İşçi mektubu: AKP’ye karşı olan patron onun yasalarından yararlanıyor
"Hepimiz aynı dilden konuşunca AKP karşıtı patron kapıyı göstermekle kalmadı, bir de ücretsiz izni, kısa çalışma ödeneğini, AKP’nin çıkardığı torba yasayı savundu."
Fotoğraf: Özcan Yaman
Esenyurt’tan bir metal işçisi
Merhaba Evrensel okurları, ben Esenyurt’ta çalışan bir metal işçisiyim. Korona günlerinde işyerimizde yaşananları sizlerle paylaşmak istiyorum. Bizim patronumuz kendisini hükümete muhalif biri olarak tarifler. Hatta zamanında bizlere “AKP’ye oy verirseniz krizler bitmez” diyen birisidir kendisi. Patronumuz kendisini “Dünyaya soldan bakan biri” olarak tanımlıyor. İşyerinde de her partiden her siyasi görüşten arkadaşlarım var ama AKP ve MHP’yi destekleyen muhafazakar arkadaşlarımız çoğunlukta. Bizler seçim zamanlarında da, siyasetin kızıştığı günlerde de yıllardır kendi aramızda tartışırız. Hatta bu tartışmalarımız zaman zaman kırgınlıklara bile yol açmıştır.
Bir gün fabrikada asgari ücret ve zamlar için yapılan toplantıda, patronumuz ekonominin kötü gidişatına bizleri ikna etmek için “AKP’ye oy verirseniz sonuçlarına katlanacaksınız” demişti. Aramızdan “Adam doğru söylüyor” diyenler de olmuştu. Her dönem bu tartışmaların yaşandığı fabrikamızda korona çıkınca tartışmaların yönü de içeriği de değişti. Her fırsatta “AKP’ye oy vermezseniz her şey tıkırında gider, ben de sizlere dolgun maaşlar bahşederim” tarzında imalarda bulunan bizim patron, bu süreçte yaptığımız toplantılarda AKP’yi hiç ağzına almadan onun çıkardığı torba yasayı kendisine can simidi yapıyor.
Bu arada çoğumuz asgari ücretle, bir kısmımız da asgari ücretin bir tık üstünde ücretler alıyoruz, başka da hiçbir sosyal hakkımız yok. Mart ayında ortalık karıştı. İhracatın ve siparişlerin durmasıyla beraber ücretsiz izinlere gönderildik, yıllık izinlerimiz kullandırıldı. Nisan ayında ise “Kısa çalışma ödeneği ve İŞKUR’dan destek alacağız” denilerek tekrar üretime başladık. Kısa ve esnek çalışma meselesini başta anlayamadık. “Maaşlarınızı alacaksınız” dendi, ikna olduk. Hatta patron, fabrikada yaptığımız toplantılarda 3 gün çalışacağımızı söyledi. Ama evdeki hesap, bankamatikten çektiğimiz paraya uymadı. 800-1000 lira arası İŞKUR maaşı herkesi şok etti. Bunun yanında 16 günlük sigorta primlerimizin yatmadığına mı üzülelim, işyerinin yatırmadığı AGİ’ye mi?
Tüm bunların üzerine patronu toplantıya davet ettik, yaşadığımız hayal kırıklığını anlatmaya çalıştık. AKP’ye oy veren de CHP’ye oy veren de, hepimiz aynı dilden konuşunca patron kapıyı göstermekle kalmadı, bir de ücretsiz izni, kısa çalışma ödeneğini, AKP’nin çıkardığı torba yasayı savundu. Çünkü Cumhurbaşkanı da, Hükümet de tüm yetkileri işverenlere tanıdı. İşverenler istediği işçiyle, istediği kadar üretim yapabilecekti. Bunlar da daha sonraki uygulamalarda anlaşıldı zaten. Birçok arkadaşımız hâlâ 10-11 saat çalışıyor. 19 Mayıs ve bayramın 3. gününü sırf çift yevmiye vermemek için kaydırdı patron. 14+16 işsizlik ödeneğinin toplamı asgari ücretin altında kaldığı yetmiyormuş gibi, AGİ’nin akıbeti de belirsizliğini koruyor. Bu durumun bize katkısı ise şu oldu, patronun sınıfsal duruşunu görmüş olduk, bu tecrübelerimiz de işçiler olarak bizi birbirimize daha çok yakınlaştırdı.