Rusya’da koronavirüs salgını: Hem vakalar hem baskı artıyor
Rusya hükümeti Kovid-19’u kontrol altına alma bahanesi ile halk üzerindeki gözetimi artırma fırsatını da kaçırmadı. İnsanların attığı hemen her adımı izlemek için yeni düzenlemeler devreye sokuldu.
Fotoğraf: Sefa Karacan/AA
Rusya Uluslararası Emek Çalışma Grubu
2020’nin başında dünyayı vuran koronavirüs pandemisi, şu ana dek devam eden ‘Kendi kendine izolasyon’ rejiminin ilan edildiği mart sonuna kadar Rusya hükümeti tarafından ciddiyetle ele alınmadı*
11 Mayıs’taki ulusa sesleniş konuşmasında Vladimir Putin bölgelere bağlı olarak bazı işletmelerin tekrar açılacağını ilan etti ve konuşması birçok soru işaretini de beraberinde getirdi, çünkü herhangi bir kesinlik içermiyordu. 12 Mayıs’tan itibaren “ekonominin bütün sektörlerinin” yeniden açılacağını belirtti.
20 Mayıs itibarıyla Rusya’da 309 bin civarında Kovid-19 vakası var ve bunların yarısı sadece Moskova’da. Önceleri yüzde 1’in çok altında olan ölüm oranı da artıyor ve dünya ortalamasına yaklaşmaya başladı.**
ÖNLEMLER EMEKÇİLERİ KORUMUYOR
Rusya hükümeti tam maaş ödemesi, vergi erteleme ve indirimi sözleri veren birçok karar açıkladı. Ancak gerçek durum bundan oldukça farklı. Açıklanan önlemler işçileri korumaktan uzak. Diğer büyük kapitalist hükümetlerin birkaç yüz milyar dolarlık “kriz karşıtı” önlem paketleri açıklamasına rağmen Rusya bu tür ekonomik önlemlerin boyutu konusunda mütevazı kaldı. 300 milyar dolardan büyük federal rezervler olduğu halde Rusya hükümeti son on yılların en büyük ekonomik krizlerinden birini göğüslemek için yalnızca birkaç milyar dolar harcamaya karar verdi. Üstelik, bu pakette işçilere ve emeklilere ayrılan pay onların bir aylık geçimlerini bile sağlayamayacak kadar küçük.
Devlet başkanı her iki haftada bir halkı ekonomik vaziyetin etkilerine karşı “korumak” için yeni bazı önlemler ilan ediyor. Ancak bu önlemler tek seçeneği emeğini satmak olan insanlar için herhangi işe yarar bir koruma içermiyor.
İŞSİZLİK ORANI İKİYE KATLANDI
Yasalara göre yasak olduğu halde, kendi işini korumak için mümkün olduğunca çok insanı işten çıkarma işverenlerin ilk beklenen adımı olduğundan, işten çıkarmalar yaygın olarak gerçekleşiyor. Mart 2020 istatistiklerine göre işsizlik oranı, önemli bir kısmı kayıt dışı işçiler olmak üzere, virüs sebebiyle ikiye katlandı. Hükümet 1 Mart 2020’den sonra işten çıkarılmış ve bu yıl içinde en az 60 takvim günü çalışmış olanlar için 12 bin ruble (Moskova için 19 bin 500 ruble), yani 150-200 dolar arası bir işsizlik maaşı vereceğini taahhüt etti. Moskova’da sadece ortalama barınma giderleri 8-9 bin ruble civarında ve birçok kişi bunun yanında barınmak için kira ödemek zorunda. Aynı zamanda, bu yardım yalnızca Rusya vatandaşlarını kapsıyor (Moskova için yalnızca Moskova’da ikamet kaydı olanları). İşsiz insanlara yönelik başkaca bir telafi bulunmuyor.
Bu demek oluyor ki, hangi yollarla olursa olsun kendi başlarının çaresine bakmaları gerekiyor. Bir yanda hükümet federal para rezervlerini ‘kara günler’ için saklarken, onlar basitçe sefalete terk ediliyorlar.
HALK ÜZERİNDEKİ GÖZETİM ARTIYOR
Rusya hükümeti Kovid-19’u kontrol altına alma bahanesi ile halk üzerindeki gözetimi artırma fırsatını da kaçırmadı. İnsanların attığı hemen her adımı izlemek için yeni düzenlemeler devreye sokuldu. Bunun yanında söylemeye değer ki, hükümetin bütün politikasının etkisini olabildiğince tartışmalı hale sokacak şekilde vaka sayıları bu düzenlemelerin devreye sokulmasından bir ay sonra bile büyük hızla artmaya devam ediyor. Bu düzenlemelerin, ya da en azından bir kısmının pandemi sona erdikten sonra da kalıcı hale gelebileceğine dair yaygın bir endişe de mevcut.
