SSCB’de spor ve işçi sporu
SSBC’de sporun anlamı dar kalıplara sıkışmış ve toplumda arz talebe dayalı bir ticari ilişkiye indirgenmiş bir anlayışın çok daha ötesindedir.
By USSR Post - Scanned 600 dpi by User Matsievsky from personal collection, Public Domain, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=41273240
Bu yazımızda SSCB’deki spor faaliyetlerini, sporun amacını ve işçi sporuyla burjuva sporu arasındaki farklara değinmeye çalışacağız. Elbette Ekim Devrimi’nden sonra eğitim, sağlık vs gibi pek çok alanda eski bozuşmuş sistemi yıkıp yerine halkçı ve halkın yönetiminde söz sahibi olduğu sistemler kuran Rusya İşçi Sınıfı spor alanında da pek çok devrim niteliğinde işler gerçekleştirdi. Spor; devrim öncesi Rusya’da olduğu gibi küçük bir azınlığın gerçekleştirebildiği bir aktivite olmaktan çıkarıp, hem ordu ve fabrikalarda çalışan işçileri diri tutacak hem de halk sağlığı açısından herkesin gerçekleştirebileceği bir aktivite haline getirildi. Sadece Ekim Devrimi öncesi Rusyası değil aslında günümüzü de düşünecek olursak bugün haftada 6 gün günde 12 saat çalışan bir işçinin bir yandan fiziksel ve zihinsel sağlığını diri tutmak amacıyla bir spor faaliyeti yürütmesi imkansızdır. Kaldı ki sadece çalışma süresi ve yoğunluğuyla alakalı değil bugün milyonlarca emekçinin ücretsiz ve nitelikli bir şekilde faydalanabileceği spor tesisleri de bulunmamaktadır.
REKABET VE HIRSTAN SIYRILMIŞ SPOR
SSCB’de bu sorunu çözmek amacıyla hızla ülkenin her yerinde işçi kulüpleri kurulmaya başlandı. Bu işçi kulüpleri işçilerin boş zamanlarını değerlendirmeleri için oluşturulan kurumlardı. Burada işçiler sinema, dans, spor vs. gibi aktivitelere katılıyor hem eğleniyor hem de bir şekilde üretici bir faaliyette bulunuyordu. Genelde en çok tercih edilen aktivite sinemaydı ancak bu kulüplerde işçilerin kullanabileceği spor tesisleri, fiziksel gelişimlerini yönlendirebilecek eğitmenler de bulunuyordu. Ayrıca zorunlu eğitim aşamasında çocukların fiziksel gelişimini sağlamak amacıyla jimnastik, atletizm gibi sporlar eğitimin ana parçasını oluşturuyordu. SSCB’de sporun temel amacı yukarıda değindiğimiz gibi hem ordu ve fabrika işçilerinin diri tutulması hem de halk sağlığı açısından herkesin ulaşabileceği bir aktivite haline getirilmesiydi. Spor, rekabet ve hırstan sıyrılmış, eğlence ve fiziksel gelişimin, dostça ve kollektif bir şekilde üretim sürecinin devam etmesinin bir aracı haline gelmiştir. SBKP 18. Kongresi’nden sonra revizyonizmin parti içerisinde iktidara gelmesi, kapitalist restorasyonun başlaması ve soğuk savaş yılları bu anlayışı zamanla ortadan kaldırmış olsa da sporun geniş kitlelere yayılmış olması SSCB’nin uzun yıllar boyunca bütün spor branşlarında hep üst düzey başarılar elde etmesini sağlamıştır.
İŞÇİ SPORLARI VS İŞÇİ OLİMPİYATLARI
İşçi sporları dediğimiz şey aslında ilk kez SSCB’de başlayan bir şey değildir. İlk işçi jimnastik kulübü 1891’de Viyana’da kurulmuştur. Özellikle futbolun dünya ölçeğinde yaygınlaşmasıyla Amerika ve Avrupa’da pek çok işçi kulübü kurulmuştur. İşçi sınıfının çalışma sürelerini 8 saate indirdiği 1.Dünya Savaşı ve Ekim Devrimi sonrası Avrupa’da bu eski kuşak işçilerin hayalini dahi kuramadığı bir “boş zaman” kavramının ortaya çıkmasına sebep oldu. Burjuvazi bu boş zamanın kendi aleyhine dönmemesini sağlamak için spor gibi pek çok toplumsal uğraşı biçimlendirmeye başladı. İşçiler, gençler spora büyük ilgi duyuyordu ancak burjuvazinin kontrolünde spor bireyciliğin, rekabetçiliğin, cinsiyetçiliğin ve milliyetçiliğin yeniden üretildiği ticari bir endüstri haline getiriliyordu. Çok geçmeden işçi sınıfı ve örgütleri bu duruma el koydu ve kurulan işçi kulüpleri burjuva sporundan farklı bir işçi sporu kavramını ortaya attı. Burada işçi sporuyla burjuva sporu arasındaki fark, yapılan sporlar değil sporların yapılma amacı ve biçimiydi. Avusturya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Julian Deutsch bu iki akımı kıyaslarken şöyle diyor; “İşçi sporları, varsıl sınıfların sporlarıyla temelden ayrışır. İkincisi bireyciyken ilki kolektivisttir. Burjuva spor, bireysel performansı ve rekorları öne çıkarırken işçi sporları kitlesel başarıyı ve dayanışmayı önemser. Burjuva spor ve işçi sporu sadece siyaseten zıt değildir aynı zamanda derin olgusal farklılıklara da sahiptir… İşçi sporları yeni proletarya kültürünün gelişimiyle yakından ilişkilidir. İşçilerin, barları terk edip güzel tabiat yürüyüşleri yapar hale gelmesini sağlamıştır, vücutlarının tüm bölgelerini geliştirmelerini ve sakatlıklardan nasıl korunacaklarını öğretmiştir, onlara cesaret ve kendine güven aşılamış, kendi güçlerine olan inançlarını sağlamlaştırmış böylece entelektüel gelişimleri için gerekli koşulları oluşturmuştur.”
“FAŞİZM KIZIL VİYANA’DA ASLA GOL ATAMAYACAK”
İlk işçi olimpiyatı 1925 yılında 2 milyona yakın üyesi bulunan Sosyalist İşçilerin Spor Enternasyonali tarafından Frankfurt’ta gerçekleştirildi. Proletaryanın bu organizasyonunda milliyetçiliğe yer yoktu ve ulusal bayraklar sallandırılmadı, ulusal marşlar okunmadı. 1931 Viyana olimpiyatları ise işçi sporlarının zirvesi olarak kabul edilir. 2500 sporcu bu olimpiyata katılmıştı. Sosyalist Viyana Konseyi’nin inşa ettiği stadyumda 65 bin emekçi bu oyunları izledi. İşçi sporları ve olimpiyatları burjuva sporunda olduğu gibi ikiyüzlü bir “Spora siyaset karışmasın” ilkesine sahip değildi. Hatta 1931 Viyana olimpiyatlarında işçilerin taşıdığı “Faşizm Kızıl Viyana’da Asla Gol Atamayacak” pankartı işçi sporlarının ve olimpiyatlarının politik tutumlarını net bir şekilde gösterir. SSCB’de sosyalizmin yenilgisi, işçi sınıfı örgütlerinin dünya ölçeğinde büyük darbeler aldığı neoliberal yeni dünya düzeni dönemi itibariyle maalesef işçi sporlarının artık kitlesel bir temsiliyeti kalmamıştır ancak sosyalizm bütün alanlarda olduğu gibi spor alanında insanlığa çok şey katmış ve rekabetçi, bireyci bir spor yerine; kolektivist, kitlesel başarı ve dayanışmanın öne çıktığı bir sporun mümkün olduğunu bizlere göstermiştir.
Kaynakça ve Okuma Önerileri
https://www.evrensel.net/yazi/81096/isci-sporlari-hareketi-1-burjuva-ve-isci-sporu-ayrimi
https://www.evrensel.net/yazi/81147/isci-sporlari-hareketi-2-isci-olimpiyatlari
https://www.evrensel.net/yazi/81195/isci-sporlari-hareketi-3-avusturyada-spor-ve-antifasist-hareket
https://ozgurlukdunyasi.org/arsiv/248-sayi-233/602-olimpiyatlar-kimin-oyunlari
Forging a Militant Working-Class Culture, Gabriel Kuhn