Salgın Antep'te en çok işçi semtlerinde yayılmış: Haydi bismillah deyip çalışıyoruz!
"Hayat Eve Sığar" uygulamasına göre, koronavirüs salgını Antep'te en çok yoksul ve emekçi mahallerine yayılmış.
Fotoğraf: İnanç Yıldız/Evrensel
Deniz KAR
Antep
Sağlık Bakanlığının Hayat Eve Sığar uygulamasına göre, koronavirüs salgını en çok yoksul ve emekçi mahallerine yayılmış. Evrensel’e konuşan işçilerden İbrahim, “Haydi bismillah deyip çalışmaya koyuluyoruz. Ne şehit; ne gazi yani senin anlayacağın. Sokağa çıkma yasağında bile çalışıyoruz, ben anlamıyorum bu halı gıda maddesi mi, zorunlu bir madde mi” diye sordu.
Sağlık Bakanlığınca uygulamaya sokulan, koronavirüs salgınının etkilediği bölgelerin belirlenmesine yardımcı olan ve telefonlarımıza indirebildiğimiz hayat eve sığar uygulamasına göre, Antep’te salgın en çok yoksul, emekçi mahallelerinde yayılmış. Uygulamaya göre salgın, Hacıbaba, Karşıyaka, Cinderesi, 8 Şubat, Çıksorut, Ünaldı, Perilikaya, Vatan Mahallesi, Dumlupınar, Yukarıbayır gibi mahalle ve semtlerde yoğunlaşmış. Bu bölgelerin ortak özelliği ise yoksul, emekçi insanların yaşadığı bölgeler olması. Salgının yayıldığı bölgelerden işçiler Evrensel'e konuştu.
YASAKTA BİLE İŞÇİLER ÇALIŞTIRILDI
Cinderesi Mahallesi’nde oturan ve iplik fabrikasında çalışan Ömer, salgın yoğunluğu olan mahallelerde insanların iç içe olduğunu ve doğal olarak hastalığın arttığını söyledi. Aynı işyerinde çalışan insanların, aynı masada yemek yediğini, aynı yerde oturduğunu, aynı servise bindiğini ifade eden Ömer, farklı işyerlerinde çalışanların da aynı duraklarda servis beklediğini, insanların gruplar halinde bir araya geldiğini söyledi. Virüs yayılımının önüne en başta geçirebileceğini ancak şu an geç kalındığını dile getiren Ömer, “İnsanların sokağa çıkması tamamen engellenseydi bunun önüne geçilmiş olurdu. Sokağa çıkma yasağında bile işverenler, özel izin alarak işçileri çalıştırmaya devam ettiler. Hükümet de sermaye sahibinin zarar etmemesi için buna göz yumdu” dedi.
"HALI ZORUNLU BİR MADDE Mİ?"
Yine salgının yoğun olduğu mahallelerden Çıksorut’ta oturan ve halı dokuma fabrikasında çalışan İbrahim isimli bir işçi, virüsün patronları etkilemediğini, işçiye zarar verdiğini ifade etti. İşçilerin çalışmak için bir araya gelmeye devam ettiğini söyleyen İbrahim, “Hadi bende virüs yok, belki çalıştığım yerdeki arkadaşımda, belki durakta birlikte beklediğim arkadaşımda var. Tamam hanım dışarı çıkmıyor, çocuk dışarı çıkmıyor ama ben işe gidiyorum sonra eve geliyorum, ne anlamı kalıyor o zaman” ifadelerini kullandı. İşçilerin kaderinin patronların insafına kaldığını vurgulayan İbrahim, “Haydi bismillah deyip çalışmaya koyuluyoruz. Ne şehit; ne gazi yani senin anlayacağın. Sokağa çıkma yasağında bile çalışıyoruz, ben anlamıyorum bu halı gıda maddesi mi, zorunlu bir madde mi” diye konuştu.
BARO: BİZİMLE İLETİŞİME GEÇİN
Konuyla ilgili, Gaziantep Barosu bünyesindeki işçi hakları komisyonunda yer alan Av. Ergin Sözen ile de konuştuk. Salgının daha çok şehrin çevresini saran bölgelerde yoğunlaştığını ve bu bölgelerin yoksul mahalleler olduğunu dile getiren Sözen, “Yaklaşık 1aydır hafta sonu sokağa çıkma yasağı var ancak işçiler çalışmaya devam ediyor. İşçilerin hayatı da ailelerinin hayatı da riske atılıyor” ifadelerini kullandı. Zorunlu ve temel ihtiyaç olmayan ürünlerin üretiminin de devam ettiğini söyleyen Sözen, “Üretim devam etsin diye işçilerin yaşam hakkı ihlal ediliyor. Bu hak ihlali anayasal devlet anlayışına da uygun değil, hukuk devleti anlayışına da uygun değil, Türkiye’nin üyesi olduğu uluslararası sözleşmelere de uygun değil” dedi. İşyerlerinde gereken önlemlerin alınması için, işçilerin sorumluları uyarması gerektiğini söyleyen Sözen, “Bu konuda da herhangi bir baskı görürlerse, bir hak kaybına uğrarlarsa bizimle mutlaka iletişime geçsinler” diye konuştu.
EMEP: ÜRETİM DURSUN, ÜCRETLİ İZİN VERİLSİN
Emek Partisi (EMEP) Merkez Disiplin Kurulu Üyesi Mecit Bozkurt da gazetemize verdiği demeçte, “Bakanlığın verilerine göre, Vatan Mahallesi’nden Dumlupınar’a kadar olan bölge, Yeşilvadi Bölgesi, Çıksorut’tan Ünaldı’ya kadar olan bölge, Yukarıbayır bölgesi riskli bölgeler. Bu bölgelerde yaşayan insanlar daha çok Başpınar işçisi ve bu insanlar işyerleri tarafından izne çıkarılmayıp çalışmaya zorlanıyorlar. Bakanlığın verileri bize, salgının başından beri söylediğimiz, ‘Zorunlu ürünler üreten iş yerlerinin dışında üretimin tamamen durması ve işçilerin ücretli izinli sayılması’ talebinin ne kadar elzem olduğunu gösteriyor. Bir kez daha söylüyoruz; zorunlu ve temel ihtiyaçların üretildiği işyerlerinin dışında, üretim dursun ve buradaki işçiler ücretli izinli sayılsın.