Gülsüm Elvan: Poliste bu yetki oldukça nice çocuklar ölür
Oğlu Berkin’i polisin attığı gaz bombasıyla yitiren Gülsüm Elvan, Suriyeli Ali el Hemdan’ın polis kurşunuyla can vermesini de hatırlatarak, “Bu yetki polisin elinde oldukça nice çocuklar ölür” dedi.
Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan | Fotoğraf: MA
Sadiye ESER
Gezi Parkı direnişi 7’nci yılını geride bırakırken, o günlerde katledilenlerin ailelerince başlatılan adalet arayışı hâlâ devam ediyor. Başlayan direnişe omuz vermek ve taleplerini haykırmak amacıyla Türkiye’nin neredeyse tüm kentlerinde sokağa çıkanlar polisin müdahalesiyle karşılaştı. Bu müdahaleler sonucunda 12 kişi yaşamını yitirdi, binlerce kişi yaralandı.
Protestolar sırasında yaşamını yitirenlerden biri henüz 14 yaşındaki Berkin Elvan’dı. Berkin, 6 Haziran 2013 günü İstanbul’un Okmeydanı semtinde bulunan evlerinden ekmek almak için dışarı çıktığı esnada, bir gösteriye müdahale eden polisin attığı gaz bombası fişeğinin kafasına isabet etmesi sonucu ağır yaralandı. Kaldırıldığı Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yoğun bakıma alınan Elvan, 269 gün yaşam mücadelesi verdikten sonra 11 Mart 2014’te hayatını kaybetti.
SORUŞTURMA 3 BUÇUK YIL SÜRDÜ
Olaya dair soruşturma Berkin yaşamını yitirdikten sonra başlatıldı. 18 polisin ifadesi alınırken, sadece biri fail oldu. Yaklaşık 3 buçuk yıl süren soruşturma sonrası sanık polis yüz eşleştirme programlarından teknik yollarla tespit edildi ve hakkında "kasten insan öldürme" suçlamasıyla dava açıldı. Soruşturma süresince 6 savcı değişen davanın ilk duruşması 6 Nisan 2017’de İstanbul 17'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Sanık polis Fatih Dalgalı, 6 Temmuz'da görülen ikinci duruşmaya görevli bulunduğu Van'dan SEGBİS aracılığı ile katılarak ifade verdi. Elvan Ailesi'nin avukatlarının tüm ısrarına rağmen Dalgalı'nın tutuklu yargılanması yönünde karar çıkmadı.
RAPORA RAĞMEN TUTUKLANMADI
23 Ocak 2019’da görülen 9’uncu duruşmada özel teknik bilirkişi heyeti, İstanbul 17'nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdiği raporda Berkin Elvan'ın vuran polisin Fatih Dalgalı olduğunu bildirdi. Ancak bilirkişi raporuna rağmen mahkeme Dalgalı’nın tutuklama talebini sanığın “polis” olması gerekçesiyle reddetti.
6 YIL SONRA KEŞİF YAPILDI
Mahkeme, olay yerinde keşif yapılmasına da ancak 6 yıl sonra karar verdi. İstanbul İl Jandarma Komutanlığı Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü tarafından 10 Nisan 2019'da yapılan inceleme sonucunda hazırlanan raporda, görüntülere göre ZET kullanan iki polisin, kaç derecelik açıyla atış yaptıklarının tespit edilemediği belirtilerek, kusur oranın belirlenmesinde yetersiz kalındığı ifade edildi. Raporda yine Berkin’in, yasadışı eylemlerde bulunan gösterici grubun olduğu alanda bulunarak kendi güvenliği ile ilgili gerekli özeni göstermediği gerekçesiyle “tali kusurlu” olduğu öne sürüldü.
VİRÜSTEN 2 DEFA ERTELENDİ
Davanın 18 Mart’ta görülmesi kararlaştırılan 17’nci duruşması, koronavirüs salgını nedeniyle önce 6 Mayıs'a, akabinde de 23 Eylül’e ertelendi. Duruşmalar sırasında defalarca kez çocuklarının vurulduğu anın görüntülerini izlemek zorunda kalan Elvan Ailesi, yüreklerinin kaldıramadığı bu görüntülerden dolayı birçok kez duruşma salonunu terk etmek zorunda kaldı.
"GEZİ; ONURDUR, EKMEKTİR, HALKTIR"
Gezi’nin 7’nci yılına ilişkin konuşan anne Gülsüm Elvan, “Duygularımız aynı hiçbir şekilde değişmeyecek. Her ne kadar koronavirüs nedeniyle dışarı çıkamazsak da, Gezi bizim için her zaman bir onurdur, ekmektir, sudur, halktır.. Her sene aynı şekilde anacağız, hiç kimse Gezi’yi yargılayamaz, kirletemez” dedi
GÖRÜNTÜLER DEFALARCA İZLETİLDİ
Dava duruşmaların ikinci kez ertelenmesine itiraz eden Elvan, “Duruşmamız koronavirüs nedeniyle Deniz Gezmişlerin idamlarının yıldönümü olan 6 Mayıs gibi anlamlı bir güne ertelendi. Ancak görülmedi yine ertelendi. Önümüzde en fazla iki duruşma daha görülecek gibi görünüyor” diye belirtti. Duruşmalarda tanık polislerin mahkeme başkanının bütün sorularına “hatırlamıyorum” yanıtı vermesi üzerinde de duran Elvan, tepkisini: “Bu şekilde uzatmak istediler. En son Jandarma kamerasını önümüze çıkardılar. Dediği tek şey; ‘Evet çocuk orada vuruldu’. Fakat sokağa çıkıp kendini savunmadı. Çocuk kendini nasıl savunabilir. Buradan tiyatroculardan da özür dileyerek şunu söylemek istiyorum, önümüze çok farklı bir tiyatro çıkardılar. Komedi desem komedi değildi. Her duruşmada durmadan aynı şeyi gözümüzün önüne getirerek, bize büyük bir işkence yapıldı. Sürekli çocuğumuzun vurulduğu görüntüler gösterildi. Bize bir tiyatro üzerinden işkence yaptılar” sözleriyle gösterdi.
YARA KABUK BAĞLAMADI
“Durmadan aynı görüntüleri izlemek çok kolay değil” diyen Elvan, şunları ekledi: “Zaman geçtikçe yara kabuk bağlar diyorlar ama öyle değil. O yara hep taze. Anneler günü geliyor, bayramlar geliyor, çocuk bayramları geliyor. Bizim için hiçbir şekilde bu yara kabuk bağlamadı. Ama yaramıza tuz basarak bize büyük işkenceler edildi ve edilmeye devam ediliyor.” Elvan, Gezi’nin yıldönümü dolayısıyla kamuoyuna ise “Herkes evlerinden, balkonlarından, ‘Her yer Gezi, her yer direniş’ desin. Gezi’yi analım, unutmayalım. Ne Gezi’yi ne çocuklarımızı unutturmayacağız” sözleriyle seslendi.
POLİSTE BU YETKİ OLDUKÇA...
27 Nisan günü Adana’nın Seyhan ilçesinde "dur" ihtarına uymadığı gerekçesiyle polis F.K. tarafından 18 yaşındaki Suriyeli Ali El Hemdan kalbinden vurularak öldürülmesine de değinen anne Elvan, “Türkiye’de sokak ortasında çocuklar öldürülüyor. Yetkililere şöyle bir çağrım var. Polise verilen bu yetkiler geri alınsın. Bu yetki polislerin elinde oldukça nice çocuklar ölür” dedi. (İstanbul/MA)