Soma Maden Katliamında yaşamını yitiren işçiler unutulmadı
Soma Katliamının 6’ıncı yıl dönümü dolayısıyla yapılan açıklamalarda, Soma'da alınmayan önlemlerin koronavirüs salgınında da alınmadığı, işçilerin ölümle burun buruna çalıştırıldığına dikkat çekildi.
Fotoğraf: Evrensel
Soma Katliamının 6’ıncı yıl dönümü dolayısıyla pek çok sendika, kurum ve siyasi parti açıklama yayımladı. 6 yıl önce Soma’da 301 madencinin üretimin sürmesi için gözgöre ölüme gönderildiği belirtilen açıklamalarda bugün salgın döneminde de üretimin durdurulmayıp, işçilerin zorla çalıştırılmaya devam erttirildiği, maden patronlarının ödüllendirildiği ve kamu görevlilerin yargılanmadığı hatırlatıldı. Açıklamalarda işçi sağlığı ve iş güvenliği için birlikte mücadele vurgusu yapıldı.
DİSK Yönetim Kurulu adına açıklama yapan Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu, katliamın büyük ölçüde cezasız kaldığını ve sonrasında iş cinayetlerinin artarak sürdüğünü vurguladı. İş cinayetlerine “fıtrat” diye bakan anlayışın Kovid-19 sürecinde de “İşçiler ölse de çarklar dönsün” anlayışıyla hareket ettiğini belirten Çerkezoğlu, “Fabrikalarda, madenlerde, şantiyelerde Kovid-19’un bir işçi sınıfı hastalığı haline gelmesi, Soma Katliamı’na yol açan politikaların bir devamıdır. İş kazalarında, meslek hastalıklarında, salgınlarda ölmemek için işçi sağlığı ve iş güvenliği alanını temel örgütlenme ve mücadele alanı olarak ele almak, bu birikim rejiminin değiştirilmesi için kaçınılmaz gerekliliktir” dedi.
‘İNSANCA YAŞAMAK BİRLEŞEREK MÜMKÜN’
İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu da yazılı bir açıklama yaptı. Soma faciasının sorumlusu olan patronun serbest bırakılmasıyla sonuçlanan sürecin, tüm işçi ve emekçilerin kalbinde derin yaralar bıraktığı vurgulanan açıklamada, “İşçi ve emekçilerin canını, yaşamını hiçe sayan sermaye düzeni, bugün de koronavirüs salgını döneminde işçileri ‘Ya hastalık, ya açlık’ cenderesinde sıkıştırıyor. İşçi sınıfı hastalığı haline gelen Kovid-19’a rağmen milyonlarca işçi ve emekçi, gerekli tedbirler alınmadan işyerlerinde çalıştırılmaya devam ediyor” dendi.
Açıklamada, Soma Katliamı’nın yılda bir kez hatırlanıp üzerinden geçilmemesi için birleşmeli, örgütlenmeli ve işçiler olarak kendi taleplerimiz için mücadeleyi büyütmeliyiz. İşçi katliamlarını ve iş cinayetlerini ancak örgütlü, sendikalı mücadele ile durdurabilir, insanca çalışma ve insanca yaşama koşullarına birleşerek dayanışma içerisinde kavuşabiliriz” ifadeleri kullanıldı.
GIDA-İŞ: SORUMLULAR CEZA YERİNE MADEN İŞLETEBİLİR BELGELERİNİ ALDI
DİSK/Gıda-İş Sendikası "Dün Soma, bugün Covid-19; çarklar dönüyor, işçiler ölüyor!" başlığı ile yayımladığı açıklamada "Soma katliamının üzerinden 6 yıl geçti... 301 işçi arkadaşımız bu iş cinayetinde hayatını kaybetti. Soma Kömür İşletmeleri patronu Can Gürkan önce 15 yıl ceza aldı ardından tahliye edildi. Bu katliamın sorumluları hak ettikleri cezaları almak bir yana yeniden maden işletebilirler diye belgelerini bile aldılar. Adeta yeni cinayetlere yol verir gibi… Soma’da sadece işçi katliamı değil hukuk katliamı da yaşandı!
Dün faciayı yaşayan maden işçileri bugün hala aynı zorlu koşullar altında çalışmaya devam ediyorlar. Kar hırsı yüzünden koronavirüs salgınında da işçiler çalışmaya, üretmeye zorlanıyor. Soma katliamında alınmayan önlemler koronavirüs salgınında da alınmadığı için işçiler Covid-19’a yakalanıyor ve birçok işçi de hayatını kaybediyor" dedi.
BELEDİYE İŞ: YARGI DA ADALET DE GÖÇÜK ALTINDA KALDI
Belediye İş Sendikası Soma’dan bugüne çalışma yaşamında işçi sağlığı güvenliği ile ilgili değişen bir şey olmadığına vurgu yaparak "Hala iş cinayetleri artarak devam ediyor. Hala işçi sağlığı güvenliği mevzuatı maliyeti arttıran gereksiz masraf olarak görülüyor. Hala taşeronluk redevans devam ediyor. Hala sendikalaşma hakkı engelleniyor" dedi. Açıklamada "Bugün koronavirüs bahane edilerek 301 maden işçisinin ölüm yıldönümü anması yasaklansa da, iş cinayetine kurban edilen 301 maden emekçisini unutmadık, unutturmayacağız" denildi.
KESK: FAİLLER ÖDÜLLENDİRİLDİ
“Soma Katliamının 6. Yılında Adalet Arayışımız ve Mücadelemiz Devam Ediyor” başlıklı açıklama yayımlayan KESK Yürütme Kurulu, "Ülkemizde hukukun çöküşü Soma davasıyla bir kez daha gözler önüne serilmiştir. Davayı Soma’dan kaçıran, katliamda sorumluluğu bulunanları yargılama konusu yapmayan yargı sistemi, maden patronu ve yöneticilerini ‘olası kasıt’ üzerinden değil; ‘bilinçli taksir’ ile ‘cezalandırarak’ adeta ödüllendirdi. Gizli tanıkların, itirafçıların iftiraları üzerinden, sosyal medya paylaşımlarını gerekçe göstererek, daha birçok hukuki niteliği tartışmalı belge ve istihbarat notlarıyla insanlara müebbet ya da onlarca yıl cezalar veren yargı, Soma katliamında madenin patronu Can Gürkan’ın bir işçi için 5 gün hapis yatmasını yeterli gördü” diye belirtti. Adalet ve mücadele arayışının devam ettiğini belirten KESK, “Hukuki, politik, ekonomik ve ahlaki olarak göçmüş bu düzenden, Soma’nın hesabını er ya da geç soracağız” dedi.
TMMOB: SORUMLULARI ASLA UNUTMAYACAĞIZ
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz yaptığı açıklamada, 6 yıl önce yaşanan felaketin, sömürü hırsının ve neoliberal politikaların maden işletmeleri getirdiği durumu gözler önüne serdiğini söyledi. Uzun bir geçmişe dayanan madencilik bilgi ve birikiminin yok sayılarak teknik bilgi ve alt yapı olarak yetersiz, deneyimsiz şirketlerin kâr hırsıyla işlettikleri madenlerin taşıdıkları tehlikeleri acı biçimde deneyimlediklerini vurgulayan Koramaz, facia sonrasındaki dava süreci de adalet sisteminin içinde bulunduğu durumun görülüdüğünü ifade etti. 3 yıl süren yargılama sonucunda şirket sahibinin beraat ettiğini, 6 ila 22 yıl arasında değişen miktarlarda ceza alan 14 kişiden çoğu tahliye olurken, geri kalanların da geçtiğimiz ay yasalaştırılan infaz indiriminden faydalandırıldığını kaydeden Koramaz, "Üzerinden kaç yıl geçerse geçsin, yargı ne karar verirse versin, bizler, 301 madencinin ölümünü, siyasi iktidarın ve kamu kurumlarının sorumluluğunu, madenci şirketin açgözlü sahiplerini ve faciaya sebep olan kişileri asla unutmayacağız" dedi.
EMEP: DÜN SOMA’DA BUGÜN SALGINDA İŞÇİLER ÖLÜME İTİLİYOR
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan tarafından yapılan açıklamada “Bugün evladını, eşini, babasını kaybeden ailelerin ve işçi sınıfının acısı tazelenirken, çarkların dönmesi için işçilerin salgının kucağına itilmesi, Nisan ayında 220 işçinin salgın dahil iş cinayetlerinde canını kaybetmesi öfkemizi arttırıyor” dedi. 4 yıl süren davada, maden patronu ve katliamdan sorumlularının bir kısmının gülünç cezalar aldığını idade eden Gürkan "Katliamın kamu ayağının sorumluları, madeni denetlemekle sorumlu bakanlık bürokratları ise hiç yargılanmadı. Mahkeme kararlarına rağmen AKP iktidarı yargılanmalarına izin vermedi." dedi.
İş cinayetlerinin son bulması için insanca yaşanacak bir çalışma ortamının sağlanması gerektiğini vurgulayan Gürkan, “Bu ortamı işçi ve emekçiler; işyerlerinde örgütlenerek, işçi sağlığı ve iş güvenliği koşullarını örgütleriyle denetleyerek gerçekleştirebilirler. Bu ortamın kalıcı olmasını ise salgınla birlikte işçi ve halk düşmanı yüzü bütün çıplaklığıyla açığa çıkan tekelci sermaye egemenliğine dayanan bugünkü sistemin yerine 'işçi ve halk egemenliğine' dayalı 'bilim ve emek” ile kurulacak bir sistemi kurarak sağlayabilirler. Bu koşulları sağlayana kadar mücadeleye devam edeceğiz. Soma’yı ve salgın koşullarında ölüme itilen işçileri unutmayacağız, unutturmayacağız” dedi.
HDP: İNFAZ YASASI’YLA SOMA FAİLLERİNİN ÖNÜ AÇILDI
Yazılı açıklama yayımlayan HDP Emek Komisyonu "Denetimsizlik, tedbirsizlik, işverenlerin cezai sorumsuzluklarıyla birleşince iş cinayetlerindeki artışa da sebep olmaktadır. Mahkemelerin işverenden yana olan tutumu iş cinayetlerine meşruluk kazandırmakta, işveren ve şirket menfaatleri insan yaşamından üstün tutulmaktadır. AKP iktidarı tarafından ‘fıtrat’ olarak nitelendirilen işçi cinayetlerine karşı önlem almak şöyle dursun, Soma’nın şu anda hükümlü olan failleri de yandaşlar için af yasası olarak çıkarılan ‘infaz’ yasasıyla ödüllendirilip önümüzdeki aylarda serbest kalmalarının önü açıldı” diye belirtti.
Açıklamad alınması gereken önlemler ve talepler şu şekilde sıralandı: “Madencilik işkolunda örgütlü olan sendikaların talepleri dikkate alınmalı; önlemler, düzenlemeler, denetimler, sendikalar ve meslek örgütleriyle birlikte yapılmalıdır. Zorunlu çalışma gerektirmeyen bütün madenlerde üretime ara verilmelidir. İşçilerin, hak kaybı yaşanmaksızın geçimleri güvence altına alınmalıdır. İşten atma yasaklanmalıdır. Zorunlu çalışma yapılan madenlerde, salgın koşullarına göre 3 vardiya sistemi değiştirilmeli, 5-6 vardiya biçiminde düzenleme yapılmalıdır. Koruyucu ekipmanlar kısıtlama yapılmaksızın karşılanmalıdır. İşçilere, ailelerine bulaştırma riskinden dolayı koruyucu ekipman gideri ödenmelidir.” (İŞÇİ-SENDİKA SERVİSİ)