25 Mayıs 2020 00:32

Snop Metal işçisi: Olan sağlığımızı da elimizden alın diye çalışmıyoruz

"Mola haricinde tuvalete gidemiyoruz ya, böbreğimden sıkıntılıyım su içmem gerekiyor, tuvalete gitmem gerekecek diye su içemiyorum ben."

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Snop Metal işçisi
Kocaeli

Öncelikle herkese iyi bayramlar dileyerek başlamak istiyorum.

Ben bu fabrika üzerine geçen hafta yapılan açıklamalara ek olarak bir şeyler söylemek istiyorum. Yazılanların çoğu haklı olarak yazılmış yazılar. Ama yazılardan sonraki ortama bir baktım da bundan rahatsızlık duyanlar çok olmuş. Yönetim de üyesi olduğumuz Türk Metal de rahatsız. Haksız abartı olduğunu savunan tüm arkadaşlarım ya sendikaya ya yönetime yakın insanlar. Oysa ben üretim hattında olanlara söz hakkının düşmesini isterim. Mesela kurumsal firmalar memnuniyet anketleri düzenler. Kim ne kadar memnun, işçinin beklentileri nelerdir, isim imza olmadan yapılan anketler olmalıdır. Yemekhanedeki öneri şikayet kutusu çözüm değildir. Soruyorum size her yerde kameralar karşınızda, nasıl bir serzenişte bulunabilirsiniz? Sıkıntıları çözülen insanlar ya sendikaya, ya yönetime yakın insanlar, var mı bunu inkar edecek?

Arkadaşlar ben adil bir düzenden bahsediyorum. Tüm departmanlar içinde geçerli ve örneklerle teker teker açıklayacağım. Mesela lojistik... Genelleme olmasın, bahsi geçenler kendini biliyor. Ofiste gece vardiyasının çoğunu, özellikle sendikaya yakınlığını arkasına alıp uyuyarak geçiren bir adamla, hatta çalışan, mola dakikası saniyesi sorgulanan adam bir olur mu? Kaliteciler mesela... Yine genelleme yapmıyorum, mavi yaka olup içeride oturup müziği bangır bangır bağırtan, telefon oyunları için özel dizayn konsollarla sabaha kadar oyun oynayan, o şartlarda ayda 5-6 bin kazanıp, yönetime yakınlığından, onlardan aldığı yetkiyi kullanan, hatlar arasından geçerken de insanların her hareketine bahane bulup savunma almaya çalışan, ilk departman molasıyla dışarı çıkıp, son departmanların mola bitiminde içeri giren adamların sırf  konumu gereği, mola dakikası sorgulananlara haksızlık etmesi kabul edilir mi?

TUVALETE GİTMEYEYİM DİYE SU İÇMİYORUM

Vardiya amirlerinin (pres amirleri hariç) elemanları ve hatları eksperlere teslim edip, insanların gözleri önünde gece vardiyasını ofislerinde uyuyarak geçirmesi, sonra yuvalarından çıkıp elemanlara “Dikkat edin kameralar izliyor, bey evinden de izliyor” deyip insanların panikle çalışmasına sebep olmaları kabul edilir mi? Abartı öyle mi? Kardeşim elini vicdanına koy da söyle. Sendika sloganı tabiri ile bizim derdimiz bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek. Ama kul hakkı yemeden, hakkımızı yedirmeden yemek.

Yıllardır birlikte çalışıyoruz, lojistikten bu fabrikanın ilk kurulduğu zamanlardan çok kıdemli bir adam işten atıldı, emeği çoktu, mahkemeyi kazandı kendini ispatladı. Yine bir kadın çalışan geçen yıl işinden oldu. İşinden ayrılmadan önce kadınlar tuvaletinin önünde koskoca müdürün, kadının tuvaletten çıkmasını beklediğini gördük. Yanlış anlama olmasın, kaç dakikada çıkacak, işine ne zaman dönecek diye bekliyordu. Yani, sen her şeyden önce erkeksin, nasıl bir yönetimdir bu. İzlenmesi gereken o kadar şey varken, rahat olanların ne yaptığı izlenilmezken, işçinin tuvaletleriyle ne derdiniz var? Sonra da çok geçmedi kadın atıldı işinden. Mola haricinde tuvalete gidemiyoruz ya, böbreğimden sıkıntılıyım su içmem gerekiyor, tuvalete gitmem gerekecek diye su içemiyorum ben. Bu mu abartı sayın yöneticiler?

Bir örnek daha, kısa zaman önce yine bir kadın çalışan, bizim duyum aldığımız kadarıyla psikolojik baskı sebebiyle sinir krizi geçirdi. Ve işin garip tarafı hastaneye kaldırılmasına izin verilmedi. Sonra düşündük arkadaşlarla, acaba dedik, hastaneye bile gönderilmeyecek kadar ne derece büyük bir şey yaptı, madem çok büyük bir olay var, niye çalışmasına müsaade ediliyor? O da sendikanın adamı mı derken, yöneticisinin haksızlık ettiğini, geri adım attığını öğrendik. Bu nasıl bir amatör yönetim şeklidir.

İşte gelmek istediğim nokta bu. Can bu. Bu noktada her şey kopar. İştir, ekmektir ama niye çalışıyoruz? Huzurla emeğimizin karşılığını alıp, ne kadar ömrümüz varsa ileriki yıllarımızda sağlıkla yaşayabilmek için. Olan sağlığımızı da elimizden alın diye değil. Psikolojik, bedensel tüm şiddete karşıyız, adil bir düzen dediğimiz bu.

GÖZETLENMEK İSTEMİYORUZ

Arkadaşlarım, özellikle kadın arkadaşlar lütfen kulak verin bana. Bakın bu durumlarda elinizde o kadar çok kanuni hakkınız var ki, işte birlikten kastım tam da bu. Adaletli yaşanılmıyorsa o adaleti bizler yaratacağız. Kadın kadar güçlü varlık yok şu hayatta. Hele ki yalnız başına, gece gündüz ayakları üstünde durmaya çalışırken, kendinize bunu reva görmeyin.

Üretim müdürü, müdürümüz... Herkesi hatta tüm yöneticileri titreten müdürümüz. Size sesleniyorum. İşimizin hakkını veriyoruz biz, kameraları üstümüze tutmayın artık, gözetlenmek istemiyoruz. Yazılarımıza geçmişte tüm yaşanmışlıklar eklenecek, bitmedi. Şu yazdıklarıma bir baktım da içinde maddi olan bir beklentimiz yok bizim ya! Azla yetinmek en iyi öğrettiğiniz şeydir işçiye. Bunları paylaşıyoruz diye vatan haini de değiliz. Ve bir şey daha, inanın sandığınız kadar az da değiliz.

ÖNCEKİ HABER

Gençler, İsveç’in korumayan "korona stratejisini" protesto etti

SONRAKİ HABER

3 yaşındaki Dilgeş de annesiyle cezaevine konuldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...