9 Mayıs 2020 10:42

JMO uyardı: Esenler’deki çökme ilk değil, son da olmayacak

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) İstanbul Şubesi, İstanbul Esenler’de meydana gelen toprak kaymasına dair açıklama yaptı. Bir heyet ile bölgede incelemelerde bulunan JMO İstanbul Şubesi, yaşanan bu tür olayları “İnsan Kaynaklı Afet” olarak tanımladı, “Esenler’de meydana gelen bu olay ne ilk nede son olacaktır” dedi.

İstanbul’un Esenler ilçesi, Kemer Mahallesi, 945. Sokakta bulunan inşaat kazı alanındaki istinat duvarı çöktü, sonrasında toprak kayması meydana geldi ve bu alandaki 945. sokak yolu gece 04.00 civarında çöktü. Kazı çukurunun etrafında bulunan 2-8 arası kat yüksekliklerinde bulunan ve riskli görülen 8 adet bina boşaltılarak önlem alınmak istenmiştir.

Yıkımın ardından JMO İstanbul Şubesi bir ekip oluşturarak bölgede incelemelerde bulundu.

İNSAN KAYNAKLI AFET

Hazırlanan değerlendirme raporunu basınla paylaşan JMO İstanbul Şubesi, önceki yıllarda Sütlüce’de, Ümraniye’de, Ataşehir’de ve Kartal’da yaşanan yıkımları hatırlatarak, “Esenler’de meydana gelen bu olay ne ilk nede son olacaktır” dedi.

Son dönemlerde İstanbul’da meydana gelen toprak kayması, bina devrilmeleri vb. gibi afetlerin doğa kaynaklı olmadığına vurgu yapan JMO İstanbul Şubesi incelemelerine ilişkin notları paylaşarak şu değerlendirmede bulundu:

“Doğa kaynaklı olmayan bu afetlerin teknik terminolojideki karşılığı “İnsan Kaynaklı Afet” olarak tanımlanabilir. Olayların yüzde 15’i doğa kaynaklı (heyelan, sel, su baskını vs) nedenlerden dolayı gerçekleşmiştir. Yüzde 85’i insan kaynaklı gerçekleşmiştir. Son dönemlerde meydana gelen bu tür yıkımların geçmişi 1950’lere kadar dayanmaktadır. Her yıl artan nüfus oranı ile yeni imar alanlarının açılması, mevcut yerleşim alanlarının yetmemesi ve plansız kentleşme ile birlikte orantısız büyümeye neden olmuştur.”

ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER SIRALANDI

JMO İstanbul Şubesi, “İnsan Kaynaklı Afet” olarak tanımlanan bu tür olaylar karşısında alınması gereken tedbirleri sıraladı:

  • Bu tür inşaat kazalarında benzer olayların yaşanmaması adına zeminlerin geoteknik/jeoteknik özelliklerinin ve yeraltı suyunun durumu, parselin jeomorfolojik yapısının değerlendirilmesi detay olarak yapıldıktan sonra yapının belirli bir seviyeye kadar yükselmesi esnasında güvenliklerin alınması için iş planının ortaya konulmalıdır.
  • Zeminde mevcut yeraltı suyunun ve mevsimsel çevre sularının etkisinin proje tasarımında ve uygulama çalışmalarında dikkate alınması, temel kazısından uzak tutulması, çevre drenaj sisteminin tasarlanması, gerekmesi halinde hidrojeolojik model oluşturulması, uygulama sırasında gerekli gözlemlerin rapor edilmesi gereklidir.
  • Bahse konu jeolojik, hidrojelojik, bölgesel ve jeomorfolojik risk faktörlerinin etkisi dikkate alındığında, Belediyeler ve ilgili idareler tarafından verilen ruhsat ve iş sürelerinin toplam inşaat süresi içerisinde kazı şevlerinin başlangıç ve bitiş sürelerinin de eklenmesi ve mümkün olduğunca kısa tutulması gerektiği tavsiye edilmektedir.
  • Kazı şevlerinde yapılması planlanan aletsel gözlem ve geoteknik enstrümantasyon (inklinometre, loadcell, piezometre vb) ölçümlerinin “Kazı Güvenliği Yönetmeliği” 1.3.11 maddesinde belirtildiği gibi periyodik olarak ölçülmeli ve ilgili idareye raporlanmalıdır.
  • Bu tür sorunların bir kez daha yaşanmaması adına, TBDY-2018 de belirtilen esaslara göre gerekli zemin araştırma veri raporu ve projenin hazırlanması, uygulama projesinin yerinde denetiminin yapılması ve yapı denetim sürecinde gerekli mühendislik hizmetinin uzman jeoloji mühendisleri ve bürolarından alınması tavsiye edilmektedir.
  • İstanbul genelinde geçmiş tarihlerde başlanan ve çeşitli nedenler ile tamamlanmayan/tamamlanamayan, ilgili idareler tarafından yatırımı durdurulan, ara verilen ve/veya iptal edilen projelere ait açık kazı çukurlarının, metro hatlarının ve diğer yarım kalan projelerin jeolojik risk faktörlerinin çevre yapılarına, insan sağlığına ve kent yaşamına olumsuz etkileri her geçen gün artmaktadır.
  • Bahse konu projelerin ivedilikle tamamlanması ve/veya gerekli tedbirlerin alınması ile risklerin azaltılması tavsiye edilmektedir. (İstanbul/EVRENSEL)

 

Evrensel'i Takip Et