepkisine neden oldu. Oğlu YKS sınavına girecek olan Ahmet Öztürk, “İki çocuğum da bu rezil dönemde eğitim görmek zorunda kaldı. Kızımın hem lise hem de üniversite giriş sınavı öncesi bir değil birçok kez sistem değişti. Dün akşam üniversite sınavına hazırlanan yüz binlerce genç insan büyük bir travma yaşadı. Bin türlü badireyi atlatıp bu yıl üniversite sınavının eşiğine gelen oğlumsa benim de hayret ettiğim bir motivasyonla hazırlanırken, salgın nedeniyle sınav temmuza ertelendi. Tam da kendini yeni duruma adapte edip yeniden çalışmaya başlamıştı ki bu kez sınav tam bir ay öne çekildi. Bizler de neye, nasıl hazırlanacağını şaşıran çocuklarımızı motive etmek için ömrümüzden ömür tüketiyoruz” diye konuştu.
"BİZİ SALGIN DEĞİL SİZİN EĞİTİM SİSTEMİNİZ MAHVEDİYOR"
İktidara sınav tarihinin öne çekilmesi kararını geri çekmesi çağrısı yapan Emek Gençliği, “Bizi salgın değil sizin eğitim sisteminiz mahvediyor” dedi. Emek Gençliğinin açıklaması şöyle: “Halkın sağlığını hiçe sayan sağlık, zenginlerin cebini dolduran ekonomi sistemi ile koronavirüsü, bu kez de çürüyen eğitim sistemine vurduğu son darbeyle kapitalist sistemin bizlerin yaşamını hiçe saydığını açığa çıkardı. Salgın iktidarın gözünde ne biz gençlerin yaşamının ne de senelerce harcadığımız emeğin bir kıymeti olduğunu bir kez daha gösterdi! Öğrencilerin sınava hazırlanırken yaşadığı psikolojik, maddi, fiziksel sorunlara çözüm bulmak şöyle dursun bu sorunların kaynağı olan AKP iktidarının biz gençlere vaadi daha çok kaygı ve umutsuzluktur. Bizlerin geleceğe dair endişesini arttıran, her sene milyonlarca arkadaşımızın hayatını ellerinde oyuncak haline getiren iktidar bu kez aldığı sınav tarihinin öne çekilmesi kararını acilen geri çekmelidir.”
BARAJ PUANI 170’E DÜŞTÜ
27-28 Haziran’da yapılacak 2020 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) için bu yıla özel bazı kurallar getirildi. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Yekta Saraç’ın açıkladığı bilgilere göre, Temel Yeterlilik Testi (TYT) sınavında geçen yıl verilen 135 dakikalık süre, yalnızca bu yıl için 30 dakika daha ilave edilerek 165 dakikaya çıkarıldı. Ayrıca merkezi yerleştirme yapılan lisans programlarını tercih edebilmek için ilgili puan türünde uygulanan 180 baraj puanı da bu yıl ile sınırlı kalmak şartıyla 170’e çekildi.
İBB’DEN ÖĞRENCİLERE ONLİNE SINAV
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), üniversiteye hazırlanan öğrenciler için online sınav düzenleyecek. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, LGS ve TYT sınavlarına hazırlık amaçlı bir eğitim kurumuyla iş birliği yaptıklarını söyledi. Sınavlara girmek isteyen adaylar 5-9 Mayıs arasında kayıt olabilecek.