Sınavların yaratacağı ikinci dalga
"Baktım böyle olmayacak sisteme girip ders notlarına ulaşabilmek için internet paketi yaptırdım."
Fotoğraf: Kids vector created by Freepik
Sara DOĞAN
Mersin Üniversitesi
Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 sebebiyle hayat resmen durma noktasına geldi. Ülkemize de yansıyan bu durum her ne kadar önlem alındığı, vaka sayısının kontrol altına alındığı, normalleşme sürecine girildiği söylense debunun böyle olmadığını az çok biliyoruz. Bir üniversite öğrencisi olarak özellikle eğitim sürecimin askıda durması ve hala ne yapılacağının bilinememesi biz öğrencileri ne yazık ki bilinmezliğe sürüklüyor.
BİRKAÇ DOSYA NOTTAN FAZLASI DEĞİL
Salgının daha ilk zamanlarında üniversitelerin üç hafta tatil olacağı ilan edildi. Tabi bu hastalığın üç haftada bitmeyeceğini dolayısıyla tatil sürecinin de üç haftayla kalmayacağını tahmin edebiliyordum ki öyle de oldu. Bu da eğitimin devamı açısından bazı değişimlere sebep oldu.Eğitim sürecinin “uzaktan eğitim”e dönüştürülmesiyle beraber bu kez daha farklı sorunlarla karşı karşıya kaldık. Birçok öğrencinin yeterli ekipmana ve internete sahip olamaması bu süreci zorlaştırdı. Benim de ilk zamanlar internetim olmadığı için birkaç arkadaşım aracılığıyla sisteme bağlanıp atılan notlara erişebiliyordum. Baktım böyle olmayacak sisteme girip ders notlarına ulaşabilmek için internet paketi yaptırdım. Not dediğim de atılan dosyalarından başka bir şey değil.
MAĞDUR OLAN YİNE ÖĞRENCİ
Online eğitimin yalnızca biz öğrencileri değil ders veren hocalarımızı da zor duruma soktuğu kesin. Sistemden ve hepimizin internet erişiminin eşit olmamasından kaynaklı sınav aracılığıyla bir notlandırma yerine ödev teslimi ile notlandırılıyoruz. Bu şekilde olması derse hâkim olamadığımız için bir araştırma sürecinin verilmesi iyi oldu. Ama böyle olduğu için hocalarımız da katı kurallar koyuyor. Arkadaşlarımızla benzer ödevler yaptığımızda, örneğin aynı konuyu seçtiğimizde ya da matematik işlemiyleyapılan sınavlarda sorudaki kuvvet, cisim vb. şeylere aynı değeri verdiğimizde değerlendirmeyeceklerini söylüyorlar. Böyle bir şey yapmasak bile ya denk gelirse ve ödev değerlendirilmezse diye korkuyoruz. Tabi verilen ödevler bu şekilde ne kadar verimli olabilir bunu da bir düşünmek lazım! Üstelik bu durum her öğrenci için değişebiliyor. Örneğin mühendislik okuyan arkadaşlarımverilen ödevlerin yüz yüze yapılan sınavlardan daha zor olduğunu söylüyorlardı. Bu süreç maalesef herkes için aynı işlemiyor ve mağdur yine öğrenciler oluyor.
İşin bir de aile evinde kalmakısmı var. Evde, karantina sürecinde olan hele ki kalabalık bir ailede yaşayan bir öğrenci ne kadar istekli ve verimli çalışabilir ki.Herhangi bir çalışma ortamımın olmaması dersleri, ödevleri takip etmemi zorlaştırırken bir süre sonra isteksizliği de getiriyor.Artık sisteme girip atılan notlara bakmadan sadece tik atıp geçiyorum.
Şu sıralar alınan kararlar hastalık kontrol altına alınırsa üniversitelerin 15 Haziran’da açılacağı yönünde. Okuduğum üniversitede final ve bazı ara sınavların yüz yüze yapılması kararını verdi. Tabi bu karar verilirken elbette öğrenciye sorulmadı. Uzaktan verilen bir dersin sınavının online olarak yapılması bizim için daha doğru ve sağlıklı olacağı şüphesiz.Aklımda bir sürü soru işareti var. “Hastalık gerçekten kontrol altına alınabilecek mi?Bu psikolojiyle ben okula nasıl adapte olacağım?Yüzyüze sınavlardan hangi birimiz geçebilecek?”Bu gibi kaygı ve korkularımızın dikkate alınması gerek. Şu an üniversitemizdeki ben de dahil hemen hemen tüm öğrenciler sınavların yüzyüze yapılmasını istemiyor. Bunun için üniversiteye sürekli mailler atıyoruz. Twitter’dan da sesimizi hashtag ile duyurmaya çalıştık. Hocalarımdan aldığımız duyumlara göre sınavlar online sisteme dönebilir ama hala belli değil. Bunun için verilecek kararları beklemek durumundayız. Bu hastalığın sadece sınavlar yüzünden ikinci bir dalga olarak karşımıza çıkmayacağının garantisini kim verebilir ki?