11 Kasım 2012 09:20

İşçi sınıfının büyük adımı Ekim Devriminin 95. yılı

Büyük Sosyalist Ekim Devriminin üzerinden 95 yıl geçti. Bolşeviklerin önderliğindeki Rusya işçi sınıfı, yoksul köylüleri, emekçi halkın geniş kesimleri el ele vererek eski dünyaya başkaldırdı. Sömürünün, baskının, savaşların olmadığı yeni bir dünyaya ilk ve büyük bir adım 7-8 Kasım 19

İşçi sınıfının büyük adımı Ekim Devriminin 95. yılı
Paylaş
Erkan Aydoğanoğlu

Birinci Dünya Savaşı henüz sürerken Rus işçileri, “Ekmek, Barış ve Özgürlük” için ülke çapında yapılan grevler ve giderek genişleyen bir kitle gücüyle mücadeleye giriştiler ve devrilmesi olanaksız sanılan Çarlık yönetimini, örgütlü işçilerin, köylülerin ve yurtsever askerlerin mücadelesiyle devirdiler.  
Ekim Devrimi, Paris’te 1871 yılında işçilerin 72 günlük ilk işçi iktidarı deneyiminin yaşanmasından sonra, zafer kazanan ilk işçi devrimiydi. Sömürüye, cehalete, açlığa mahkum edilmiş emekçiler; işçi sınıfının önderliğinde, büyük bir atılganlık ve cesaretle sosyalizmin yeni dünyasını, işçilerin kendi iktidarını inşa etmeye girişti.

ÇARLIK HAPİSHANESİNDEN ULUSLARIN ÖZGÜRLÜĞÜNE

1917’den, İkinci Dünya savaşına kadar geçen kısa zaman aralığında, dünyanın en gelişmiş ülkelerinin iki yüz yılda sağladığı ilerleme sağlandı. Onlarca yeni kent, binlerce fabrika ve işletme kuruldu. Yıllarca eziyet gören, farklı milliyetlerden kadını ve erkeğiyle milyonlarca işçi el ele vererek bu sefer kendi dünyalarını kurmaya yöneldiler. Bugün bile hayal edilemeyecek gelişmeler, pek çok alanda işçi sınıfını ve sosyalizmi merkezine alan büyük ilerlemeler yaşandı. Çarlık hapishanesindeki tüm uluslar kendi kaderlerini tayin hakkını elde ettiler, adı bile anılmayan uluslar dil ve kültürlerini özgürce geliştirdiler, kendi devletlerini kurdular. Bütün bunlar, insanlık tarihi göz önüne alındığında, çok kısa sayılabilecek bir zaman diliminde gerçekleşti.
Ekim Devrimi’nin onuncu yılında Stalin, Pravda’da şöyle diyordu: “Ekim Devrimi salt ‘ulusal çerçevede’ bir devrim değildir. O her şeyden önce uluslararası çapta, dünya çapında öneme sahip bir devrimdir, çünkü o dünya insanlık tarihinde eski kapitalist dünyadan yeni sosyalist dünyaya doğru temel bir dönemeç demektir. Eskiden devrimler genellikle devletin dümenindeki bir sömürücüler grubunun yerini bir başka sömürücüler grubunun almasıyla sonuçlanırdı. Sömürücüler değişirdi, sömürü kalırdı. Kölelerin kurtuluş hareketleri döneminde böyle oldu. İngiltere’de, Fransa’da, Almanya’da bilinen ‘büyük’ devrimler döneminde böyle oldu” (Stalin, Eserler, Cilt 10, s. 203, İnter Yayınları) Ekim Devrimi, Stalin’in belirttiği gibi kapitalist dünyadan sosyalist dünyaya doğru atılan ilk büyük adım oldu.

İŞÇİLER VE EZİLEN HALKLAR BİRLEŞİN!

İşçi sınıfının ve çeşitli uluslardan halklar için büyük bir umut olan Ekim Devrimi’nin etkileri Rusya’nın sınırlarının çok ötesinde taştı ve çeşitli alanlarda önemli gelişmelerin yaşanmasını sağladı. Ekim Devrimi’nin, başta Avrupa olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerindeki işçi hareketleri üzerinde, gerek işçi hareketlerinin gelişmesi ve güçlenmesi açısından, gerekse işçi sınıfının ekonomik mücadelesi ile politik mücadelesi arasında güçlü bağların oluşturulması açısından önemli yansımaları oldu.
Ekim Devrimi’nin, başta Almanya olmak üzere, İngiltere, Fransa, İtalya, Avusturya gibi ülkelerdeki işçi hareketleri ve işçi partileri üzerinde doğrudan etkisi oldu. 1918’in Ocak ayından itibaren, Almanya ve Avusturya’daki grevler, devrimin etkisinin Rusya ile sınırlı kalmadığının ilk işaretleriydi. Fransa devrimi, Lyon ve Paris’i saran kitle grevleri ile selamladı. İngiltere, bu dönemde işçi temsilcileri (shop stewards) hareketinin yeniden ayağa kalmasına şahit oldu. İngiliz sendika temsilcileri Ekim devriminin hemen ardından heyetler halinde Rusya’yı ziyaret ettiler ve enternasyonal dayanışma mesajları verdiler. Devrimi izleyen yıllarda özellikle orta Avrupa’da işçi sınıfı hareketinde ve işçi sınıfının politik mücadelesinde belirgin bir canlanma yaşandı.  
1919 yılında III. Enternasyonal (Komintern) kuruluşuna paralel, işçi hareketinin ekonomik (sendikalar) ve politik (işçi partileri) seyrinde de bir canlanma yaşandı. Tüm dünya işçilerini kapitalizme ve emperyalizme karşı birleşmeye çağıran III. Enternasyonal’in 1921 yılında yapılan kongresinin ardından 42 ülkeden sendikacıların katılımıyla bir Dünya Sendikalar Kongresi düzenlendi. Bunu, dünya sendikal hareketini birleştirmek amacıyla Kızıl Sendikalar Enternasyonal’inin (Profintern) kuruluşu izledi. Komintern ve Profintern, kapitalist-emperyalist sistem karşısında bütün dünya işçilerine “Bütün Ülkelerin İşçileri ve Ezilen Halkları Birleşin!” çağrısı yaptı.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Bir Oscar, tek eksiğimiz

SONRAKİ HABER

Taksim’i geri alma zamanıdır şimdi!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa