Petrokimya işçisi yazdı: Sendikalarda örgütlenmek yetmiyor
"İşçi sınıfı, sendikalı olmalıdır. Ama işçi sınıfının, kapitalistlere karşı bütünlüklü bir mücadele vermesinin de tek aracı, kendi partisinde örgütlenmesi ile gerçekleşebilir."
Fotoğraf: Pixabay
Petrokimya işçisi
Gebze
Merhaba;
Korona günlerinde, herkes bir daha gördü ki, kapitalizmin sömürü çarkları arasında acımasızca can veren, kanının son damlasına kadar kullanılan, bu dönemde üç kuruş para kazanıp hayatını idame ettirmeye çalışan işçiler var. Ben de Petrol-İş Sendikasına bağlı bir fabrikada çalışıyorum ve bu sınıfın bir parçasıyım. O yüzden sadece kendi fabrikamın sorunlarını değil, diğer iş kollarında yaşanan sorunları da yazmak istiyorum. Çünkü her fabrikada sorunlar aynı, herkes kendi fabrikasına odaklanmış durumda. Ama görmemiz gereken asıl tablo ise örgütlü olan patron sınıfına karşı yeterince örgütlü olmayan işçilerin mücadelesidir.
Salgın dönemi patronların işçileri düşünmediğini, sadece kârını hesapladığını bir kez daha bizlere gösterdi. Kovid-19’a karşı önlem alındığı büyük bir yalan. Fabrikalarda Kovid-19 bulaşan işçi olduğu zaman, diğer işçilerden saklıyorlar. Adını dahi diğer işçi arkadaşına söylemiyorlar. “Aman üretime zeval gelmesin” diyorlar. Virüse yakalanan işçilerin söylenmediği, saklandığı, aynı bölümde çalışan işçilerin sırf vardiyaları farklı diye gece vardiyasında çalışan bir işçinin gündüz vardiyasında çalışan başka bir işçiye virüsü bulaştırma olasılığın olmadığını savunan saçma bir durumla da karşımıza çıkıyorlar.
Kovid-19 virüsünün ülkemizde yayılmaya başladığı günden beri, otomotiv sektöründeki daralma ve doların kontrol edilemeyişi ve işlerin az da olsa durulması ile beraber işçiler açısından da yeni uygulamalar gündeme geldi. Esnek çalışma yasallaştı, ücretsiz izinler ciddi anlamda arttı ve şimdi görünen en büyük tehdit ve sonuç ise işsizlik oldu. Çok uzatmak istemiyorum. “İşçi sınıfı ve emekçileri ne bekliyor? Durum ne?” sorularına benim gibi cevap arayan işçiler, Emek Partisi Merkez Yönetim Kurulunun son yaptığı açıklama ve tespitlere bakmalıdır.
Bu süreç bize bir gerçeği daha gösterdi ki, dönen çarklar işçi sınıfı sayesinde dönüyor. İşçiler tezgah başında, pres başlarında olmadığı zaman, çarkı döndürmedikçe hayat durur. İşçiler olmasa aslında kapitalizmin çarklarının duracağını, işçi sınıfının ne derece önemli olduğunu yeniden görmüş olduk. Ama bu durumu görmek yetmiyor. Eğer işçi sınıfı başta sendikalar olmak üzere örgütlü olmazsa, üretimden gelen gücünü, örgütlü bir mücadelenin aracı olarak kullanmazsa böyle olmasının da bizim cephemizden hiçbir anlamı yok.
Peki, sendikalarda örgütlenmek yetiyor mu? Bu süreç yeniden göstermiştir ki: Hayır! Karşımızdaki kapitalist sınıf, siyasi partileri gibi araçlarıyla süreci yönetiyor, saldırıyor. İşçi sınıfı, sendikalı olmalıdır. Ama işçi sınıfının, kapitalistlere karşı bütünlüklü bir mücadele vermesinin de tek aracı, kendi partisinde örgütlenmesi ile gerçekleşebilir. Bu parti de açıktır ki, Emek Partisidir. İşçi ve emekçiler olarak birleşmekten başka çaremiz yok.