28 Mayıs 2020 23:32

“Sanatın dijital ortamda varlığını sürdürebilmesi tek başına mümkün değil”

Anıl YURDAKUL

Kovid-19 salgını tüm dünyayı etkiledi. Şüphesiz, salgın sonrası dünya düzeni aynı kalmayacak. Salgından etkilenen kesimlerden biri de görsel sanatlar…  Galeri 77’nin Yöneticisi Buğra Uzunçelebi ve Ressam Sayat Uşaklıgil’le görüştük.

Galeri 77’den kısaca bahsedebilir misiniz?

Buğra Uzunçelebi: Galeri 77’nin temelleri 2010 senesinde Contemporary İstanbul Sanat Fuarı için tasarladığı “Art from Armenia” sergileriyle atılırken Karaköy’de yer alan sanat merkezinin 2012 yılında tamamlanmasının ardından kurumsal bir galeri halini aldı. Galerinin başlıca amacı; yeni, farklı ve özgün sanat eserlerinin yaratımı, sergilenmesi ve geniş kitlelere ulaştırılmasına katkı sağlamak ve aynı zamanda hazırladığı sanatçı katalogları/kitaplarıyla da akademik araştırmalara yardımcı olmaktır. Ayrıca, temsil ettiği ulusal sanatçıların yanı sıra güçlü Rus ekolü altyapısıyla harmanlanmış çağdaş Ermeni sanatçıların eserlerinden oluşan geniş bir koleksiyona da sahip olan Galeri 77, uluslararası ve bölgesel sanatın tanıtılmasına ev sahipliği yapmak, destek vermek ve disiplinler arası kültür alışverişine katkıda bulunma hedefleriyle hareket etmektedir.

Ne zaman galerinin şubesini geçici olarak kapatma kararı aldınız?

B.U: Galeri mekanındaki son sergimiz 6 Şubat-14 Mart tarihleri arasında gerçekleştirdiğimiz Mesut Karakış’ın ikinci kişisel sergisi “Serial Beauty” oldu. Sergi bitimine yakın bir zamanda tüm dünyayı kasıp kavuran salgının ülkemize de sıçraması ve yayılmayı önleme amaçlı acil tedbirlerin alınmaya başlamasıyla mart ayının ortasında galeri faaliyetlerini geçici bir süre kısmen askıya alma ve gerekli tedbirleri sağlama kararı aldık. Bu süreçte, bir yandan yaz dönemi öncesi gerçekleştirmeyi planladığımız Zeynep Akgün’ün “Ruhun Kabuğu” (19 Mart-25 Nisan) ile Paris’te yaşayan Sanatçı Evgenia Saré’nin “İnsanlık Komedyası” (30 Nisan-6 Haziran) isimli kişisel sergilerini ertelerken diğer yandan galeri mekanının dezenfekte edilerek bu yeni şartlara uygun hale getirilmesi faaliyetlerini tamamlamak durumunda kaldık.

Toplumsal dolaşımın kısıtlandığı ve fiziksel temasın en aza indirildiği şu günlerde galerimiz tüm tedbirler alınarak minimum ekiple halen açık. Durum biraz yatışana ve insanların bu yeni durumu kavrayıp ona karşı yeni pozisyonlar almalarına kadar geçecek süreçte, her ne kadar kişisel sergilere bir süre ara versek de temsil ettiğimiz sanatçıların işlerini sergi harici seçkiler oluşturarak ve ara ara bunları yenileyerek sergilemeye devam ediyoruz. Keza sıkıntılı buhran anlarında en iyi iyileşmenin sanat aracılığıyla ancak mümkün olabileceği inancındayız. Galerimize şu an ziyaretçiler kalabalık gruplar olmaksızın sadece randevu ile kabul edilebiliyor.

Virüs sonrası galeri ve sanat dünyasında ne tür bir değişiklik oluşmasını bekliyorsunuz? Sergi açılışları ve sanat dünyası dijital ortama geçer mi?

B.U: Dünyanın küreselleşmesi ve internetin hızlarının bizlere sunduğu yeni imkanlar sayesinde sanat etkinliklerinin uzak mesafelerden de takip edilebilir olması yeni bir durum değil aslında. Uzunca bir süredir, özellikle müzelerin önderliğinde, dünyanın bir başka yerindeki koleksiyonları takip edebilir, sergilenen ve hatta sergilenmeyen bir kısım eserleri internet ortamından inceleyebilir durumdayız. Fakat bu uygulamalar nispeten sınırlı sayıdaydı ve şimdiki kadar yaygın değildi. İlk başta eserin iki boyutlu görseli ve detaylarının yer alarak bir kısım bilginin verildiği daha basit yapılar şeklinde başlayan bu serüven gitgide gelişerek şimdilerde sanki o sanat mekanı içinde geziyormuşsunuzcasına üç boyutlu sanal turların yapıldığı bir hal aldı.

