"Maskeler düşerken yeni pozlar için mücadeleye"
Erdoğan’ın maskesizliği de, mesafesi de, emekçilerin hali de gerçeği görünür kılma noktasında yerinde bir poz olmuştur.
Fotoğraf: Mustafa Kamacı/AA
Mesut BAYLAV
Maske denilince içerisinden geçtiğimiz dönem açısından salgın sürecinde alınan önlemler için kullandığımız ürünün canlanması çok doğal. Hakeza, mesafe denilince de aynı dönemin farklı bir önlemi canlanıyor hemen. Mesafeler ve maskeler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Sancaktepe'deki hastane inşaatını ardından da Atatürk Havalimanı'nın bulunduğu bölgedeki Sahra Hastanesi'ni ziyaret etti.
Ziyarette hastane inşaatında çalışan işçilere de sınıfına yakışır bir selam çakan Erdoğan işçilere teşekkür etmeyi elbette ihmal etmedi. Salgın günlerinde göstermelik önlemler dışında çalışmaya mahkum edilenlere edilen teşekküre de o mesafe yakışırdı elbet. Mesafenin ve maskenin ardında yatanlar ise elbette tek kare fotoğrafın hatırlattıklarının ve düşündürdüklerinin içerisinde.
Artık hepimize mazhar olan, tek adam rejiminin halka maske ulaştırmadaki maskesi düşmüş ahvalini iktidarın meseleye dair söylediği her söz; attığı, atamadığı her adım gözler önüne serdi. “Maske tak, satış yasak, biz dağıtacağız, kod bekle, beş maske, maske tak, dağıtacağız, eli kulağındadır, maske satışına başlansın, sudan ucuz!”
Fotoğrafta, halka maske dağıtmayı dahi eline yüzüne bulaştıran iktidarın, maskesiz Erdoğan’ın; maskeli-maskesiz, fiziksel mesafe olmadan dip dibe duran emekçilere seslenmesi halk yararına bir politika izleyebilme beceriksizliğinin, fiziksel mesafenin sınıf mücadelesi arenasına düşen gölgesinin fotoğrafla tarihe not düşülmüş hali oldu.
Gel gelelim, Erdoğan ve AKP iktidarının halkın karşısında maskesi düşeli de mesafesi açılalı da çok zaman oldu. Artık pek de maskeye ihtiyaç duymadan, kimlere karşı mesafesini açacağını kimlere karşı yakınlaşacağını göze sokar vaziyetteler. Süreci fırsata çevirip emekçilerin var olan haklarına saldırılar, her gün büyük riskler altında çalışmaya zorlanan emekçiler bir yanda, binbir türlü taklaları da içine alarak patronların, yandaş şirketlerin ceplerini doldurmaya devam etmek diğer yanda. İktidar emekçilere iyi bir yarın vaat etmeyi geçelim yarını bile vaat edecek durumda değil. Maskeyi para ile satmaktan öte bir yol da açmıyor zaten. Erdoğan maske takmamış, uzaktan selam vermiş çok mu?
Salgın sürecinin dünya genelinde ortaya çıkardığı tablo; emekçi sınıflar ile patronlar ve onların çıkarlarının egemenliğini sağlamanın aracı olan burjuva devletler arasındaki uzlaşmaz çelişkinin görünürlüğünü arttırması, Türkiye egemen sınıfları ve iktidarı açısından da tül perdenin kalkması gerçeği, günden güne kendisini yeniden göstermeye devam ediyor.
Erdoğan’ın maskesizliği de, mesafesi de, emekçilerin hali de gerçeği görünür kılma noktasında yerinde bir poz olmuştur. Bu gerçekten hareketle emekçiler kendi sınıf çıkarları üzerinden, insanca bir yaşam mücadelesinin pozlarını verirken karşısında kimlerin durduğunu, duracağını daha net görmeye devam ediyor. Mesafeler ve maskeler de girdiği ilişkilerle anlam kazanmaya devam ediyor.