13 Mayıs 2020 03:00

Yenicenin atları

Yılmaz Güney; “Benim Savaşım İsmail’in ölümüyle başlar. Yoksul çocuklar kimsenin atı olmasın diye de sürer gider.”

'Çirkin Kral Efsanesi' belgeseli basın görseli

Paylaş

Mustafa ERTÜRK

Elazığ

Yenicenin Yüreğir Ovasında iki yağız, yiğit çocuk. Yılmaz Güney ve kadim dostu İsmail. Çocukluğun vermiş olduğu coşkuyla oyunlar oynar, hiç durmadan gezerlerdi. En sevdikleri oyun ise “At Olma” oyunuydu.

“KİMSENİN ATI OLMAYALIM”

Zengin çocukların atları olur, onlar eve gittikten sonra ise birbirlerinin atı olurlardı. Aralarında en hızlı at ise İsmail'di. Her zaman Yılmaz’ı ve diğer at olan yoksul çocukları geçerdi İsmail. Zengin çocukların atı oldukları zaman eğer yarışta kaybederlerse zengin çocuklar onları döver ve hakaret ederlerdi. Yine birgün Yılmaz yenilmiş fena bir dayak yemişti zengin çocuklardan. Yılmaz ağlarken İsmail onun yanına gelmiş “Yılmaz biz artık kimsenin atı olmayalım” demişti. Artık kimsenin atı olmayacaklardı. Nitekim öyle de olmadı, zengin çocuklara karşı durunca onlardan ikisi de dayak yemişti. Aylar sonra İsmail’in midesi şu toplamış ve İsmail vefat etmişti. Herkes İsmail’in mezarı başındaydı. Yılmazda mezarı başında ağlayarak “büyüyünce kimsenin atı olmayacağım” sözünü vermişti İsmail'e.

Hikâyenin sonuna ekler Yılmaz Güney; “Benim Savaşım İsmail’in ölümüyle başlar.Yoksul çocuklar kimsenin atı olmasın diye de sürer gider. Ve İsmail, bütün dünyanın ezilmiş, yoksul çocukları adına yaşar, büyür içimde.”*

ATÇILIK SİSTEMİ

Tıpkı günümüzdeki gibi dövülerek, eziyet edilerek at olmaya zorlanan emekçilerin; yoksul çocukların, kimsesiz çocukların ve İsmaillerin kaybolan hayatları...Günden güne at olmaya daha çok zorlanıyoruz gibi. Kapitalizmin ve emperyalizmin dayattığı bu sistemde patronlar emekçileri at yerine koyup eziyor, kendileri için yarıştırıyor.Karşı durulduğunda ise parasını vermemekle tehdit edip üstüne üstün insan yerine bile koymuyorlar.Kapitalizmin oluşturduğu atçılık sistemiyle vefat eden binlerce emekçi ve hala rahatı yerinde olan servetine servet katan patronlar...

Kapitalist rejimler, düzenlerinin değişmezliğine inanmış ve bunu kitlelere kabul ettirmeye çalışmıştır.Patronların at olmaya zorunlu bıraktığı her emekçinin ahı altında kalacak, düzenleri bitecektir. Veemeğin toplumsal niteliklerine uygun, ileri, insanın gerçek özgürlüğüne kavuştuğu, emekçinin-işçinin ezilmediği, değer gördüğü sistem elbet egemen olacaktır.

*Yılmaz Güney, Hücrem

ÖNCEKİ HABER

bianet'ten çağrı: 1 Mayıs 77 kayıplarının yakınları, bize ulaşın

SONRAKİ HABER

Üretim bir ölüm kalım meselesidir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa