Biz normali değil daha da ötesini istiyoruz!
Emperyalist, kapitalist sistemin “normal” şartları, gençliğin hayatta kalmak ve özlemlerine kavuşabilmek için bu normalliğe karşı mücadele etmesinin şart olduğunu çok açık bir şekilde ortaya koymuştur
Kaynak: Max Pixel
Hayat eve sığar yazıyor tüm GSM operatörleri telefonların sol üst köşesine. Sınav tarihleri önce çek, sonra tekrar öne alınan milyonlarca öğrenci “Hayat Eve Sığar” spotu altında geleceğini düşünüyor. İşten atılma haberlerini, ücret kesintisi bilgilerini, fırlayan döviz kurlarını “Hayat Eve Sığar” spotu altında okuyor hayatta kalabilmek için evden çıkmak zorunda bırakılan milyonlarca işçi genç. Yurdundan apar topar memleketine dönmüş, eğitim materyallerini bile yanına alamamış, kalmadığı öğrenci evine tomarla para ödemeye devam eden milyonlarca üniversiteli online eğitim sisteminin tüm aksaklıkları ile akademik hayatını sürdürmeye çalışıyor.
Pandemi koşulları ile derinleşen gelecek kaygısı ile bunalımlardan bunalımlara, derinleşen geçim kaygısı ile işyerlerinden SGK kuyruklarına sürüklenen gençliğin hayatı, bu koşulları ortaya çıkaran kapitalist sistemin yeniden ve yeniden üretildiği evlere, alanlara sığmıyor artık. Serzenişler yükseliyor “Hayat Eve Sığar” yazılarının aktığı telefonlarda yüklü olan sosyal medya hesaplarından. “Biz Bize Yeteriz” reklamlarının yer aldığı sokaklarda patronların kar hırsına, hükümetin sömürü planlarına canı ile bile yetemeyen milyonların sesi yükseliyor. Belki talep ettiklerini alacak güçte değil henüz. Ama yükseliyor; giderek daha fazla kabına sığamayarak.
Normalleşme lafı dolaşıyor şimdi açıklamalarda, sohbetlerde. Milyonların hayatının olağan akışında bir takım değişikliklerin gündem olduğu bugünlerde, emperyalist kapitalist sistemin “normal” halinin Covid-19 salgın sonuçları ile dışa vurumundan yola çıkarak pek çok şey söyleniyor. Pek çok teori ortaya atılıyor. Toplumsal gelişmenin yasalarını bile isteye çarpıtanların yorumlarını, bu salgın sonuçlarını yığınlara ödetmeyi peşin peşin açıklamış hükümetlerin programlarını bir kenara bırakalım. Elde kalan gerçeklere bakalım. Emperyalist kapitalist sistemin gerçek yüz ve bu gerçek yüzün milyonlarca gencin yaşamında doğurduğu sonuçlara bakalım. Toplumsal gelişme ve bilim ve teknolojinin burjuvazinin elinde sömürülen ve ezilen sınıf ve kesimlere karşı güçlü bir araca dönüştürülmüş olmasına bakalım. Ve bu gerçeklerden yola çıkarak, değişimin nasıl olacağı sorusuna cevap verelim.
GERÇEKLİĞİ DOĞRU KAVRAYALIM
Maddi yaşamın üretimi ve yeniden üretiminin her türden insan etkinliğinin temelinde yer almasının kapitalist toplumdaki en çarpıcı sonucu, kapitalist üretim sisteminde ekonominin can damarlarının işçi sınıfının elinde olmasına yol açmış olmasıdır. Bu gerçeklik, işçi sınıfı ve emekçilerin burjuvaziyi, onun bütün gücüne ve olanaklarının genişliğine rağmen yenilgiye uğratmalarını mümkün kılacak çelişkinin ta kendisidir.*
Bu gerçeklik tüm egemen ideolojinin ve onun sosyal kültürel bombardımanın karşısında parlamaktadır. Bu parlamayı alıp, insanlığın hayatını karanlıktan çıkarmak üzere kullanmak için bir takım zorunlulukları yerine getirmeye ihtiyaç vardır. Bu ihtiyaç, temel taleplerden başlayarak; emperyalist, kapitalist sitemin yıkılmasını hedefine alan bir mücadelenin örgütlenmesi ihtiyacıdır. Toplumsal gelişmenin bugün olanaklı kıldığı her aracın ve yöntemin bu mücadele için kullanılmasıdır gençliğin derdine çare. Gelecek kaygısı, SGK kuyrukları, faturaları zar zor ödenen 2+1 evlere sığamayan hayatlar… Bu hayatların öznesi milyonlarca gencin itildiği yalnızlık duygusu, belirsiz bir gelecek…
GELECEĞE BİRLİKTE YÜRÜYELİM
Bu belirsizliği ve duyguları ortaya çıkaran koşullardan kurtuluş için işte biricik reçete; materyalist Marksist öğretinin kavranması ve gerekliliklerin yerine getirilmesi. Bu gereklilik birleşmekten, kapitalist sistem karşısında geleceği kazanmak için mücadele etmekten başka bir şey değildir. İktidarın salgının faturasını yıktığı farklı omuzlar, aynı koşullar altında. O zaman aynı koşullarda yaşayan hepimiz için; sosyal medya canlı yayınları, iş yerleri, atölyeler, okullar bu koşullara karşın aynı cevabın (mücadelenin) farklı seslerle verildiği alanlar, araçlar haline gelmeli.İşçi sınıfı ve emekçilerin tarihsel deneyimden, toplumsal gelişmenin sunduğu olanaklardan yararlandıkları oranda kazandıklarını bir an bile unutmadan; bu kazanımların deneyimleri ile yürüyelim. Emperyalist, kapitalist sistemin “normal” şartları, gençliğin hayatta kalmak ve özlemlerine kavuşabilmek için bu normalliğe karşı mücadele etmesinin şart olduğunu çok açık bir şekilde ortaya koymuştur. Bu açıklıktan yürüyelim!
*https://teoriveeylem.net/tr/2020/05/covid-19-salgini-ve-yeni-bir-dunyaya-dogru-tartismasi-uzerine/