SOCAR Limanı'nın 'kiralık' işçileri: Bize verilen yemek, ayrımcılığın belgesi
Öğünlerin miktar, çeşitlilik, besleyicilik ve kalite olarak daha da bozulduğuna dikkat çeken SOCAR işçileri, aynı holdinge bağlı PETKİM ile aralarında ayrımcılık yapıldığını dile getirdi.
Fotoğraf: SOCAR işçileri
Turan KARA
İzmir
SOCAR Holdinge ait limanda, işçilerin sağlıklı ve güvenli çalışmanın önemli bir adımı olan beslenme hakkı yok sayılıyor. Salgın gerekçesiyle öğünlerin miktar, çeşitlilik, besleyicilik ve kalite olarak daha da bozulduğuna dikkat çeken işçiler, aynı holdinge bağlı PETKİM ile aralarında ayrımcılık yapıldığını dile getirdi. Ayrımcılıktan SOCAR’ın sorumlu olduğunu söyleyen işçiler, sendikaları Liman-İş yöneticilerine de tepkili.
Liman Socar Holdingin mülkü, işçiler de SOCAR’ın işçisi. Ancak liman APM isimli şirket eliyle işletiliyor. Kendilerine reva görülenlere tepki gösteren bir liman işçisi, “SOCAR Holding PETKİM’de öğün başına 30 lira civarında pay ayırıyor. Bize ise yarısı kadar istihkakı ayırıyorlar. Sadece ücretlerimiz düşük değil, tüm sosyal haklarımız da düşük” dedi. Kendilerine ayrılan miktarın küçük işyerlerinde asgari ücretle çalışan işçilere ayrılan miktarla aynı olduğunu dile getiren işçi, şöyle devam etti: “Bunu söylerken amacım oralardaki işçileri küçümsemek değil. Ama küçük işyerinin imkanları daha dar. Burası dev gibi SOCAR. SOCAR Holdinge ait hiçbir yer bırak zararı, kâr etmeden durmaz. Burası kâr, imtiyaz ve üretim miktarıyla büyük bir holding. Bize yapılan ayrımcılıktır ve bundan SOCAR Holding sorumludur” diye konuştu.
"KİRALIK İŞÇİ OLARAK GÖRÜLÜYORLAR"
SOCAR Holding yöneticilerinin sorunu bilmesine rağmen, inkar etseler de mevcut durumun sürdürülmesinden yana olduklarını dile getiren bir başka işçi, şunları söyledi: “SOCAR yöneticileri sürekli kendilerinin bir kabahati olmadığını, çalışandan yana olduklarını anlatıyor ama hep lafta. APM Terminal Şirketi ve SOCAR arasında tenis topu gibiyiz. Kuru ekmek, bozuk köfte, ince kaşar ve ekmek yiyoruz. Sahur vakti arkadaşımız bu basit yemeğin bile az olduğunu oruç tutacağı için biraz daha istediğini söylemiş. Yemekhaneciler kalmadı demiş! SOCAR Holding Limanında işçiye verecek bir dilim ekmek yokmuş, bitmiş! Liman işçisini hep dışarıdan görüyor, kiralık işçiler gibi bakıyor, hakka hukuka sahip olmayan insanlar olarak görüyor. PETKİM’e verilen menüyü istiyoruz, aynı koşullarda bize verilmesini istiyoruz. Ramazan ayındayız, buna değinmeye gerek var mı bilmem.”
"BİTSİN ARTIK BU SIKINTI"
Kendilerine verilen yemeğin tüm iştah kaçırıcılığını belgeleyen fotoğrafı gösteriyor bir başka işçi. Dürüm poşetinde su akmış, elinde tuttuğu köftenin içi kıpkırmızı çiğ olarak duruyor, köpük tabldotta bezelye taneleri, iki üç dilim salatalık ve domates, bir kutu ayran, salata, yoğurt… PETKİM’e verilen yemeklerle aralarında dağlar kadar fark olduğunu söyleyen işçi, şöyle devam etti: “Bize bir hamburger geliyor, ekmek elinde dağılıyor, un ufak oluyor, yiyemiyorsun. Dürüm yapmışlar peçeteyle sarmışlar, yapışmış, yedek peçete dahi vermiyorlar. Kağıda sarın ve şeffaf naylona koyun diyoruz aldırmıyorlar bile. PETKİM, Dolum, Star aynı firmadan yemek yiyoruz ama yemekler arasında dünya kadar fark var.”
