Artan polis ve bekçi şiddeti | "İktidar polis şiddetine çanak tutuyor"
İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu ve Baran Tursun Vakfı Başkanı Mehmet Tursun, artan polis şiddetini değerlendirdi.
Mehmet Durakoğlu, Fotoğraf: Evrensel | Mehmet Tursun Fotoğraf: MA
Artan polis şiddetine iktidarın otoriterleşme söylemlerinin “çanak” tuttuğunu belirten İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu, yurttaşların da bu otoriterleşmeden payına düşeni aldığını söyledi. Artan polis şiddetinin cezasızlık politikasından kaynaklandığını ifade eden Baran Tursun Vakfı Başkanı Mehmet Tursun da yetkililerin yaptıkları açıklamalarla şiddeti meşrulaştırmaya çalıştığını ifade etti.
Koronavirüs (Kovd-19) salgını boyunca Türkiye’nin gündemine oturan başlıca konulardan biri, polis ve bekçi şiddeti oldu. Kolluk birimlerinin sokağa taşan şiddeti, sosyal medya platformlarından paylaşılan görüntülerle kamuoyuna ulaşabildi. Bu görüntülere, salgın nedeniyle insanların evlerine kapanmak zorunda kaldığı önceki haftalarda sıkça karşılaşıldı.
POLİSİN ŞİDDET YETKİSİ YOK
Artan kolluk şiddetini MA'dan Naci Kaya, İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu ile konuştu. Durakoğlu’na göre, kolluk şiddetinin artmasının en önemli nedenlerden biri Türkiye’nin demokratikleşme ve hukuk devlet anlayışından uzaklaşması.
Geçmiş yıllarda da bu tarz şiddet olayların yaşandığını ancak sosyal medyanın yaygın kullanılmadığı için görünür kılınamadığını ifade eden Durakoğlu, o nedenle geçmiş yıllarda yaşanan şiddet olaylarının “münferit” olarak nitelendirildiğini söyledi.
Polisin yasal olarak şiddet kullanma yetkisi olmadığını vurgulayan Durakoğlu, “Polisin olağanüstü hallerde dahi orantısız güç kullanmak gibi bir yetkisi söz konusu değildir. Polisin kullanmaya yönelik tedbirler olsa olsa karşı taraftan gelecek olan kişinin alacak olan tavra bağlı olarak değerlendirir. Buna hukuki olarak orantılı güç kullanma diyoruz” dedi.
'BEN DEVLETİM’ TAVRI
Durakoğlu’na göre, şiddet olaylarının artmasının en önemli sebeplerden biri "FETÖ"nün tasfiyesinden sonra emniyet teşkilatına girenlerin deneyimsizliği ve eğitimsizliği. Kadıköy’de yaşanan olayda polisin kuryeye karşı “Ben devletim” tavrı sergilemesinin de aslında bunu anlattığını söyleyen Durakoğlu, şunları belirtti: “Üzerine üniforma giyen herkes kendisini devletin temsilcisi olarak görüyor. Bu anlamda devletin zor kullanma gücünün bu üniforma ile kendilerine verilmiş olduğunu zannediyor. Asıl kırılması gereken nokta budur diye düşünüyorum. Benim yurttaş olarak güvenliğimi sağlamakla sorumlu olan bir görevli bana karşı şiddet kullanır hale dönüşüyor. Bunlar eğitimsizlikten kaynaklanıyor.”
Yaşanan şiddet olaylarının ‘polise mukavemet edildiği’ şeklinde gerekçelendirilmesi üzerinde de duran Durakoğlu, “Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde anlaşıldığı gibi bir mukavemet falan da söz konusu değil. Bir mukavemet olmadığı halde polisin kendini gücünü devletin gücüyle birleştirmesi gibi bir ironiyle karşı karşıyayız. Zaten sorunda buradan kaynaklanıyor” dedi.
İKTİDAR ÇANAK TUTUYOR
Kolluk şiddetine çanak tutan nedenlerden bir diğerinin ise mevcut iktidar anlayışı olduğunu dile getiren İstanbul Baro Başkanı Durakoğlu, Türkiye’nin giderek otoriterleşen bir siyasi yapıya dönüşmeye başladığını vurguladı. Durakoğlu, “Hiç kuşku yok ki güvenlik güçleri o otoriterizmin en belirgin temsilcileri olarak ortaya çıkacaktır. Bugün ortaya çıkan manzara da bu anlamda otoriterleşmeye yönelik ortaya çıkan siyasi söylemlerin polisle vücut bulmuş halidir. Dolayısıyla yurttaşlar da bu otoriterleşmeden payına düşeni alıyor” ifadelerini kullandı.
