HDP'li milletvekilleri Nusaybin’de çocuğa yönelik polis şiddetini Meclis’e taşıdı
HDP milletvekilleri, Mardin'de polisin havaya ateş açarak çocukları kovalamasını Meclis gündemine taşıdı.
Nusaybin'deki polis şiddeti | Kolaj: MA
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mardin milletvekilleri Ebru Günay, Pero Dündar ve Tuma Çelik, Nusaybin'de havaya ateş açarak çocukları kovalayan polisin, 8 yaşındaki B.E.’yi zırhlı araca götürerek tehdit etmesini Meclis gündemine taşıdı. Bölge kentlerinde polis ve askerlerin neden olduğu çocuk ölümlerinin hatırlatıldığı önergede,
"POLİS ŞİDDETİ SÜRÜYOR"
MA'da yer alan habere göre Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi’ne rağmen Kürt çocuklarına yönelik polis şiddetinin devam ettiğinin sürdüğü belirtilen önergede, “Yaşam hakkı ihlal edilen çocuklarla ilgili yargı organlarınca etkili ve adil bir soruşturma yürütülmemesi, faillerin gizlenmesi ve yargı karşısına çıkarılmaması, yargılanan faillerin de cezasızlıkla korunması, çocuklara yönelik güvenlik güçlerinin uyguladığı şiddetin önünü açmış ve onları bu ihlalleri sürdürmeye teşvik etmiştir. Kamuoyu vicdanını yaralayan böylesi olayların yaşanmaması için şiddet uygulayan güvenlik güçlerinin şeffaf yürütülecek yargılama sistemiyle cezalandırılması gerekmektedir” ifadelerine yer verildi.
HDP’li vekil Pero Dündar, çocuklara yönelik suçların mazeretinin olmayacağının altını çizdiği önergede, şunları kaydetti: “Devletler, çocuğa yönelik şiddet nereden gelirse gelsin bu suçu işleyenlere karşı gerekli cezai yaptırımları uygulamak ile yükümlüdür. Ancak çocuğa yönelik bu şiddet devletin kendi kolluk güçleri tarafından uygulandığı zaman bu suçlar çoğu zaman davaya dahi dönüşmeden cezasız kalmaktadır. Özellikle bu şiddet Kürt çocuklarına uygulandığında suç olarak dahi görülmemektedir.”
TRAVMA ÜZERİNE TRAVMA
Bölge kentlerinde polis ve askerlerin neden olduğu Cemile Çağırga, Uğur Kaymaz, Furkan ve Muhammed Yıldırım kardeşlerin ölümlerinin hatırlatıldığı önergede, “Daha öncede savaş ve şiddet politikalarının hedefi olan Kürt çocuklarına bugün yine travma üzerine travma yaşatılırken, Nusaybin Kaymakamlığı olayın üzerinden 16 gün sonra görüntülerin kamuoyuna yansıması ile birlikte ‘bir grubun’ devriye gezen polis ekibine taş attığını, bu gerekçe ile polisin havaya ateş açtığını gerekçe göstererek, olayın üstünü kapatacak yönlü bir açıklama yaparak, ilgili polisin geçici olarak görevden alındığını ve hakkında soruşturma başlatıldığını belirtmiştir” denildi.
HDP Milletvekili Tuma Çelik de polisin havaya ateş açarak çocukları kovalarken olay yerinde bulunan diğer polislerin müdahale etmemesine dikkat çekti.
"GÖRÜNTÜLER MÜNFERİT DEĞİL"
HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması talebiyle Meclis Başkanlığı’na sunduğu önergede “Nusaybin Kaymakamlığı ise görüntülerin sosyal medyada yayılması ve tepki toplaması sonucu şiddet faili polise görevden el çektirme tedbiri uygulandığını açıklamış ve olayın sebebinin ‘taş atan gurubu dağıtmak’ olduğunu iddia etmiştir. Fakat B.E.’nin babası Mehmet E. ‘taş atma’ iddiasının gerçek olmadığını, çocukların bahçede sadece oynadığını dile getirmiştir. Şiddet uygulanan ve korkutulan B.E.’nin anne ve babası çocuklarının üç gün kendine gelemediğini, hala psikolojinin bozuk olduğunu belirtmiştir. Bu durumun kamuoyunda suç olması, bir insan hakları ihlali olması sebebi ile vicdanları yaralayan insanları dehşete düşüren bir durum olmasından kaynaklı çok fazla tepki toplamıştır. Bununla beraber artık özellikle bölge illerinde rutin bir hal olduğu da bilinmektedir. Görevli emniyet yetkilileri çocuklara ve gençlere kaba davranmakta, şiddet uygulamakta ve hakarete, küfüre varan söylemler kurmaktadırlar. Bu görüntülerin sosyal medyada yansıması her ne kadar tepki toplamaya yol açsa da görüntülerin münferit olmadığı, genel bir hal aldığı bilinmektedir” dedi.
2007'de AKP iktidarı İç Güvenlik Paketi'yle 2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununu (PVSK) değiştirerek polislere "kendi öngörüsü ve takdiriyle zor ve silah kullanma yetkisi” verilmişti. Baran Tursun Vakfı'nın verilerine göre, 2007 ila 2020 yılları arasında faili polis olan 403 ölüm yaşandı. Ölenlerden 93'ü ise çocuk. Yaşanan ölümler ya polis kurşunu ya panzer veya polis aracı çarpmasıyla ya da polis merkezlerinde şüpheli bir şekilde meydana geldi. (HABER MERKEZİ)