23 Mayıs 2020 12:29
/
Güncelleme: 19:18

Basın İlan Kurumu, Zarakolu’nun köşesi nedeniyle Evrensel'den savunma istedi

Basın İlan Kurumu (BİK), Ragıp Zarakolu’nun Evrensel ve Artı Gerçek’te yayımlanan “Makus kaderden kaçış yok” başlıklı köşe yazısı nedeniyle Evrensel'den savunma istedi. 

Basın İlan Kurumu, Zarakolu’nun köşesi nedeniyle Evrensel'den savunma istedi

Fotoğraf: Evrensel

Basın İlan Kurumu (BİK), Ragıp Zarakolu’nun 4 Mayıs’ta Evrensel ve Artı Gerçek’te yayınlanan “Makus kaderden kaçış yok” başlıklı köşe yazısı nedeniyle Evrensel'den savunma istedi. Evrensel gazetesi Avukatı Devrim Avcı, köşe yazısı okunduğunda böyle bir sonuç çıkmadığını, köşe yazarının tüm darbelerde mağdur olduğunu, Evrensel gazetesinin de 28 Şubat dahil tüm darbelerin karşısında durduğunu belirterek “Bu durum basın ve ifade özgürlüğüne aykırıdır” dedi.

"BASIN AHLAK ESASLARINI İHLAL EDİYOR" İDDİASI

BİK, köşe yazısının başlığı “Makus Kaderken kaçış yok” ve köşe yazısının geneli itibariyle eski Başbakan Adnan Menderes’in de anılması nedeniyle; içinde yer alan görüşlerin basın ahlak esaslarını ihlal ettiğini iddia etti.

BİK, köşe yazısının “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü ve Cumhuriyetin insan haklarına dayalı demokratik, laik, hukuk devleti niteliği… aleyhine yayın yapılamaz”, “Suça tahrik veya teşvik edecek ve suç ile mücadeleyi etkisiz kılacak yayın yapılamaz”, “Şiddet ve terörü özendirecek; … her türlü örgüt suçları ile mücadeleyi etkisiz kılacak yayın yapılamaz”, “Kişi, kurum ve toplum katmanlarına yönelik yayınlarda… iftira ve haksız isnat yapılamaz” maddelerini ihlal ettiğini iddia etti.

"HUKUK DEĞİL MANİPÜLASYON VAR"

Evrensel gazetesinin Avukatı Devrim Avcı ise söz konusu yazı okunduğunda bir darbe ya da basın ahlak esaslarına aykırı bir ifade olmadığını, aynı yazıyla ilgili zaten savcılığa ifade verdiklerini belirterek “Şimdi Basın İlan Kurumu’na da savunmamızı veriyoruz. Olabilecek tüm yargı kanallarıyla ilgili bir ‘hukuk’ işletilmesi söz konusu. Biz hukukun değil manipülasyonun olduğunu düşünüyoruz. Olmayan bir darbe varmış gibi hükümetin galeyana gelmesinin manipülasyon olduğunu düşünüyorum.” dedi.

"EVRENSEL 28 ŞUBAT DAHİL TÜM DARBELERE KARŞI ÇIKTI"

Dava konusu yazı okunduğunda yakın ülke tarihinden bahsettiğinin ve Süleyman Demirel, Turgut Özal gibi pek çok siyasinin isminin geçtiğinin altını çizen Avcı şöyle devam etti: “Ve burada diyor ki; ‘Ne kadar koalisyon yaparsanız yapın; sonuçta siyasi iktidarların bir sonu vardır’. ‘İktidarı kaybedeceksiniz’ diyor. Daha önceki iktidar örnekleri veriyor ve eleştirdiği bir siyasi iktidarın da öngörüsünü yapıyor. Ancak siz yazarın eleştirisini ve kendi öngörüsünü ‘Bana darbe yapılıyor’ gibi bir endişe, manüpilasyon ve hezeyanla toplumu galeyena getirince; biz de yazar ne demek istiyor gibi bir açıklama yapmak zorunda kalıyoruz.

Oysa ki makale çok açık. Okunduğunda da ortaya çıkıyor. Ki Ragıp Zarakolu da anlattığı darbelerin hemen hepsini mağduru olarak yaşamış, yurtdışına çıkamamış, pasaportuna el konulmuş, tutuklu olarak cezaevinde kalmış bir kişi. Böyle birinin ‘Darbe olsun’ deme ihtimali olabilir mi?

Ayrıca gazetenin geçmişine bakıldığında da böyle olmayacağı çok açık. 28 Şubat dahil tüm darbelere karşı çıkmış; haberler, makaleler yazmış; bunu eleştirmiş bir gazete. Bunun için mücadele etmiş bir yazarı, yayın çizgisi belli olan bir gazeteyi, olmayan bir darbe yapıyor gibi göstermek… İtirazımız bu duruma. Siyasi iktidarı eleştiren bir yazarın ve onu yayınlayan bir gazetenin geldiği vahim durum bu aslında.

Bunları yapıyor olmaları da basın ve ifade özgürlüğüne aykırıdır zaten. Asıl yazının anlatmak istediği bu değil; ama karşılaştığımız durum bu.”  (MEDYA SERVİSİ)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İhyanın aslı

İhyanın aslı

Maraş depremlerinin ardından geçen iki yılda ne yiten on binlerce canın hesabı sorulabildi ne de kalanların bir derdine derman olundu. İki yıl sonra iktidar, ”Asrın İhyası” sloganıyla toplumu aldatmaya çalışıyor. Oysa asıl ihya ihaleler, inşaatlar, rezerv alan ilanları, teşvikler, vergi indirimleriyle, depremi gerekçe eden siyasi baskılarla geldi.

Teslim edilen konut sayısı ihtiyacın 3'te biri.

Deprem bölgesinde 'rezerv alan' kılıfıyla halkın evleri, arsaları gasbedildi.

Deprem işçiye yoksulluk, sermayeye 'fırsat' oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Sezgin Tanrıkulu: "Depremin maliyetini en aza indirmek için her ay vergi veriyoruz. Nereye harcandığını bilmiyoruz"

Evrensel'i Takip Et