45 milletvekilinden kayyumlara dair araştırma ve soru önergesi
HDP’li 45 milletvekili, kayyumlarla ilgili Meclis Başkanlığına araştırma ve soru önergesi sundu.
Fotoğraf: AA
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkan vekilleri Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç’un da aralarında bulunduğu partinin 45 milletvekili, belediyelere kayyum atanmasına ilişkin Meclis Başkanlığına araştırma ve soru önergesi sundu.
HDP Mardin Milletvekili Pero Dündar tarafından Meclise sunulan iki ayrı araştırma önergesinde, kayyum atamalarının hukuk ve demokraside yarattığı tahribatın tespiti, araştırılması ve alınacak önlemlerin belirlenmesini istedi.
Araştırma önergesinin gerekçesinde, kayyum atamalarının demokratik seçimi yok saydığı ifade edilerek, “Yasalar nezdinde görevleriyle ilgili bir suç sebebiyle hakkında soruşturma veya kovuşturma açılan seçilmiş yerel yöneticiler kesinleşmiş bir yargı kararı olmadan görevden alınamaz; yerlerine atama yapılamaz” denildi.
AKP’Lİ OLMAYAN RİSK ALTINDA
Şuana kadar HDP’li 45 belediyeye kayyum atandığının hatırlatıldığı önergede, iktidarın koronavirüs döneminde kayyum atamalarına devam ederek “fırsatçılık” yaptığı belirtildi.
Önergede, “Sadece HDP’li belediyeler değil, AKP-MHP’li olmayan diğer belediyeler de risk altındadır ve bu topyekun seçme ve seçilme hakkını yok sayan bir tehdittir. HDP’ye oy veren milyonların demokratik taleplerini, seçme hakkını, gösterdiği iradeyi, seçim ve sandık hukukunu, adaletini yok saymaktır. Yerel yöneticileri görevden alacak olan halkın iradesi, görevden alma yöntemi de demokratik seçimlerdir. Seçme ve seçilme hakkı yok sayılarak sadece HDP’li belediyelere dönük kayyım uygulamasının demokratik bir sistemle bağdaşır yanı yoktur” ifadelerine yer verildi.
43 SORU ÖNERGESİ
HDP milletvekilleri, bu kapsamda 25’i İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 17’si Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve 1'i Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun yanıtlaması istemiyle olmak üzere 43 soru önergesi verdi.
DAYANIŞMA AĞLARI HEDEF ALINDI
Soru önergelerinin gerekçesinde ise koronavirüs sürecinde atanan kayyumların öncelikli hedefinin HDP’li belediyelerin oluşturduğu toplumsal dayanışma ve yardımlaşma ağları olduğu vurgulandı.
Önergede, “HDP’nin Türkiye halklarında yarattığı umut, belediyelerinde yürüttüğü çoğulcu yaklaşım, dil ve kültür alanında yürüttüğü çalışmalar, kadın özgürlükçü ve ekolojik model tekçi ve inkarcı devlet yapılarınca tehdit olarak görüşmüş ve bu yapıları harekete geçirmiştir” denildi.
Önergelerde öne çıkan sorular şöyle:
- Türkiye’nin de imzası bulunan ‘Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nda belirtilen temel yükümlülüklerin aksine, neden muhalif belediyelere kayyum atanarak yerelin iradesi ve erk paylaşımındaki hakları ellerinden alınmaktadır?
- Kayyum atamalarına karşı uluslararası kamuoyundan yükselen endişelere dair herhangi bir açıklamanız var mıdır?
- Yerel seçimlerde halkın iradesiyle kazanılan HDP yönetimindeki belediyelere kayyım ataması halk iradesinin gaspı değil midir?
- Salgın sürecinde toplum sağlığını önceleyen bir belediyecilik örneği sergileyen HDP yönetimindeki 13 belediyeye kayyım atayarak toplum sağlığını tehlikeye attığınızın farkında mısınız?
- Salgın sürecinde kayyım atamalarının gerekçesi toplum sağlığını tehlikeye atmak değilse nedir?
- Yerlerine kayyum atanan belediye eş başkanları hakkında herhangi bir mahkeme hükmü var mıdır? Masumiyet karinesi neden görülmemektedir?
- Kayyum atamalarında belediye meclislerinin kendi içinden belediye eş başkanı seçmesi ilkesi neden uygulanmamaktadır? Hukuki prosedür nedir?
- Kayyum atamalarının özellikle Kürtlerin çoğunlukta olduğu il ve ilçelerde uygulanmasının sebebi nedir? Kürtlerin demokratik haklarının aşamalı olarak askıya alınması mı planlanmaktadır?
- Belediyelerine kayyım atayarak, seçilmişlerini, eş başkanlarını, üyelerini cezaevlerinde rehin alarak, uydurma fezlekeler ve soruşturmalarla HDP’ye ve Kürt halkına diz çöktüreceğinizi mi düşünüyorsunuz?
- HDP’li belediyelerine kayyım atayarak Anayasayla güvenceye alınmış seçme ve seçilme hakkını çiğnediğinizin farkında mısınız?
- Türkiye halklarının ortaya koyduğu iradeyi tanımamak, seçmen iradesini yok saymak suç değil midir?
(Ankara/MA)