Durakoğlu, siyasi iktidardan demokratikleşme yönelik çabalar gelmez ve tam tersi otoriter söylemlerin gelmeye devam etmesi halinde bu tarz şiddet olayların yaşanmaya devam edeceği uyarısında da bulundu.
Durakoğlu, son olarak “Türkiye giderek demokrasi ve hukuk devlet anlayışından uzaklaşıyor. Bu ilkelerden uzaklaştığı içinde şiddet olayları derinleşerek devam ediyor. Burada önemli olan nokta demokratikleşmeyi sağlayabilmektir. Şiddet olaylarını azaltmak ancak yapısal reformlarla hukuk devlet olmaya yönelmekle sağlanabilir” dedi.
POLİS ŞİDDETİNİN NEDENİ CEZASIZLIK
MA'dan Sevda Aydın'a konuşan Baran Tursun Vakfı Başkanı Mehmet Tursun da Polis Vazife ve Sâlahiyet Kanunu’nda yapılan değişiklikten bu yana 90’ı çocuk 403 insanın öldürüldüğünü ifade ederek “Bu öldürülen insanlar, polise ne mukavemet etmişlerdir ne de herhangi bir suç işlemişlerdir. Kabahatler kanunundan cezalandırılması gereken insanlar öldürülmüştür” diye ifade etti.
ŞÜPHE SOYUT BİR KAVRAM
Polis Vazife ve Sâlahiyet Kanunu’nun öngörü, takdir ve şüphe kavramlarının yargılama süreçlerinde cezasızlığı doğurduğunu söyleyen Tursun, polislerle ilgili kanunda 3 tuzak kavramın var olduğunu belirterek, "Polis öngörü, takdir ve şüphe gördüğünde duraksamadan ateş etme yetkisine sahip. Şüphe çok soyut bir kavram, bu yüzden polisin o andaki psikolojisi şüpheyi nasıl tanımlarsa ona göre davranıyor. Bu cinayetler bu kadar basit nedenlerle işlenebiliyor” diye konuştu.
YARGININ ELİ BAĞLI KALDI
Yaşam hakkını ihlal eden polislerin, mahkemede yetkilerini kullandıkları yönünde savunma yaptıklarında beraat edildiklerini ifade eden Tursun, yasada bu kavramlar ve yetkiler olduğu süre boyunca yargının da eli bağlı kaldığını ifade etti. Tursun, "Bu yüzden bu üç soyut kavramın yasadan çıkarılması gerekiyor” dedi.
CEZASIZLIK KANGRENE DÖNÜŞTÜ
Baran Tursun cinayetinin ardından gelinen noktada polisin cezasız bırakılmasının bir kangrene dönüştüğünü söyleyen Tursun, bunun nedenlerinden birinin polis şiddetine karşı duyarsızlık olduğunu belirtti. “Bir şiddet olayı yaşandığında bugüne Vali ya da emniyet müdürleri, hızlıca basına açıklama yaparak ‘mukavemet sonucu’, ‘teröristti, bu yüzden polisimiz vurdu’ diyerek, şiddet uygulayan memuru korumaya başlıyor” diyen Tursun, cezasızlığın tam da burada başlayıp, açıklamalarla toplumun ikna edilmesiyle sürdüğünü vurguladı.
YASA DEĞİŞMEZSE CİNAYETLER DEVAM EDER
Hakkında soruşturma açılan polisin, yargılanma sürecinde yasadan gelen yetkisi nedeniyle cezasız bırakıldığını belirten Tursun, “Kemal Kurkut, Emrah Barlak ve bugün basına yansıyan görüntüler de olduğu gibi kamera olmasına, çevrede insanların olmasına rağmen polisler cezasız bırakıldı. Bütün bunları bilen polis, şiddet uygulamaya meyilli ise silahını çok rahat bir şekilde kullanabiliyor ve de ceza almayacağını biliyor. Bu yüzden yasa değişmediği sürece cinayet işlemeye devam edecekler” dedi. (HABER MERKEZİ)