Kirazlıyayla köylüleri: Bizim ciğerlerimizi söküyorsunuz!
Meyra Madencilik Şirketinin bölgede yaptığı zenginleştirme tesisi ve atık barajı için yaptığı çalışmalar güvenlik çemberinde sürüyor. Kirazlıyayla köylüleri ise tepkili.
Fotoğraf: DOĞA-DER
Eylem NAZLIER
İstanbul
Bursa'nın Yenişehir ilçesine bağlı Kirazlıyayla köyünde faaliyet göstereceği Meyra Madencilik Şirketinin, bölgede kurşun, çinko, bakır zenginleştirme tesisi ve atık barajı için yaptığı çalışmalar jandarmanın gözetiminde ve güvenlik çemberinde sürüyor. Maden şirketi, çalışmalarına tüm hızıyla devam ederken, köylüler de eylemler yapıyor, gece gündüz nöbet tutuyor, geceleri sokakta nöbet tutuyor. Jandarma ise köyü çevirmiş durumda. Köylüler, jandarmanın aldığı ‘önlemler’ nedeniyle hayvanlarını otlatamıyor, ahırlarına gidemiyor, jandarma tarafından çevrilen alanda bulunan mezarlığa dahi ulaşamıyor.
"YAŞ KESEN BAŞ DA KESER"
Konuştuğumuz köylülerden Hasan Güler şunları söyledi: “Ben 6-7 yaşında orada kuzu güttüm. Annemiz, babamız gönül rahatlığı ile bizi orada bırakıyordu. Şimdi biz evimizden çıkıp da çocuklarımızı orada gezdiremeyeceğiz. Burası doğa harikası. Bir maden uğruna Lübnanlı şirkete peşkeş çektiler. Jandarma eşliğinde köyümüzü talan ediyorlar. Bu şirketin tabelası bile yok. Bizim burada yüreğimiz yanıyor. Ağaç kesilir mi? Yaş kesen baş da keser. Nerede bizim Tarım Bakanı’mız? Tarım alanlarımız talan ediliyor. Baskı altındayız. Şu an çaresiziz. Burayı gelip görseler, kimsenin gönlü buranın talan edilmesine el vermez. Biz o ağaçları kendi elimizle büyüttük, çok emek verdik. Adamlar geldi bir günde talan ettiler.”
"BU TESİS GELECEĞİMİZİ KARARTACAK"
Tesisin yapılmasına karşı olduklarını söyleyen köylülerden Ahmet Karasu, “Burası bizim geleceğimiz. Bu tesisin yapılmasını kesinlikle istemiyoruz. Televizyonda duyuyoruz ‘Her tarafa ağaç dikin’ deniliyor. Ama 20-30 senelik ağaçları katlediyorsun. Sen benim ciğerlerimi söküyorsun. Ağaç nedir bu dünyanın akciğerleridir. Sen benim akciğerlerimi söktükten sonra ‘bana yaşa’ diyorsun. Bunun yapılması demek Kirazlıyayla köyünün yok olması demektir” diye konuştu.
ÇED MUAFİYETİ İÇİN HEKTARDA HİLE
Konuyla ilgili DOĞA-DER adına Evrensel'e konuşan Yaşam Savunucusu Murat Demir, Meyra Madencilik Şirketinin bölgede uzun yıllardır madencilik faaliyeti sürdürdüğünü söyleyerek, “25 hektar altında gösterip ÇED başvurusunda bulunulmuş. 25 hektar ve üstü için ÇED raporu alması gerekiyor. Ama ondan muaf olmak için 24.8 gösterip ÇED’ten muafiyet alarak bölgede faaliyete başlamış. Zamanla da bu faaliyetini artırmış. Şimdi orada kurşun, çinko, bakır ayrıştırma tesisi yapacaklar. Bölge halkı ve çevreciler olarak buna karşı bir çabamız ve mücadelemiz var” dedi.
Pandemi döneminde firmanın faaliyetlerini arttırdığını söyleyen Demir, “Biz de bunlara karşı çeşitli protestolar etkinlikler yaptık. Pazartesi günü firma 200’ü aşkın kolluk kuvveti ile maden sahasına girdi ve çalışmalara başladı. Köye girişler, alternatif yollar olmak üzere hepsi kapatıldı. Bizim Bursa’dan oraya gitmemiz imkansızlaştı. CHP ve İyi Parti milletvekilleri bölgeye gidebildi. Sürece dahil olabildi” diye konuştu. Demir, ÇED olumlu kararının iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle açılmış davaların olduğunu hatırlattı.
{{404523}