26 Mayıs 2020 23:00

Kazanım birlikten gelir

"Bugünler belki de İTÜ’de öğrencilerin üniversite yönetiminde söz hakkı sahibi olmasını sağlayacak yeni mekanizmaları inşa etmelerinin bir ön adımı olacaktır."

Kazanım birlikten gelir

Fotoğraf: Pixabay

Elif TURGUT

İTÜ

Geçtiğimiz iki ay içerisinde üniversite öğrencileri yaşamlarında hızlı, belki uzun süre düşünseler akıllarına gelmeyecek değişimler yaşadılar. Bir gece uykularından uyandırılıp yurtlarını boşaltmaları gerekenler, 3 haftalık eğitime ara sebebiyle memleketine dönüp geri dönemeyenler, hayatında ilk defa kredi başvurusu yapanlar, aile evinde online eğitime katılabilmek için 3 kardeşle bir bilgisayarı paylaşmak zorunda kalanlar, aile evine wifi bağlatmaya çalışıp internet sorununu çözmeye çalışanlar, çok severek tuttuğu öğrenci evini alelacele devredip memleketine dönmek zorunda kalanlar, kitaplarını yurdunda bıraktığı için internette pdf avına çıkanlar ve daha neler neler… Pandemi süreci üniversite eğitimini dijitalden sürdürmeye mecbur bırakırken üniversite öğrencilerinin yaşadıkları sıkıntıları daha da artırdı. Koronavirüs hastalığına yönelik önlemleri bireysel sorumluluklara sıkıştıran ülke yönetiminden farksız üniversite yönetimleri de öğrencilerin online derslere katılabilmesi ve olası aksaklıklarda eğitim yaşamının etkilenmemesi için alınması gereken önlemleri öğrencilerin sırtına yükledi. Elimizi sallasak bir üniversiteye çarpan ülkemizde en köklüsünden en apartman üniversitesi olarak adlandırılana kadar çoğunda üniversite öğrencilerinin derslere katılımını garanti altına alacak önlemler alınmadı, internet- bilgisayar yardımları sağlanmadı ve üniversitelerin sistemleri yoğunluktan çöktü. İmkanı olmayan öğrencilere dersi bırakma önerileri yapıldı, üniversiteler online eğitim sürecinde öğrencilerin söz hakkını tanımadı.

BİRLİKTELİKLER SINIR TANIMIYOR

Ancak konu gelecekse gerisi teferruat. Yaz okulu yapılmayacağı için dönemi uzayacak olan, zorunlu stajlara dair belirsizlik olduğu için mezuniyetinden endişe duyan, derslere çeşitli imkansızlıklar sebebiyle katılamayan ya da dikkatini toparlayamayıp kalmaktan çekinen öğrenciler Türkiye’nin dört bir yanından kendi üniversitelerinin yönetimlerine seslerini duyurmak için aramıza mesafe koyan dijital sınırları kendi lehlerine kullanmak için harekete geçti. Yaz okulu talebi için, seçmeli kaldı/geçti sistemi için, harçların geri ödenmesi için, kafasındaki belirsizlere yanıt almak için hashtag çalışmaları başlattı, toplu dilekçeler topladı, online buluşmalar gerçekleştirdi… Tweeter’da her gün istisnasız, bazen Türkiye bazen dünya gündemine giren üniversiteliler; şeffaflık, kararlar alınırken fikirlerinin alınmasını ve taleplerinin görünmesini istedi. İTÜ de bu üniversitelerden biri.