Bu, tabii ki, iktidara kitleleri atomize ederek ve onların her adımını takip edip engelleyerek kitle hareketlerini kontrol altına almada büyük bir araç sağlamış oluyor. Bu sebeple, ‘kendi kendine izolasyon’ rejiminin sona ermesinden sonra bu kısıtlayıcı düzenlemelerin tamamının kaldırılması siyasi özgürlükler kapsamında anahtar taleplerden birisi olmalıdır.
EKONOMİK KRİZ YAKLAŞIYOR
Yaklaşmakta olan bir ekonomik krizle karşı karşıyayız. Karantinanın aksine ‘kendi kendine izolasyon’ rejimi devletin ülkede bir olağanüstü hal ilan etmesine ve böylece halkın yaşam giderlerini karşılamada sorumlu taraf olmasına gerek olmaması anlamına geliyor. Çok az ya da hiç hükümet yardımı halkın birikimsiz ve işsiz bırakılması demek. İşletmeler için bir miktar kira yardımı yapılıyor ama evinin kirasını ödemek zorunda olan sıradan insanlar var. Ayrıca bu önlemler Rusya’daki üretimin belkemiğini oluşturan göçmen işçilere kaynak sağlamıyor. Orta Asya’dan gelen on binlerce işçi ücretleri ödenmeksizin ya da devlet koruması olmaksızın bir kenara bırakıldılar. Devam eden üretimle ve halkın malları satın alma olanaksızlığıyla birlikte ülke, diğer devlet ‘pazar’ ekonomisi ülkelerinin yanında bir ekonomik krize doğru sürüklenmekte. Rusya ekonomisinin büyük kısmı petrol çıkarılması ve ihracı etrafında dönüyor. Petrol fiyatlarının keskin düşüşü ve rublenin devalüasyonu malların aşırı üretiminden ve kâr oranlarının düşmesinden kaynaklanıyor.
Kapitalizmin resesyona ve depresyona doğru biriken, tekrarlı kriz döngüleri ile birlikte kaotik bir doğası vardır. Kovid-19, burjuva ekonomistlerinin düşünmemizi istediği şekilde ekonomik krizin nedeni değil, diğer etmenlerin yanında sınırların kapatılması nedeniyle malların değiş-tokuşunu etkileyen şiddetlendirici etmenlerden birisidir.
Sosyalizmde bu tür epidemiyolojik meseleler ciddiyetle ele alınır ve kısa zamanda çözülürdü. Kapitalist devletler bir pandeminin gelmekte olduğunu biliyorlardı, ancak piyasa operasyonlarını durdurmamak için pandemiyle mücadelede önleyici tedbir almamaya karar verdiler. Bu, yüz binlerce insanın ölümüne ve milyonların hayatının tehlikeye atılmasına yol açtı.
SOSYALİZMDE SAĞLIK
Diğer taraftan sosyalist SSCB’de tedavi ve önleyici tedbirler ile halk sağlığı önceliği oluşturuyordu. Çarlık Rusya’sında bulaşıcı hastalıklar sebebiyle ölüm oranları her 1000 kişide 291 iken sosyalizmde bazı hastalıklar tamamen ortadan kaldırılmıştır. Önleyici tedbirlerin doğru örgütlenmesi ve uygulanması 1930’ların vebası dahil olmak üzere birçok ciddi hastalığın seyrini tersine çevirmiştir. Sosyalizmin zaferinden sonra bütün bir sağlık sistemi yeniden oluşturulmuş ve sağlıkla ilgili kaynaklar seferber edilip daha etkin kullanılması için merkezileştirilirken sağlık meseleleri yerel halk konseyleri tarafından yönetilmiştir. Bu sebeple kâr hırsını halkın çıkarlarının önüne koymayan bir sosyalist ekonomik sistem lehine bilimsel ve tarihsel çıkarımlarda bulunabilmekteyiz.
Ne yazık ki bugün Rusya’da sendikal hareketin zayıflığı örgütsüz emeğin herhangi bir korumaya sahip olamaması anlamına geliyor. Rusya hükümetine karşı küçük ve örgütsüz halk muhalefeti, işçiler için şu anda gelecek vadetmiyor.
Açıkça belirtmeliyiz ki ekonomik yaşamlarımız için sürekli bir korku içinde kalmayacağız. Kaderimizi kendi ellerimize alacağız ve yurttaşların ve göçmenlerin politik ve ekonomik hakları için mücadele edeceğiz.
* Rusya Uluslararası Emek Çalışma Grubunun açıklamasından kısaltılarak çevrilmiştir
** 24 Mayıs itibariyle vaka sayısı 344 bin, ölüm sayısı 3 bin 541’dir.
(Çeviren: Sinan Özbey)