21 Mayıs 2020 13:09

Ayşe Acar Başaran: Kendilerine uzman diyen kişiler çocuk istismarını meşrulaştırıyor

HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, istismar yasası ile çocukların değil faillerin korunduğunu vurguladı.

Ayşe Acar Başaran

Fotoğraf: MA

Paylaş

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, partisinin Diyarbakır'daki binasında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

İSTİSMAR YASASI

AKP'nin koronavirüs salgını sürecinde de halk iradesini gasbettiğini ve kadın kazanımlarını yok etmek üzere siyaset yürüttüğüne dikkat çeken Başaran, iktidarın 4 yıldır, çocuk istismar faillerini "evlilik" adı altında salıvermek için çaba sarf ettiğini, istismar yasası ile çocukların değil faillerin korunduğunu vurguladı.

“Bu yasayla beraber çocukları istismar edenler, çocuklara tecavüz edenler cezaevlerinden salınarak çocuğa, eve koca olarak gönderiliyor” diyen Başaran, çocuk istismarı yasasıyla beraber henüz kendi kararını veremeyecek, olgunlaşmamış, uluslararası hukuka göre çocuk sayılan kız çocuklarının aslında bir biçimde evlere kapatılarak, eğitimden, toplumsal alandan uzaklaştırılacağını kaydetti.

İSTİSMAR MEŞRULAŞTIRILIYOR

Başaran konuşmasında şunları söyledi: “Çocuklara taciz ve tecavüz meselesi maalesef bu kadar yakıcı bir meseleyken, AKP iktidarının propaganda aracı haline gelen, AKP’nin toplumu hazırlama aracı haline gelen televizyonlarda ve sosyal medyada kendilerine 'profesör' diyen, 'uzman' diyen kişiler çocuk istismarını meşrulaştırıyor.

DEMOKRATİK HUKUK DEVLETİ

Bir partinin genel başkanı ‘bizim daha önceki dönemlerde annelerimiz, anneannelerimiz 13-16 yaşlarında evlendiler ve çok mutlu bir yuva kurdular’ dedi. Bunun tahribatlarını hala yaşıyoruz. Halen kadınlar yaşadıkları vahşetin üzerlerinde yarattığı psikolojiden kurtulmuş değiller. Suç işliyor bu şahıslar ve devlet bunları suça teşvik ediyor. Demokratik bir hukuk devleti olsaydı bu kişiler hakkında ‘suç ve suçluyu övmekten’ soruşturma açılırdı. Eğer demokratik bir hukuk devleti olsaydı, çocuğun üstün yararını gözeten bir devlet olsaydı, gerçekten bu çocukların önümüzdeki dönemlerde sağlıklı bireyler olmaları için çaba sarf eder, bu kişilerin çıktığı televizyonlara RTÜK tarafından yaptırım uygulanırdı. Ama maalesef RTÜK’ün tek derdi, muhalif televizyonları para cezalarıyla sindirmektir.” (Diyarbakır/MA)

ÖNCEKİ HABER

YÖK: Önümüzdeki günlerde yapısal değişiklikleri açıklayacağız

SONRAKİ HABER

İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Bursluluk Sınavı 5 Eylül'e ertelendi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa