Koronavirüs salgını engelleri daha da çoğalttı
Koronavirüs salgını sürecinde engelli yurttaşlar hem zorla çalıştırma ve işten çıkarılma korkusuyla hem sağlık sistemine erişimde hem de ihtiyaçlarını karşılamada ciddi sorunlar yaşıyor.
Fotoğraf: DHA
Eylem NAZLIER
İstanbul
Koronavirüsün en çok etkilediği kesimlerden biri de engelli yurttaşlar… Günlük yaşamda birçok zorluk ve hak kaybıyla karşılaşan engelli yurttaşlar, salgın sürecinde de ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldı. Bu süreçte engelli yurttaşlar hem işten çıkarmalarla karşılaşıyor hem sağlık sistemine erişimde büyük sıkıntılar yaşıyor hem de ihtiyaçlarını karşılama da ciddi sorunlar yaşıyor. 10-16 Mayıs Engelliler Haftası dolayısıyla konuştuğumuz engelli yurttaşlar, salgın sürecinde yaşadıkları sıkıntıları aktardı.
Konuştuğumuz engelli işçi, “Virüse yakalanmamak için izin aldım. Bu patronun hoşuna pek gitmedi. Virüse yakalanmadan bu süreci atlatırsam sonunda işsizlik beni bekliyor” diyerek psikolojisinin bozulduğunu aktardı. Başka bir engelli yurttaş ise, “Salgın döneminde sorunlarımız katlanarak artıyor. Kimsenin aklına gelmiyoruz” diyerek duyarsızlığa işaret etti.
"İHTİYAÇLARIMIZI KARŞILAMADA CİDDİ ZORLUK YAŞIYORUZ"
Görme engelli Şule Sebin, salgın döneminde ihtiyaçlarını karşılamada zorluk çektiğini, market alışverişi için sokağa çıktığında insanların yardım etmek istediğini ama bu süreçte sosyal mesafenin önemli olduğunun söyledi. Bağımsız hareketi olan engellilerin bu durumda dışarı çıkmakta zorlandığını aktaran Sebin, “Ben genelde dışarıda zamanımı geçiren bir insandım. Salgın döneminde eve hapsoldum. Çünkü dışarı çıktığımızda insanlar yardım etmek istiyor, haklı olarak. Ama salgın söz konusu. Temas olmamalı, dokunmamak gerekiyor. Sosyal mesafe önemli. Yani biz de 20 yaş altı ve 65 yaş üstü gibi dışarı çıkamıyoruz. Bir korku var doğal olarak o yakın mesafeden dolayı. Dışarıya çıktığımda yürümeyi unuttuğumu düşünüyorum. Kendini çok iyi koruyabilen arkadaşlarımızla zaman zaman dışarı çıkma ihtiyacı hissediyorum. Biz evde iki kişi yaşıyoruz, eşim ve ben. Ama iki kişi yaşasak bile muhakkak haftada bir alışveriş ihtiyacı olabiliyor. Belediyeden görevliler aracılığıyla, ya da çevremizde yakın olan kişilere söylüyoruz bu durumda” diye konuştu.
ZORLA ÇALIŞTIRILDI!
Yüzde 40 engelli raporu ve birçok kronik rahatsızlığı olmasına rağmen salgın sürecinde zorla çalıştırıldığını söyleyen engelli işçi, “Engeli ve kronik rahatsızlığı olmayan insanlar nasıl çalıştıysa bende o şekil çalıştım. Üç vardiya çalıştırdılar. Fazla mesaiye bile zorladılar. Patronlar engelli olduğumu ve birçok kronik hastalığım olduğunu biliyorlardı. Zorla çalıştırdılar. Çalıştığım süre zarfında kronik rahatsızlığımdan dolayı hastaneye gitmem gerekiyordu, ona bile zar zor izin veriyorlardı. Rapor aldım anca öyle izin verdiler. Bu patronların hoşuna gitmedi. Virüse yakalanmadan bu süreci atlatırsam işsiz kalacağım, işten çıkaracaklar. Çünkü çalıştırmak istiyorlardı, beni bu halimle” dedi. Rapor aldığını ve öyle kendisine izin verildiğini aktaran engelli işçi, “Şimdi evdeyim. Ama geçen hastaneye gitmem gerekti, yasaktan dolayı çıkamadım. Almam gereken bir ilaç vardı, cuma geldi ama sokağa çıkma yasağı gelince gidip alamadım ilacımı. Maske talep etmeme, kronik rahatsızlığım olmasına rağmen maske gelmedi. İşyerinde bir tane maske veriyorlardı, gün boyu o maske ile idare ediyorduk. Ailemle yaşıyorum. Evdeki herkes ücretsiz izne çıkarıldı. Sadece ben ücretli izindeyim. Bu süreçte geçinmek için bankadan da kredi de çektim” diye konuştu.
KONTEYNERDE YAŞAM MÜCADELESİ
Elazığ depreminde evinin yıkıldığını, şu anda konteynerde kaldığını söyleyen görme engelli Feride Öktem ise şunları söyledi: “Biz karı-koca engelli bir aileyiz. Bir oğlumuz var. Çok sıkıntı bir dönem yaşadık. Evimiz, Elazığ depreminden yıkıldı. O süreçte görme engelli bir aileye ev vermek istemediler. Biz ev kiralayamadık. Şu anda Konteynerde yaşıyoruz. Engelli olmamın dışında benim birden fazla kronik rahatsızlığım var. Salgın sürecinde kronik rahatsızlığı olanlar için konteynerler çok sağlıksız. Hasta olmamak imkansız bu konteynerde. Kronik hastalıklarımdan dolayı dışarı çıkmaya da korkuyorum. Küçücük bir konteynere hapsolduk. Kapıyı açıp, dışarıya çıkmak bizim için sıkıntı. Oğlum yetişkin o alışverişe gidiyor ama o da dışarı çıktığında bize bulaştırmaktan korkuyor. Bütün bunların bir araya gelmesi tabii ki psikolojimizi bozdu. Zor bir hayat sürdürüyoruz. Salgın döneminde sorunlarımız katlanarak artıyor. Kimsenin aklına gelmiyoruz.”