Ayrıca, daha önceden özellikle sanat akademisyenleri ve duayen isimlerin kimi zaman bir ücret mukabilinde verdiği sanat tarihi kursları, seminerler, karşılaştırmalı sanat dersleri, sertifika programları ve tecrübelerin paylaşıldığı söyleşilerin şimdilerde internet üzerinden ücretsiz olarak herkesin erişimine açıldığını gözlemliyoruz. Bu gelişmeyi, güçlü bir toplumsal sanat anlayışı kazandırabilmek ve sanat bilincinin daha geniş kitlelere ulaşabilmesi açısından olumlu karşılamaktayız.

Peki… Sanatın dijital ortamda varlığını sürdürmesi ne kadar mümkün?

B.U: İnternet ortamı ve sadece sanal dünyaya bel bağlamak bir süre sonra yetmemeye başlayacak. Keza sanat dünyasının dijital ortamda varlığını sürdürebilmesi tek başına mümkün değil. İnsanın sanatla olan ilişkisinin duyular üzerinden gerçekleştiğini ve özellikle yeni sanatçı ve/veya eseri keşfederken bir bağ kurmak ve daha yakından incelemek üzere o eserle karşı karşıya gelmeyi tercih ettiğini hatırlatmakta fayda var. Dünya bir yandan şu an içinde bulunduğumuz durumla mücadele ederken diğer bir yandan sonrasında neler olacağını keşfetmeye çalışıyor, değişen insan alışkanlıklarını gözlemleyerek toplumsal davranış kurallarını yeninde düzenlemeye çalışıyor. Zaman içinde sanat piyasasının bu değişikliklerden ne oranda etkileneceğini ve ne tür tedbirler alınarak nasıl şekilleneceğini önümüzdeki günlerde yaşayarak birlikte göreceğiz.

Şu an ne tür kaygılar yaşıyorsunuz ve nasıl çözümler üretiyorsunuz?

B.U: Bu süreci kaygıyla karşılamaktan ziyade durumu anlama ve ne tür çözümler üretebileceğimiz üzerine düşünerek geçiriyoruz. Birçok galeri ve sanat kurumunun yaptığı gibi bizler de ilk etapta faaliyetlerimizi şimdilik internet üzerinden sürdürmeye, sosyal medya aracılığıyla sanatçı ve eser tanıtımlarına ağırlık verdik. Bir yandan farklı farklı tekniklerle geçmiş sergilerimizi sanal ortamda yeniden oluştururken diğer bir yandan gelecek sergilerin internet üzerinden daha etkin nasıl sergilenebileceğine dair kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Sanatçılarımızın ev ve atölyelerine kapanarak yeni eser üretimlerine hız kesmeden devam ettiği bu dönemde bunları sanatseverlere en doğru şekilde nasıl ulaştırabileceğinizi ve insan alışkanlıkları değiştikçe bu yeni duruma nasıl ayak uydurabileceğimizi planlıyoruz.

UŞAKLIGİL: GENÇ SANATÇILARI ZOR BİR DÖNEM BEKLİYOR

Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü mezunu olan Sayat Uşaklıgil, 1997 yılından bu yana yurt içi ve yurt dışında birçok fuara ve sergilere katıldı. Çalışmalarını Kadıköy’deki atölyesinde devam ettiren Uşaklıgil, pandeminin plastik sanatlarla ilgilenen sanatçılar için büyük bir değişiklik getirmediğini söylüyor.  Sanatçının, dışarıyla iletişimi sınırlandığı için kendisiyle baş başa kalıp işlerine odaklanması kolaylaşacağını belirten Uşaklıgil, sanatçıların yaşayacağı sorunlara şöyle dikkat çekiyor: “Yalnız bu dönemde maddi anlamda sanatçıyı bekleyen bir tehlike olabilir. Atölyesinden ders veren veya resim satışı dışında ekstra yan geliri olmayan özellikle genç sanatçıları maddi anlamda zor bir dönem bekliyor.  Sanatçının malzeme ve atölye masrafları o kadar çok ki…”

Pandeminin sanatı dijital ortama taşıdığını ve bunun zaafları olduğunu aktaran Uşaklıgil “Dünya çapındaki birçok müze şu anda kapalı. Tüm sanat fuarları iptal edilmiş durumda. Bu arada pek çok sanatçı planlanan sergi ve etkinliklerini başka tarihlere ertelemek zorunda kaldı. Galeriler çözüm olarak dijital ortamda sanal sergi turları düzenlemeye başladı. Hatta eserler bu platformlar yoluyla satışa sunuluyor. Yine sosyal medyada galeriler ve sanatçılar röportajlarla, atölye videolarıyla veya online sanatçı konuşmalarıyla sanat ortamını canlı tutmaya çalışıyorlar. Burada tabii kötü olan şey insanların sergi atmosferini koklamaktan, orijinal eserleri görmekten mahrum kalmaları… Sanatsal eserini; fotoğraftan veya dijital ortamda görmek asla onunla birebir kurduğumuz bağı kuramaz.” diyor.

Evrensel'i Takip Et