6 Mayıs 2020 14:04

YKS'nin öne çekilmesine liseliler tepkili: Psikolojik anlamda etkilendik

YKS tarihinin öne çekilmesine tepki gösteren lise öğrencileri: Bu durum birçoğumuzu psikolojik anlamda etkiledi. Eğitim, bir aylık turizm kârı için oyuncağa dönüştürüldü. (Fotoğraf: Arşiv)

YKS'nin öne çekilmesine liseliler tepkili: Psikolojik anlamda etkilendik

Geç kalan öğrenci salona alınmayınca giriş belgesini yırttı | Fotoğraf: DHA

Meryem KAYA
Kocaeli

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un “Normalleşme süreci beklendiği şekilde devam ederse okulları 1 Haziran’da açarız” açıklamasının ardından birkaç gün sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan kabine toplantısında temmuz ayına ertelenen YKS tarihini yeniden öne alarak 27-28 Haziran’da gerçekleşeceğini duyurdu. Virüsün ülkemizde görülmeye başladığı ilk günden itibaren eğitim sisteminin nasıl olacağı ve sınavlar tartışma konusuydu. Öğrenciler “Sınav ne olacak, uzaktan eğitim nasıl işleyecek, verim alabilecek miyiz?​” sorularıyla ve bu soruların beraberinde getirdiği kaygılarla karşı karşıya kaldığı 2 ayı geride bıraktı. Lise öğrencileriyle okulların açılma ihtimalini, salgın sebebiyle tarihi öne alınan üniversite sınavını konuştuk.

“SINAVIN ÖNE ÇEKİLMESİ BİRÇOĞUMUZU PSİKOLOJİK ANLAMDA ETKİLEDİ”

Üniversite sınavına hazırlanan Alper, “Sürecin en başında oluşan ve giderilemeyen belirsizlikler odaklanma durumumu zorlaştırdı” diyor. Salgın sürecinden kaynaklı 25-26 Temmuz’a ertelenen üniversite sınavının tekrardan geri çekilmesine de tepki gösteren Alper “Bu durum birçoğumuzu psikolojik anlamda etkiledi. Eğitim gibi gelecek adına çok değerli olan bir olgunun bir aylık turizm kârı için oyuncağa dönüştürülmesi gençlerin hem sınav süreci için hem de gelecekteki yaşamları için ciddi kaygılarının oluşmasına neden oluyor. Sınavı kazandık ve üniversiteye yerleştik diyelim sonrası için ne olacak? Üniversite de aldığımız eğitimin bize getirisi ne olacak? Üniversite eğitimimiz sonucunda iş imkanı bulabilecek miyiz? Daha şimdiden bunları düşünür bir haldeyim” diyor. 

1 Haziran’da okulların açılmaması gerektiğini dile getiren Alper “Okula geri dönmeyi ben de istiyorum ancak okul gibi topluca yaşanan yerlerde herhangi bir sosyal mesafe kuralının uygulanacağını düşünmüyorum. Ayrıca bizim okulda karantina dönemine kadar tuvaletlere düzenli sabun koymak, düzenli mendil koymak gibi basit ihtiyaçlar bile karşılanamıyordu” dedi.

“OTURMA DÜZENİMİZ NASIL OLACAK YA DA SINIF MEVCUDUNU İKİYE Mİ BÖLECEKLER?​”

Online eğitim gören lise öğrencisi Sultanay, EBA sisteminde öğretmenlerin anlattığı derslerden pek verim alamadığını söylüyor. Sultanay, 1 Haziran’da okulların açılacak olmasına ise tepkili: “Normalleşme sürecinde olsak bile virüs hala var ve okullar açılırsa daha büyük bir sıkıntı olabilir. Sınıf mevcudumuz 30’un üzerinde. Oturma düzenimiz nasıl olacak ya da sınıf mevcudunu ikiye mi bölecekler? Kafalarda bir sürü soru işareti var ve buna dair bir bilgilendirme de yapılmıyor.”

Zeynep de okulların açılmasının virüs riskini arttıracağını düşünüyor. Zeynep, üniversite sınavının tekrardan tarihinin değiştirilmesiyle ilgili şunları söylüyor: “Bu yıl sınava girmeyeceğim ama sınava girecek olan arkadaşlarım bunalımda. Kendimi onların yerine koyuyorum. Sınava çok çalışıp hazırlanmaktan ziyade öğrencinin yapacağı ilk şey psikolojik olarak kendini hazır hissetmesidir. Fakat bu dönemde çok zor.”

Aynur ise online eğitimi ilk haftalar takip ettiğini ancak verim alamadığı için takibi bıraktığı ifade ediyor. 

Eylül de sınav tarihinin değişikliğinden kaynaklı tedirgin. “Öğrencilerin çoğu kendisini o tarihe göre ayarlamışken tekrardan tarihi değiştirmek gerçekten kötü bir karardı bence. Sosyal medya üzerinden bir sürü genç isteklerini belirtirken bunları görmezden gelmek hiç doğru değil. Bu yaptıkları tarih değişikliğinin hem uzun ve hem de kısa vadedeki etkisi büyük olacak gibi gözüküyor.” dedi.

Normalleşme döneminin başlamasıyla birlikte Eylül de okulların açılmaması gerektiğini düşünenlerden. “Bence sadece 19 gün için öğrencileri veya eğitim görevlilerini tehlikeye atmak pek mantıklı değil. Çünkü risk hala devam ediyor. Uzmanlar ikinci bir dalganın gelebileceğini söylüyor. 

“20 KİŞİLİK SINIFLARDA 35-36 KİŞİYİZ ARAMIZA NASIL MESAFE KOYACAĞIZ?​” 

Çoğu velinin zaten çocuklarını göndermek ve öğrencilerinde bu riski almak istemeyeceğini düşünüyorum. Hadi açıldı diyelim. Öğrencilerin çoğu servislerle ve otobüslerle okullarına seyahat etmek zorunda, okul yeterince temiz olsa bile bu ortamlardan gelen öğrencilerle birlikte o hijyenik ortam ne kadar temiz kalabilir bilemeyiz. Bununla birlikte zaten 20 kişilik sınıflarda 35-36 kişiyiz aramıza nasıl mesafe koyacağız hiç bilmiyorum” diye konuştu.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Türk-İş ve Hak-İş’in üç genel başkan yardımcısı, 600 bin işçiyi kapsayan kamu toplu sözleşme görüşmeleri için önümüzdeki hafta Çalışma Bakanlığına sunmak üzere zam talebini belirledi. Ancak zam oranı açıklanmadı. Pazarlığı yapılacak rakamdan haberi olmayan işçiler tepkili: “Neyi kimden gizliyorsunuz, taslağı açıklayın.”

22 bin 131 TL Türk-İş'in belirlediği açlık sınırı

72 bin TL Türk-İş'in belirlediği yoksulluk sınırı

30 bin TL kamu işçisinin ortalama ücreti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen'in tutukluluğuna yapılan itiraz "kaçma şüphesi" gerekçesiyle reddedildi.

Evrensel'i Takip Et