10 Kasım 2012 07:44

Dersim’in kardeleni Cemo’ya!

Bedenini Dersim’in Hozat ilçesindeki Zımeq (Çığırlı) köyünde sonsuzluğa uğurlarken, haksızlıklara baş eğmeyen coğrafyanın asi çocuğu olarak mavi gözlerindeki ışığın ve yüzündeki tebessümünle hep aramızdasın Cemo.Ayrılıkla adı özdeşleşen güz mevsiminin son ayında fiziki olarak aramızdan ayrılm

Dersim’in kardeleni Cemo’ya!
Paylaş
Şerif KARATAŞ

Ayrılıkla adı özdeşleşen güz mevsiminin son ayında fiziki olarak aramızdan ayrılmıştın Cemo.
Adını Hasret Gültekin’in Gün Olaydı türküsünde duyduğum Van’da seni kaybettik. “Gün olaydı tan olaydı Kaldığın yer Van olaydıYattığın yer han olaydı Gün dolandı dağı taşı Dinmiyor gözümün yaşı” Bu sözler artık hem seni hem Van’da kaybettiğimiz insanları hem de Hasret Gültekin’i aklıma getirecek.
Hasret Gültekin de bir yaz sıcağında devlet gözetiminde yakılan ateşle 33 canla birlikte yaşamını yitirmişti. O türküleriyle ve sesiyle aramızda; sen de kaleminle aramızdasın Cemo.
Erciş’e ilk gittiğimde gazetenin Pazar eki için “Geleceğini arayan kent: Erciş” başlığıyla Ercişli gazeteci ağabeyim Ali Dağer’in katkısıyla bir haber yapmıştım. Geleceğini arayan kent yanlış yapılaşmanın kurbanı oldu!...  
Bir yıl geçti aradan. Zamanı geriye sardığımda, seninle yaşadıklarım geçiyor gözümün önünden bir film şeridi misali... Senin güleç yüzün ve mavi gözlerindeki tebessümün beliriyor hep. Gazeteciliğe ilk başladığın dönem, ardından merakınla birlikte gazeteciliği kısa zamanda öğrenmeni hatırlatıyorum Cemo. Birbirimize argo takılmalarımız geliyor aklıma. Sana takıldığımda kullandığım kelimeler, cümleler yine çıkıyor ağzımdan Cemo seni anarken...

KARDELEN VE HERCAİ...

Bir güz ayında bedenini Van’dan alıp Dersim’e götürdük Cemo. 11 Kasımda Hozat’a bağlı Zımeq’te (Çığırlı) toprağa verdik. Doğada güzün yaşanan ayrılıklar, daha güçlü vuslatlar için tohum olarak toprağa düşer Cemo. Sen de bir tohum olarak düştün Dersim’in topraklarına. Kardelen ve Hercai’nin hikayesini bilirsin. Birbirine aşık iki kır çiçeği... Biri kışın soğuktan herkesin kaçtığını söyleyerek, arkadaşını bırakır gider. Diğeriyse kaçmaz, açmak için bekler. Sevgilisini bekleyen ve karda açan çiçek kardelen adını alırken, sevgilisini bırakıp giden çiçek ise hercai ismini alır. Dersim’le özdeşleşen kardelen çiçeği misali sen de mavi gözlerindeki ışıltıyla ve tebessümünle  açıyorsun hep... Ve enkaz altında bırakılanların sesi oluyorsun!

KARALAR BAĞLAMAK DEĞİL

Bu satırları karalar bağlamak için değil, senin gibi yüzlerce insanı deprem enkazları altında bırakan anlayışı unutmamak ve unutulmaması için yazıyorum Cemo.  Bir faydası olacaksa biliyorum ki sen benden daha çok sevineceksin. Çünkü sen bedeninle bir gerçekliğe bir kez daha dikkat çekmiştin, Sabahattin Yılmaz ve yaşamını yitiren diğer insanlar gibi... Deprem faylarının geçtiği ülkemizde şimdiye kadar yaşanan ölümler hep ‘takdir-i ilahi’ olarak değerlendirilerek geçiştirildi siyasi iktidarlar tarafından. Bizlere canlarınızla sunduğunuz bu gerçeklikten gerekli derslerin alınması için toplumsal hafızamızı iyi tutmamız gerekiyor. Siyasi iktidardan hem hesap sormak hem de bundan sonra benzeri katliamların yaşanmaması için... Çünkü sel, deprem gibi doğa olayları egemen anlayışın kâr hırsı ve çıkar ilişkisinden dolayı yoksullar için acı ve gözyaşına dönüşmekte hep.
Erciş ve Van’daki depremlerde de önceki depremlerde olduğu gibi siyasi iktidar sorumluluktan kaçarak felakete dönüşen depremin sorumluluğunu birkaç kişiye yıkarak işin içinden çıkmak istiyor Cemo. Senin de haberlerinde işaret ettiğin üzere felakete dönüşen depremde tek bir ihmal yok, ihmaller zinciri var. Ailen bu duruma dikkat çekmek için Sabahattin Yılmaz’ın ailesiyle birlikte bu ihmal zincirinde sorumluluğu bulunanların yargılanması için mücadele ediyor.

HER 9 KASIMDA

Evet Cemo seninle özdeşleşen Van depreminde yüzlerce insanın yaşamına ve on binlerce insanın mağduriyetine neden olan anlayış var. Bu anlayışın hem toplum vicdanında yargılanması ve mahkum edilmesi hem de sorumluların yargının önüne çıkarılması için mazlumun ve halkın yanında yer alan gazetecilik geleneğini sürdüreceğiz ... Ve bunu her 9 Kasımda kendimize soracağız Cemo...

Ankara’da görev yaptığında bana Adnan Yücel’in şiir kitaplarını hediye etmiştin. Yazıyı bitirirken, Anılar Çeşitlemesi şiirinin bir bölümüyle bitiriyorum Cemo:

“Anılar vardır ecelsiz ölümler gibi
Her saniyesi bir acıya karışmış
Anıldıkça denizler durur
Gökyüzünde yıldızlar sızlar
Yorgun gülüşlere yatmış anılar
...
Anılar vardır sonsuz yaşanan
Öz be öz kardeşleridir doğumların
Acılar da içindedir
Çoğalmalar da
Yüreğin doruğunda dururlar her zaman
Dağlar onlarla şiirleşir dillerde
Onlarla çiçeklenir kırlar
Yaşamı sonsuzluğa katmış anılar”

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Bursa'da gözaltına alınanlar serbest bırakıldı

SONRAKİ HABER

Bir Oscar, tek eksiğimiz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa