27 Mayıs 2020 13:25

HDP Milletvekili Hatimoğulları, polis şiddetinin araştırılması için önerge verdi

HDP Milletvekili Tülay Hatimoğulları ve CHP Milletvekili Turan Aydoğan, son günlerde ayyuka çıkan polis şiddeti vakalarını Meclis gündemine taşıdı.

Ali Osman Önder'in paylaştığı videodan ekran alıntısı.

Paylaş

HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, salgın günlerinde artan polis şiddeti ile ilgili İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi ve Meclise araştırma önergesi sundu.

Çorlu’da evinin önünde oturan Dursun Gültaş isimli yurttaşın ve ailesinin polis memurları tarafından hakaret ve darba maruz bırakıldığını hatırlatan Hatimoğulları, Nusaybin’de çocukların polislerce silahla kovalandığını, Adana’da Suriyeli 18 yaşındaki Ali El Hemdan’ın polis kurşunu ile öldürülmesinin ardından İstanbul Kadıköy’de polis şiddetine uğrayan motorlu bir kuryenin “Bana vurman doğru mu?​” sorusuna polisin "Doğru, ben karar veriyorum, kanun da benim” cevabını verebildiğini, benzer şekilde İstanbul Sultanbeyli, Zeytinburnu, Eyüp, Edirne Keşan, Şırnak Cizre ve Batman’da benzer olaylar yaşandığını belirtti.

İktidarın suç işleyen polislere sahip çıkan açıklamaları, cezasızlık pratiği sonucu polis şiddetinin sistematik olarak devam ettiğini ifade eden Hatimoğulları, açıklamalar yapan resmi kurumların; ilk elden polis memurunun eylemine meşruluk sağlamaya çalışan yaklaşımda bulunmakta olduklarını, görüntüleri olmayan şiddet vakalarında ise inkar yoluna gidildiğini belirtti.

“POLİSİN, BEKÇİNİN UYGULADIĞI ŞİDDETLE İLGİLİ SORUŞTURMALAR AÇILDI MI?​”

Hatimoğulları, vermiş olduğu soru önergesinde şu soruların yanıtlanmasını istedi;

• Yaşanan ve kamuoyuna yansıyan polislerin, bekçilerin yurttaşlara karşı uyguladıkları şiddetle ilgili hangi yasal işlemler başlatılmıştır? Soruşturmaların süreçleri nedir, hangi aşamadadır?
• Çorlu’daki polis şiddetinin ardından Valiliğin yaptığı açıklamada görevlilere işten el çektirildiği ve soruşturmanın başlatıldığı ifade edilmiştir. İşten el çektirilen kaç polistir ve hangileri hakkında işlem başlatılmıştır?
• Çorlu’da yaşanan olayın ardından, henüz soruşturma sonuçlanmamışken yapılan resmi açıklamaların evinde şiddete uğrayan aile aleyhinde olması peşin hükümlü ve polisleri aklayıcı olunduğunu göstermez mi?
• İçişleri Bakanlığı Sözcüsü tarafından yapılan açıklama, yurttaşlara pervasızca şiddet uygulayan polislerin lehinde ve onları savunma içeriğindeyken; teşkilat içinde buna benzer tutumların çoğalacağını düşünmüyor musunuz?
• İçişleri Bakanlığı sözcüsü tarafından olayı araştırmamakla suçlanan yurttaşlar ve basın yerine; görüntüler apaçık ortadayken, olayların objektif bir şekilde soruşturulacak olması temini neden kamuoyuna verilmemektedir?
• Bayram günü yurttaşların kendilerini güvende hissetmeleri gereken yer olan evlerinin önünde bulunmak suç mudur?
• Görüntülerde sabit tüm bu polis şiddeti vakalarında 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanuna aykırı olarak şiddet uygulandığı açıktır. Bahsi geçen olaylarda yer alan tüm Emniyet personellerine Kanuna aykırılık nedeni ile işlem başlatılacak mıdır?
• Tekrarlı bir şekilde sürekli yaşanan polis şiddetinin önüne geçmek üzere çalışmalarınız olacak mıdır?
• Polisin kendini “kanun” yerine koyması, kanun uygulayıcısı değil de kanun koyucu olarak görmesi nasıl açıklanabilir?
• Son beş yılda kolluk kuvvetlerinin neden olduğu hak ihlalleri sayısı kaçtır?  Yıllar bazında darp, işkence, kötü muamele nedenleriyle hakkında şikâyet bulunan kaç kolluk kuvveti mensubu bulunmaktadır?

CHP MİLLETVEKİLİ AYDOĞAN DA POLİS ŞİDDETİNİ MECLİSE TAŞIDI

CHP İstanbul Milletvekili Av. Turan Aydoğan da kolluk kuvveti şiddeti vakalarını Meclis gündemine taşıdı. Artan polis ve bekçi şiddeti vakalarının araştırılıp sorunun önüne geçilmesi gerektiğini vurgulayan Aydoğan, “Güvenlik güçleri halkın güvenliğini sağlamak için varken bunun aksine hareket edip kendi varlığını sorgulatır hale getiriliyor” dedi.

Konunun İçişleri Bakanlığı tarafından ciddiyetle takip edilmesi gerektiğini, köklü bir kurum olan emniyetin de itibarının zedelendiğini ve vatandaşın tedirgin olduğunu ifade eden Aydoğan, “Şayet devlet bu vakaların üstünü örterse kendi itibarını ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün itibarını zedelemekten başka bir şey yapmaz. Kolluk kuvvetine olan güvenin ve inancın sarsıldığı bir ülkede vatandaş kendini nasıl güvende hissedecek? Memlekette kurumlara olan güvenin tartışılıyor olması düşündürücüdür. Kaldı ki en çok güven vermesi gereken ve hatta varlık sebebi vatandaşın güvenliği olan kolluk güçlerinin vatandaşa şiddet uygulaması düşündürücüdür. Bu iddialar acil biçimde değerlendirilmeli ve gereken yapılmalı” şeklinde konuştu.

"KUTUPLAŞTIRICI DİLİN SONUÇLARI"

Ülkede siyasilerin kutuplaştırıcı dilinin tüm kurumlara sirayet ettiğinin ve bu söylemin toplumda derin yaralar açtığının altını çizen Aydoğan, “Ülkeyi yönetenler her gün çıkıp ekranlarda saldırgan bir dil kullanırsa, attıkları her adımda hukuku, kuralları çiğnerlerse yönettikleri kurumlarda çalışanlar da aynısını yapar. Merkezi yönetim şapkasını önüne koyup bir düşünmeli. Hiçbir toplum şiddete dayalı muameleye layık görülemez. Bu kabul edilemez! Kurallar toplumda huzur, barışı sağlamak ve özgürlükleri sağlamak adına koyulur. Kurallar herkesin hakkını korumak içindir. Kimse kendi kendine kural koyup hukukun alanına girerek ceza veremez. Aleni biçimde çiğnen bu kurallar yarın çok büyük olaylara sebebiyet verebilir.

"SİYASİ ÜSLUPTAN BAĞIMSIZ DEĞİL"

İstanbul’da, Adana’da, Çorlu’da, Güneydoğu ve Doğu illerinde, birçok kentte yaşanan polis veya bekçi şiddeti vakalarını takip ettiklerini ifade eden Aydoğan, “Ülkede yaşanan olayları iktidarın, hatta tüm siyasilerin üsluplarından bağımsız okuyamayız. Toplum müthiş bir baskı altında tutuluyor. İktidar otoriter bir anlayışla gün geçtikçe daha çok zora başvuruyor. Bütün bunlar iktidarın varlığını sürdürme mücadelesinden ileri geliyor. Devletin şefkatli ve kucaklayıcı olması beklenirken gün geçtikçe bu çizgiden uzaklaştığını görüyoruz. Devlet, hukuk kuralları ile vatandaşın güvenliğini, özgürlüğünü, malını, canını korumakla göreviyken bu vakalara kayıtsız kalınması kabul edilemez. Meclis bu duruma müdahil olmalı ve konu araştırılıp sorunu çözme noktasında somut adımlar atılmalı” şeklinde konuştu. (Adana/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

İnfaz yasasından sonra Alo 183'e 2 bin 506 başvuru yapıldı

SONRAKİ HABER

Ankara Tabip Odası: Hastanelerde koruyucu ekipman sıkıntısı devam ediyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa