10 Kasım 2012 07:14

Saklı antik cevher: KİBYRA

Küçük Asya, barındırdığı muazzam antik miras ve vakt-i zamanın en zengin ve görkemli Roma eyaleti (prokonsülü) olması itibariyle, her köşe bucağı ve adeta her kilometrekaresinde insani büyülü bir tarihi yolculuğu çıkartacak denli heybetli sürprizler barındırabiliyor bünyesinde. Arkaik ve antik kalıt ve zenginlik

Saklı antik cevher: KİBYRA
Paylaş
Okay DEPREM

Antik şehrin ilk dikkati çeken, girişindeki yapısı meşhur stadyumudur. Anadolu’nun sayısı binleri bulan antik kentleri içinde stadyumu ihtiva edenleri oldukça seyrekken, Kibyra’nın başında ise, sizi öncelikle olabildiğince iyi kalabilmiş bir stadyum karşılıyor. Kentin, günümüzde Gölhisar’ın aradan 2 bin sene geçtikten sonra bile sahip olmadığı büyüklükte ve kalitedeki stadyumu, zamanın olağanüstü renkli ve çeşitlilikteki Roma kamusal ve sosyo-kültürel hayatına; araba yarışları, çeşitli türden müsabakalar ve kimi zaman da gladyatör dövüşleri ile renk katıyordu. Neredeyse birinci sınıf kalitedeki büyük mermer bloklardan inşa edilme ve zamanında ortasını ve girişteki tören kapısını enva-i çeşit heykel ve anıtların süslediği stadyumun Gölhisar cephesi ciddi bir restorasyona ihtiyaç duyar durumda.

KİREMİT YUVARLAK TUĞLALAR

Buradan ileri doğru süzülüp kentin aşağı ve yukarı agora mevkilerine gelindiğinde, inanılması güç bir tarihsel kıyaslamaya yol açacak manzara ile karşılaşıyoruz. Ana caddelerden bir tanesinin altından yan yana akan su boruları, kentin 2 milenyum öncesindeki alt yapı donanımı hakkında fazlasıyla fikir vermeye yetiyor. Hemen aşağısındaki ovada uzanan Gölhisar’a belki de en fazla birkaç on yıl evvel yapılan su ve kanalizasyon sistemi gerçeği bir yerde dururken; yüzlerce yıl önce üstün ve aşkın Roma Uygarlığı’nın Kibyra dâhil tüm belli başlı şehirlerini hemen hemen kusursuz bir su ve kanalizasyon sistemi ile donatmış olması tarihsel bilgisi; her şey bir yana, geçen zaman içinde bazı ayırt edici medeniyet kriterleri bazında gerçekten de ileriye mi gidildiği yoksa yerinde saymak suretiyle bir yandan geriye mi gidildiği noktasında gerçekten de kritik bir tartışma platformu ortaya koyuyor.  
Hemen ardından sıra, kentin fevkalade estetik görünümdeki ve zamanımıza da son derede güzel kalabilmiş yapı unsurlarından hamam kompleksine bakmaya geliyor. Caldarium, frigidarium ve tepidarium gibi farklı temel banyo bölmelerinden oluşan hamam ilk bakışta iyi bir tadilat geçirdiği izlenimi veriyor. Zeminde hamam sularının ısıtılmasını sağlayan kiremit yuvarlak tuğlalar çok net olarak görülebilmekteler.

ZAMANE KENTÇİKLER

Psidya’nın bu sessiz “antik yıldız”ında bir sonraki durağımız ise senato binası. Neredeyse tamamı kum ve toprak yığını altındayken tarihin gün ışığına çıkartılan senato binası (Bouleuterion), benzerlerine kıyasla çok ama çok iyi durumda ortaya çıkarılmış. Senato meclisinin hemen önündeki geniş dikdörtgen alanda keşfedilen mozaiklerin ise değerini biçmeye imkân ve ihtimal yok.
Son durağımız tiyatro binası. Maalesef Kibyra’nın en gözde ve devasa yapılarından olmasına karşın tiyatronun çok iyi bir şekilde kaldığını söylemek zor. Yine de temel omurgası ayakta ve zamanındaki hali gözde kolayca canlandırılabiliyor. İnsan bu tiyatroyu ve zamanında burayı, kent yurttaşlarının önemli bir kısmının iştirak ettiği sanatsal ve kültürel etkinliklerle beraber tahayyül ettiğinde; aradan geçen 1600-1700 yıl sonra halen doğru dürüst bir sosyal hayata sahip olamayan zamane kentçiklerinin zavallı halleri karşısında esef duymadan edemiyor.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

KCK tutuklusuna gardiyan şiddeti

SONRAKİ HABER

Demokrasiden dolarokrasiye

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa