Ford işçileri: Vaka çıkarsa iş durduracaklardı, neyi bekliyorlar?

Arzu ERKAN
Kocaeli

Ford Otosan Gölcük fabrikası montaj bölümünde bir işçide koronavirüs tespit edilmesi kaygıları artırdı. Mart ortalarında üretime ara verilen fabrikanın henüz bir haftadır üretime başlamış olmasına karşın vaka ortaya çıktığını söyleyen işçiler, Türk Metal ve MESS arasında imzalanan mutabakatı hatırlatarak çalışmaktan kaçınma hakkının kullanılması çağrısında bulundu.

Fabrikada bir işçide koronavirüs vakasının görüldüğü bilgisinin gazetemize ulaşmasının ardından görüşüne başvurduğumuz Türk Metal Gölcük Şube Başkanı Mehmet Şener, işçinin ailesinde vaka görülmesi üzerine evde karantinaya alındığını aktarmıştı. Şener’in durumu henüz bir iddia olarak sunmasının gerçeği yansıtmadığını ifade eden bir montaj bölümü işçisi, arkadaşlarının cumartesi günü baş ağrısı şikayetiyle revire gittiğini oradan da hastaneye gönderildiğini aktardı. Ford işçisi şunları söyledi: “Arkadaşın yanında çalışan 3 kişi ve birlikte yemek yediği 2 kişi de aynı gün gönderildi. Muhtemelen o arkadaşlarımız da bayramdan sonra gelecekler. Mehmet Şener haber yapılacağı için öyle konuşmuştur. Ayrıca doğru olduğunu düşünsek bile ailesinde virüs olanda vaka görülmez mi? Mesele ben bu işten nasıl sıyırırım olmamalı, bir sendikacı böyle bir durum karşısında bu fabrikada çalışan işçileri nasıl koruyacağız diye bakmalı.”

"ÇOCUKLARIMI ANNEME GÖNDERDİM"

Bekar olan ve 65 yaş üzerindeki anne ve babasıyla yaşadığını dile getiren başka bir Ford Otosan işçisi de vaka haberinin kendisini tedirgin ettiğini, işe anne ve babasına virüs bulaştırma korkusu içinde gidip geldiğini söyledi. İşçi “Annemde de, babamda da kronik hastalıklar var. Biri şeker, biri yüksek tansiyon hastası. Bana bulaşırsa ben de onlara bulaştırırsam diye gözüme uyku girmiyor. Benim durumumda olan onlarca arkadaş var. Sendikanın kararı vardı vaka görülürse çalışmaktan kaçınma hakkını kullanacağız diye. Niye gereğini yapmıyorlar, neyi bekliyorlar?​” diye sordu.

İki çocuğunu riske atmamak için işe başladığı gün annesine gönderdiğini söyleyen başka bir Ford işçisi şöyle devam etti: “Şimdi nasıl alacağım onları, alamam ki, ne olacak şimdi? Sadece montajda değil kaynaktan bir arkadaşımızın da hastalığa yakalandığı üstelik 2 çocuğu ve eşine de bulaştırdığı, arkadaşımızın hastanede olduğu söyleniyor. Bunları duydukça hepimizin korkusu büyüyor. Herkesin canı var da biz işçilerin yok mu? Herkesin çocuğu kıymetli de bizimkiler değil mi? Herkes evde kalsın, virüsten korunsun, işçiler hasta olsun hatta bazısı ölsün öyle mi? Hani vaka çıkarsa iş durduracaktı sendika, neyi bekliyor? Kaç vaka görülürse sendika harekete geçecek? Üç mü, beş mi ya da bir işçi öldüğünde mi? Yeter ya! Biz işçiler de herkes kadar değerliyiz. Biz üretiyoruz, biz olmasak hiçbir şey olmaz.”

ÖNLEM ALINIYOR AMA İLLA Kİ RİSKLİ

Fabrikada servis ve yemekhanede fiziksel mesafe kuralına uyulduğunu, fiziksel mesafe kuralının ihlal edilmemesi için korona gözetmeni olarak görevlendirilen işçiler olduğunu, giriş çıkışlarda ateş ölçüldüğünü anlatan başka bir Ford işçisi “Açıkçası fabrikanın iyi önlemler aldığını düşünüyorum.  Fabrika; korona anketi yapıyor mesela, 5 sorudan oluşuyor. Hastalığın semptomlarını soruyor bu anket; işte ateşin var mı, öksürük var mı vs. Bu 5 sorudan birine evet diye yanıt verirse bir işçi insan kaynakları grup liderini arıyor ve bu kişi işe gelmesin diyor. Ben de grup lideriyim oradan biliyorum.  İşe girişlerde ateş ölçümü de yapılıyor, ben şahit oldum 3-4 arkadaşı yüksek ateşi olduğu için kapıdan gönderdiler” diye konuştu. Sadece bir vardiyada 4 işçide yüksek ateş görülmesine tanık olduğunu aktaran işçiye, risk olup olmadığını sorduğumuzda şu şekilde yanıtı verdi: “Bant sistemiyle çalışıyoruz. İllaki sosyal mesafe ihlal ediliyor, her şey dört dörtlük diyemeyiz. Yani bir vardiyada 3-4 kişide yüksek ateş görülmesi riskli mi, elbette riskli ama en azından tespit edilip gönderiliyor. Hiçbir şey yapılmıyor değil onu anlatmak istiyorum.” İşçi, fabrikadaki tüm işçilere test yapılmasının fabrika yönetimi tarafından gündeme alınması gerektiğini dile getirdi.

DIŞARIDA MİLLETE CEZA KESENLER GELİP FABRİKALARI İZLESİNLER

Ford Otosan işçisi
Kocaeli

Bu memlekette her şey için bir yolunu bulup, sayıları düşük göstermeyi başarıyorlar. İşsizlik sayılarını, enflasyonu, hasta sayısını... Şüphe duymamak elde mi? Çernobil olduğunda radyasyonlu çayı içen bakan, fındıkları okullarda dağıttıran bakan kanserden öldü. Yönetenlerin böyle davranmaları bizi her şeyden şüphe ettiriyor.

Hafta içi AVM’ye git, işe git, hafta sonu sokağa çıkmak yasak! Tabii işçiler için değil, bize işe gitmek serbest! Hafta içi AVM’ye gitmek serbest, hafta sonu mangal yapmak yasak. 1 Mayıs kutlamak tehlikeli, ama AVM, iç içe çalıştığımız hatlar güvenli öyle mi? Ülkede birçok şeye “şehitlik” ismi veriliyor, terör şehidi, demokrasi şehidi, deprem şehidi... İşçiye gelince iş kazası! Failleri biliniyor ama sonuç alınamıyor. İşçiye gelince koronadan ölse bile iş kazası sayılmıyor. İşçiler ekonomi şehidi. Bu hükümetle bir türlü baronlar eksik olmuyor. Stokçu baronlar, trafik baronları, şimdi de ekonomi baronları... Dolar yükselince her şey baronların üzerine atılıyor, hükümet sanki muhalefet gibi hareket ediyor. İşçileri bile isteye fabrikalara çalışmaya gönderiyor, ekonomi canlansın birileri para kazansın diye. Ekonomi kötüye gitmesin ülkeye döviz girişi olsun diye ihracat yapan fabrikalar çalıştırılıyor. İşçiler bile bile ölüme gönderiliyor.

Biz de bu yüzden erkenden işe başladık. Her gün dedikodular kaynıyor ‘Şu kişi korona olmuş, bu kişi karantinadaymış’ diye. Ford yönetimi ise her zamanki gibi hiçbir açıklama yapmıyor. İşe başladığımız günden beri herkes soruyor neden bayram sonrasını beklemediler ne acelesi vardı? Hepimiz tedirginiz. Ve aramızda hastalananlar var, söylemeseler de biliyoruz. Giriş çıkışlarda, yemekhanede sürekli sosyal mesafe diye uyarılıyor ama konu üretim olunca sosyal mesafe kimsenin umurunda değil? Hatlar yavaş diye herkesin üzerindeki iş yükünü arttırdıkları için hepimiz iç içe çalışıyoruz, yetişmeye çalışıyoruz. Dışarıda millete ceza kesenler gelip içeri bir izlesinler, fabrikaların halini görsünler de sosyal mesafe nasıl hiçe sayılır öğrensinler. Biz salgına rağmen hatların başındayız ama sendikacılar hiç ortada yok, Pevrul Kavlak da (Türk Metal Genel Başkanı) temsilciler de odasında...

İşçiler salgına rağmen çalışıyor. Ama salgın nedeniyle açıklanan paketten yararlanan her zamanki gibi sadece patronlar. Tabii her şeyde devletten destek alıyorlar. Patronlar zora düştüklerini açıklıyorlar, sürekli mağdur olduklarını söylüyorlar. Hiçbirimiz söylediklerine inanmıyoruz ve sürekli büyük bir yük oluyorlar. Bizden kesilen ne varsa hepsi onlara aktarılıyor? Bu kadar kendini idare edemeyen, doymak bilmeyen şirketle uğraşmak yerine devlet bunları kamulaştırsa ya? En azından verdiğimiz para nereye gidiyor kim kullanıyor onu biliriz.

Gün geçtikçe her şey kötüye gidiyor, bir önceki günü arar oluyoruz. Bundan kurtulmanın tek yolu işçi sınıfının sınıf bilincine ulaşıp hakları için, kendisi çoluğu çocuğu için birleşip mücadele etmesi. Krizde salgında hep bizden özveri bekleniyor, ama hiçbir zaman hakkımızı alamıyoruz. Artık bu gidişe bir dur demeliyiz.

Araştırma: Kovid-19 aşıları güvenli ve etkili

AB'de kullanılmayan yaklaşık 4 milyar avroluk Kovid-19 aşısı çöpe atıldı

Koronavirüsün yeni varyantı "BA.2.86" İsrail'de de tespit edildi

Pandemi döneminde 290 bin fazladan ölüm yaşandı | “Verileri gizleyerek üç yıl insanların ölümünü izlediler”

İngiltere'de hükümetin uygulamalarına yönelik Kovid-19 soruşturması başladı

Fransız tıp kuruluşları, Raoult'un yetkisiz hidroksiklorokin kullanımına ceza istedi

TAMAMI...