18 Mayıs 2020 08:16
/
Güncelleme: 07:29

Kızılcaköy'de kadınlar 22 aydır direniyor | "Bizi korona değil JES öldürür"

Kızılcaköy’de yapılması planlanan JES’e karşı 22 aydır direnen kadınlar, mücadeleye davam edeceklerini ve gerekirse dozerlerin önünde duracaklarını söyledi.

Kızılcaköy'de kadınlar 22 aydır direniyor | "Bizi korona değil JES öldürür"

Fotoğraflar: Esra Solin Dal/MA

İnsanlar koronavirüs (Kovid-19) salgınından korunmak için uğraşırken, Aydın’ın Efeler ilçesine bağlı Kızılcaköy’de yapılması planlanan jeotermal enerji santrali (JES) için 10 Nisan’da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kararıyla Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna onay verildi. JES yapımına karşı köyde yaşayan kadınlar 22 aydır mücadele veriyor. Koronavirüs sürecinde JES raporunun onaylanmasının fırsatçılık olduğunu belirten kadınlar, mücadelelerine devam edeceklerini söyledi.

"KORONA DEĞİL JES ÖLDÜRÜR"

JES’lere karşı yaklaşık 2 yıldır direndiklerini belirten Ayşe Gün (60), her gece kurdukları direniş çadırına gittiğini söyledi. Koronavirüsten kaynaklı çadırlara gidemediklerini dile getiren Gün, “Biz bu koronadan kurtulsak bile bu jeotermal bizi öldürecek. Köyümüzdeki güzellikleri ve doğayı gelecek nesillere aktarmak için mücadeleye devam edeceğiz. ÇED raporunu onaylayanlar gelip Kızılcaköy’ün doğasını gördükten sonra karara versin. Komşu köy olan Yılmazköy’de JES’ten dolayı patlama oldu. Patlamadan sonra yağmurla birlikte etrafa kükürt yağıyor ve suyun üstü hala sapsarı” dedi.

"DİRENİŞİMİZ MEŞRUDUR"

Kızılcaköy’ün atalarından kalma bir yer olduğunu ve hiç tanımadığı kişiler tarafından adeta JES istilasına maruz bırakıldığının altını çizen Gün, Anayasa’nın 56’ncı maddesinde geçen "Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir" ibareyi hatırlatarak JES’e karşı direnişlerinin haklı ve meşru olduğunu söyledi.

Gün, "Biz çocuklarımıza temiz su, temiz hava bırakmak istiyoruz. Kurulması planlanan Jeotermalin köylülerin içme suyunu karşılıyor ve baraja bu kadar yakın olması tehlikelidir. Bu Jeotermal hem suyumuzu, hem toprağımızı zehirliyorlar. Kanser hastalığı çoğalıyor. Biz bu yüzden JES’e hayır diyoruz” şeklinde konuştu.

KORONAYI FIRSATTA ÇEVİRDİLER

Aydın Efeler'e bağlı Kızılcaköy girişi

Fotoğraf: Esra Solin Dal/MA

Kızılcaköy’de yaşayan emekli öğretmen Emine Karaz da, başlattıkları çadır eylemlerinin birçok engellemelere rağmen hala devam ettiğini aktardı.  ÇED raporunun özellikle salgın döneminde onaylanmasının fırsatçılık olduğuna dikkat çeken Karaz, “Neden iki yıldır bekleyen ÇED raporunun salgın sürecinde herkese eve kapanmışken onaylanıyor? Bütün insanların eve kapandığı, adliyelerin ve hukuk sisteminin işlevsiz kaldığı bir süreçte sermayenin dışarıda kendiişlerini yapmaya devam etti. Çevre mücadelesinin verildiği her yerde sermaye işlerini rahatlıkla yürütüyor” dedi.

HÜKÜMET PARANIN PEŞİNDE

Jeotermale karşı sürdürülen mücadelede Kızılcaköy’ün çok önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Karaz, "Hükümet halktan yana değil sermayenin, paranın peşindedir.  Eğer sermaye sahipleri koronavirüsten dolayı içeride değilse ve boruları düşmeye gelirlerse biz de bahçelerimizde olacağız. Eve kapanmayacağız. Kızılcaköy JES mücadelesine yenik düşerse,  bütün köylerde mücadele eden  köylüler kaybeder. Biz ölümüne bu mücadeleye devam edeceğiz" dedi.

"DOZERLERİN ÖNÜNDE DURACAĞIZ"

ÇED raporunu tanımadıklarını dile getiren Hatice Barlas (64) ise 3 çocuğu ve 6 tane de torunuyla birlikte Kızılcaköy’de yaşıyor. JES’lerin topraklarına zarar verdiği için karşı çıktıklarını vurgulayan Barlas, şunları söyledi: “Mücadele sırasında polisler tarafından darp edildim ve hastanede yattım. Koronavirüs rağmen mücadeleye devam edeceğiz. ÇED raporu olumlu çıksa da biz kadınlar dozerle önünde durup yine de köyümüze JES yaptırmayacağız.” (Aydın/MA)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Türk-İş ve Hak-İş’in üç genel başkan yardımcısı, 600 bin işçiyi kapsayan kamu toplu sözleşme görüşmeleri için önümüzdeki hafta Çalışma Bakanlığına sunmak üzere zam talebini belirledi. Ancak zam oranı açıklanmadı. Pazarlığı yapılacak rakamdan haberi olmayan işçiler tepkili: “Neyi kimden gizliyorsunuz, taslağı açıklayın.”

22 bin 131 TL Türk-İş'in belirlediği açlık sınırı

72 bin TL Türk-İş'in belirlediği yoksulluk sınırı

30 bin TL kamu işçisinin ortalama ücreti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et