Online eğitim başladığından beri belirsizliğini koruyan birçok soru İTÜ’lüler için hala tam olarak yanıtlanmış değil. Akademik takvim açıklanmadan yaz okulunun olmayacağına dair çıkan söylentilere karşın bir sonraki dönemlerdeki şartlı derslerini etkilememesi, dönemlerinin uzamaması için öğrenciler yaz okulu talebi için online platformlarda buluştular, okula toplu dilekçe gönderdiler, bununla da kalmadılar hashtag çalışmaları gerçekleştirdiler. Bu sırada da Taşkışla’da artık yanyana gelme refleksini kazanmış kulüpler online eğitimde yaşanan sorunları değerlendirdi, bir anket çalışması başlattı ve haberi geçtiğimiz günlerde Evrensel gazetesinde yayımlanan 3 bin kişilik anketin sonuçları öğrencilerin bu süreçte ne kadar zorlandıklarını ve üniversite yönetimleri tarafından ne kadar yalnız bırakıldıklarını gösteriyordu. Bu sonuçlar eşliğinde İTÜ’lü birlik olması çağrısıyla Twitter’da hashtag çalışması yapan öğrenciler birlik olduklarında üniversite yönetimi tarafından görüldüğünü fark etti. Ancak talebini dile getirmesinin bir sonucu olarak birçok öğrenci Zaytung haberi olarak tarif edilebilecek bir şeyle karşılaştı: üniversitelerinin rektörü Twitter’dan sesini duyurmaya çalışan, süreçte mağdur olmak istemeyen öğrencileri gördü, fark etti ve “engelledi.” Ancak öğrenciler taleplerinde ısrarcı olduğu sürece görmezden gelinemezlerdi.  Öğrencilerin yaşadığı online eğitim sorunlarının çözülmesi için Kulüpler Birliği bile öğrencilerden taleplerinin yerine gelmesi için “destek” istedi, oysa yardımcı değil asıl özne öğrenciler olmadan bir kazanım elde edilemeyeceği açık.

DAHA FAZLASI İÇİN…

Geçtiğimiz günlerde İTÜ Rektörü Twitter hesabından yaz okulu kararının senatodan çıktığını açıkladı. Kazanım ancak daha fazlasını istemek için motivasyona dönüştükçe kazanımdır. Pandemi sürecinin yarattığı psikolojik ve fiziksel zorluklar öğrencilerin derse katılımının, sınava girmesinin önüne geçerken bir de bu süreçte yaşayacakları aksaklıklar sebebiyle not ortalamalarının düşebileceği kaygısını taşıyorlar ve öğrenciye seçme hakkı tanınan geçme-kaldı sisteminin getirilmesini istediklerini farklı araçlar yoluyla dile getiriyorlar. Rektörün yaptığı seçmeli geçti-kaldı sisteminin getirilmeyeceği yönündeki açıklamanın öğrencilerin ısrarı karşısında ne kadar dayanacağını bilemeyiz. Lisans öğrencileri bu taleplerini dillendirirken Hazırlık sınıfı öğrencileri lisansa geçmek için yapılacak yeterlilik sınavının Temmuz ayı sonunda okulda yüz yüze yapılacağını öğrendi. Online eğitim süreci başladığından beri sınavın ne olacağı hocalardan duydukları söylentilerden ibaret olan öğrenciler virüs koşullarında yüz yüze bir sınava girmek istemedikleri için hızla bir araya gelebilecekleri bir ağ oluşturup çevrelerini de kattılar ve üniversite yönetimine toplu dilekçe göndermeye başladılar. İmkan eşitsizliği, sürecin psikolojik etkisi, konaklama ve ulaşım masraflarının yükünden bahseden öğrenciler dilekçelerinde şartlı geçiş ya da lisans döneminde ek zorunlu İngilizce dersi konmasını talep ettiler.

Üniversite yönetiminde öğrencinin söz hakkı bulunmadığı ve bu tarz mekanizmaların içinin boşaltıldığı ya da öğrencilerin elinden alındığı bir geçmişle geldiğimiz bugünler belki de İTÜ’de öğrencilerin üniversite yönetiminde söz hakkı sahibi olmasını sağlayacak yeni mekanizmaları inşa etmelerinin bir ön adımı olacaktır. Süreç İTÜ’de öğrencilerin ısrarla taleplerini buldukları imkanlar ve araçlar dahilinde farklı şekillerde yan yana gelerek duyurmaya çalışmasıyla devam ederken İTÜ’lülerin birlik olduğu ölçüde taleplerine ulaşmasının yolunun ne kadar açıldığını göreceğiz.

Evrensel'i Takip Et