Liman-İş temsilcilerine ve genel merkez yöneticilerine tepki gösteren işçi, “İdarecileri savunuyorlar. Baştemsilci evinizde bunu bile yemiyorsunuz diyor. Et çiğ, pişmemiş diyoruz, biraz fazla çiğneyin diyor. Artık biz kendimiz SOCAR yöneticisiyle görüşüyoruz. Salgın dönemindeyiz, ramazan ayındayız. Doğru düzgün yemek yiyemiyoruz. SOCAR yöneticileri de he he deyip geçiştiriyor. Bitsin artık bu sıkıntı” dedi.
SÖZLEŞME ASKIYA ALINDI, İŞÇİ ASGARİ ÜCRETE TALİM EDİYOR
SOCAR Limanı işçileri, salgının başından bu yana durup dinlenmeden, esnek zamanlı ve tam zamanlı çalışmasını sürdürdü. Salgın döneminde evde kalan herkesin gözünü çevirdiği mavi ekranında rakamlar artarken de işçiler içinde korku yayarak tırmandı.
Liman-İş Sendikasının örgütlü olduğu limanda, işçilerin en önemli sıkıntısı ise ara bulucu aşamasında olan ve imzalanmasına ramak kalan toplu sözleşmelerinin hükümetin çıkardığı genelge nedeniyle askıya alınması oldu. 2020 asgari ücret zammının ardından, asgari ücret altında kalanlara yapılan mecburi artış sayılmazsa, liman işçileri tam üç yıldır bu sözleşmeyi bekliyordu. Üç senedir enflasyon ötesinde bir artış olmadığı gibi alması gereken vardiya zammı, ikramiye artışı gibi hakları verilmedi. Liman-İş Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Musa Kizir’in salgından önce sadece bir defa limana geldiğini, onun da yapacakları eylemi durdurmak için olduğunu aktaran işçiler, mağduriyetin giderilmesini istiyor.
Bir işçi gelinen noktayı şöyle değerlendirdi: “Asgari ücrete çalışmamıza rağmen toplu sözleşme ertelendi. Patron yüzde 7’den daha fazla vermem, başka da bir şey istemeyin dedi. Nuh dedi peygamber demedi. Önce insan demedi. Salgın demedi, hayati tehlikeye rağmen şirketi ayakta tutuyorlar demedi.”
Son sözleşmeden bu yana neredeyse 4 yıl geçtiğini aktaran bir başka işçi ise “4 yıl yasaya göre aykırı ama al ne yasa kaldı ne işçilik hukuku, affedersin ne de ahlak. Şimdi her şey yasal olsa bile ahlaki mi? Bence değil. Ahlaki de değil, insani de değil.”
"İŞÇİLER BİZE ULAŞTIKLARI ZAMAN BU SIKINTILAR ÇÖZÜLÜYOR"
İşçilerin anlattıklarına ilişkin görüştüğümüz Liman-İş Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Musa Kizir, “Konuyu takip ediyoruz. Yemekler, koronavirüsten kaynaklı artık paketli servis ediliyor doğal olarak, eskiye göre daha tatsız olabilir. Ancak bize ulaştıklarında, temsilci arkadaşlarımıza bildirdiklerinde sorunu çözüyoruz. Hatta geçen hafta uygulanmadığında firmaya ceza yazılmıştı. Bazen kötü çıkıyor, çiğ ya da yanmış, onu da değiştirebiliyorlar. Temsilciler aracılığıyla aktarılıyor ancak virüsten kaynaklı daha fazlası olamıyor. Ulaştıkları zaman bu sıkıntılar çözülüyor” diye konuştu.